Günlük Hayata Geri Dönüş
Seda, Hande ile vedalaştıktan sonra içindeki karmaşaya rağmen hayatına kaldığı yerden devam etmek zorundaydı. Bir an için sivil hayatın ve duygusal karmaşaların içine çekilse de, disiplinli yaşamı ona geri dönmesi gerektiğini hatırlattı. İçinde Hande'ye karşı bir şeyler kıpırdanıyordu, ama bu duygular onun için hala yeni ve yabancıydı. Şimdi ise, görevine ve sorumluluklarına odaklanmalıydı. Bu duygular, ancak bir kenara bırakılması gereken birer anıydı.
Bir sabah erkenden kalktı. Güneş henüz doğmamıştı, ama üssün içi hareketlenmeye başlamıştı bile. Hızla üniformasını giydi, her zaman olduğu gibi disiplinli ve kararlı bir şekilde kendini hazırladı. Birlik komutanı olarak, askerlerine liderlik etmek ve onları en iyi şekilde eğitmek onun sorumluluğundaydı. Kafasında Hande'ye dair düşünceler olsa da, bu sabah onları zihninin derinliklerine gömdü.
Eğitim Alanı
Seda, askerleriyle birlikte eğitim alanına geldiğinde, etrafındaki herkesin dikkatle ona baktığını hissetti. Sert ve kararlı adımlarla ilerledi, askerleri onun otoritesini hissedebiliyordu. Her zaman olduğu gibi, Seda'nın liderliğinde bir gün daha başlıyordu.
Seda: "Toplanın!"
Onun bu sert ve net komutu, tüm askerleri harekete geçirdi. Hızla sıraya giren askerler, Seda'nın karşısında dimdik durdular. Seda, gözlerini bir bir onların üzerinden geçirdi. Hiçbir detayı kaçırmıyordu; en ufak bir hata bile onun gözünden kaçmazdı.
Seda: "Bugün zorlu bir eğitim yapacağız. Sınırlarınızı zorlayacaksınız. Kimse yorulmuş gibi yapmasın, kimse pes etmesin. Burada zayıflık kabul edilmez. Anlaşıldı mı?"
Askerler hep bir ağızdan yüksek bir sesle cevap verdiler.
Askerler: "Emredersiniz, komutanım!"
Seda, onların seslerindeki kararlılığı dinledi ve ardından hafifçe başını salladı. Eğitime başlamadan önce son kez onları süzdü.
Seda: "Burada zayıflık yok. Güçlü olacaksınız, disiplinli olacaksınız. Hedefinize kilitleneceksiniz. Şimdi, başlayın!"
Askerler hemen harekete geçti. Seda, eğitim boyunca onların her hareketini izledi. Hata yapan bir asker olduğunda, hemen yanına gidip sert ama öğretici bir şekilde uyarıda bulunuyordu. Onun liderliği altında, herkes daha dikkatli ve disiplinli davranmak zorundaydı.
Bir asker, zorlu bir parkurda takıldığında Seda hızla yanına gitti. Sert ama motive edici bir tonda konuştu.
Seda: "Pes etmek yok! Bu parkuru bitirmen lazım. Ayağa kalk ve devam et!"
Asker, Seda'nın gözlerindeki sert kararlılığı görünce, hemen toparlandı ve parkura geri döndü. Seda, onların her birine güçlü olmayı, zorluklar karşısında pes etmemeyi öğretmeye kararlıydı. Eğitim sona erdiğinde, herkes yorgun ama tatmin olmuştu. Seda'nın liderliği altında, her gün daha da güçleniyorlardı.
Gece Nöbeti
Gece, üssün üzerine sessizlik çökmüştü. Gecenin karanlığı, sadece nöbetçi askerlerin ayakta olduğu bir huzurla kaplıydı. Onur, bu gece nöbet sırasındaydı, ama birkaç gündür süren yoğun eğitim ve yorgunluk onu iyice bitkin düşürmüştü. Göz kapakları ağırlaşmaya başlamıştı. Yorgunluk, görev bilincine karşı koymaya başlamıştı. Nöbet noktası sessizdi ve hiçbir hareket görünmüyordu. Onur, sadece bir an gözlerini kapatmayı düşündü. "Sadece bir an," diye geçirdi içinden. Ama bu "bir an," her şeyin değişmesine sebep olacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zıt Renklerin Dansı | gxg
RomanceHande Baladın, Türkiye'nin en başarılı voleybolcularından biri, sahada güçlü ama iç dünyasında derin bir boşluk hissediyor. Seda Karahisar ise bir PÖH komutanı olarak tehlikeli görevlerde liderlik yaparken, geçmişindeki yalnızlık ve acılarla mücadel...