Serotonin -Asker & Doktor-

/34/

Merhaba canlarr!

Nasılız bakalım? Kötüyseniz dertleşelim->

Bölüm başı okuma sayımız 1000 den 100 e düştü. Şu erişim yasağı bize yaramadı yaa:(

Neyse biz bize yeteriz. En azından yasak kalkana dek.

Haydi bölüme geçelim!

...

Ellerimi yıkarken akan suyla zihnimin bulandığını hissettim.

Her bir damla akıp giderken suyu kapatmam gerektiğini bilsemde hareket edemiyor, yada istemiyordum.

"Aşık mı oldun? "

Suyla yaşadığım mükemmel dakikalarımı bölen Ömer'le kendime geldiğimde suyu kapattım.

Doktor önlüğüne geçirdiği elleriyle bana bakıyordu.

Garip bir şekilde yüzünden düşmeyen gülümsemesi yok olmuş, sakalları hafifçe çıkmaya başlamış, dalgalı saçları dağılmıştı.

"Sen Ömer misin lan?"

"Evet."

Ortamda gerginliğin yükseldiğini hissediyordum, nede olsa her gün şen şakrak olan adam Kübra'ma bağlamıştı.

-yanlış anlaşılma olmasın soğuk olmasın Kübra'mın her halini seviyorum ama Ömer'e gülmek yakışıyor-

Ellerimi kurulamam biterken ilerleyerek birkaç adım ötesinde durdum.

"Bir şey mi içtin?"

"Hayır."

"Aşık mı oldun?"

"Hayır."

Şaka yapmıyordu.. ÖMER ŞAKA YAPMIYORDU!

Anın şokuyla bir süre boş boş birbirimize baktık, en sonunda yanına gidip yüzüne tokat attığımda ne yaptığımın farkına varmamla gözlerim büyüdü.

Adam bozuk televizyon sanki, niye vurdun oğlum!

Yediği darbeyle yüzü yana çevrilsede ses çıkartmadı. Elleri hala cebinde, boş gözlerle bakıyordu. Geri bana dönen bakışlarıyla cidden bir şey olduğundan emin olmuştum.

"Benimle gel."

...

Yarım saat sonra, hastanenin arka bahçesi...

Yarım saattir ikimizde konuşmuyorduk. Gecenin ilerleyen saatlerinde iki doktor hastanede gelip geçenleri izliyor, esen rüzgarla götümüzün daha fazla donmasını dilediğimiz için mermere oturmuş etrafa bakıyorduk.

Sessizliği bozan taraf olmam gerektiğini anlamam 32 yaşında olduğum gerçeğiyle birlikte geldi.

Nede olsa ondan büyüktüm. Bir bok bilmediğim bu hayat hakkında ona ders felan vermeliydim.

Gerçi verdiğim ders olsa olsa tıp terimleri ve Kübra'm ile olan ilişkim üzerine olurdu ya neyse.

"Hava güzelmiş."

Kar yağacak deseler inanırım.

"Evet."

Bir süre daha sessizce oturduk. En sonunda yaşımın sorumluluğunu bir kenara atarak ofladım.

Cebimden çıkarttığım sigara paketinden bir tane çıkartarak dudaklarımın arasına aldım. Paketi uzattığımda beni şaşırtarak bir tane de Ömer aldı.

Lan bu sigaradan nefret ediyordu...

Çakmakla sigaramı yaktıktan sonra ona verdim. Kendi sigarasını yakarak dumanı üfledi, çakmağı bana uzattığında yüzüme bakmıyordu.