Hande, Seda'nın elini tutarken içindeki duyguların yoğunluğu karşısında bir an afallamıştı. Bu dokunuş, sadece basit bir temas değildi; geçmişteki bağlarının, aralarındaki derin sevginin bir yansımasıydı. Seda'nın bu anı nasıl hissettiğini anlamaya çalışırken, gözlerini ondan ayıramıyordu. Bir yandan Seda'ya olan sevgisini, diğer yandan ise aralarındaki sorunların çözülmesi gerektiğini düşünüyordu. Sessizce birbirlerine bakarken, bu bakışlar kelimelere ihtiyaç duymadan tüm duyguları ortaya koyuyordu.
Seda, Hande'nin gözlerinin içine bakarken, içindeki karmaşık duygular yüzeye çıkmaya başladı. Onu öpmek, ona sarılmak, tüm bu zaman boyunca hissettiği özlemi dindirmek istiyordu, ama gururu ve kırgınlığı onu durduruyordu. Gözleri Hande'nin dudaklarına kaydığında, ona bu kadar yakınken ona dokunmamak için kendini zor tutuyordu. O anın büyüsü, aralarındaki sessizlikle daha da yoğunlaşmıştı, ama o sırada Hande'nin telefonu çalmaya başladı ve bu büyü aniden bozuldu.
Hande, irkilerek telefonuna baktı. Arayan numaraya kısa bir bakış attıktan sonra, Seda'ya mahcup bir ifadeyle gülümsedi ve telefonu açtı. Kısa bir görüşme yaptı; bu sırada Seda, masadan kalkarak sessizce oturma odasına geçti. Koltuğa uzandı, ama omzundaki ağrı giderek artıyor gibiydi. Gözlerini kapattı, biraz dinlenmek belki de iyi gelecekti. Ancak, zihninde dolaşan düşünceler onu bir türlü rahat bırakmıyordu. Hande'yle olan bu yakınlaşma, içinde bastırmaya çalıştığı tüm duyguları yeniden uyandırmıştı.
Hande, telefon görüşmesini bitirdiğinde, hemen Seda'nın nerede olduğuna bakmak için oturma odasına yöneldi. Seda'yı koltukta uzanmış halde görünce, içindeki endişe yeniden su yüzüne çıktı. Onun yanında olmanın verdiği huzurla birlikte, hala çözülmemiş sorunların ağırlığını da hissediyordu. Sessizce Seda'nın yanına yaklaştı. Seda gözlerini açmamıştı, ama Hande'nin geldiğini fark etmişti.
Hande, sessizce Seda'nın başucuna eğildi ve onun alnına bir öpücük kondurdu. Bu, Hande için bir tür ritüeldi; Seda'yı böyle öpmeden içindeki eksikliği asla tamamlanmış gibi hissetmezdi. Ancak, Hande tam geri çekilmek üzereyken, Seda aniden Hande'nin elini tuttu ve onu kendine doğru çekti. Artık bu özleme dayanacak gücü kalmamıştı; Hande'nin kokusunu, sıcaklığını hissetmek istiyordu. Bu anın getirdiği duygusal yoğunluk, Seda'nın tüm direncini kırmıştı.
Seda, hala koltukta uzanır bir şekilde, Hande'yi kollarının arasına aldı ve onu sıkıca kendine çekti. Aralarındaki mesafe neredeyse tamamen kapanmıştı. Hande, bu ani yakınlaşma karşısında bir an duraksadı, ama Seda'nın bu içten hareketi karşısında direnmeyi aklından bile geçirmedi. Hande, kendini Seda'nın kollarına bıraktı, onun sıcaklığını hissettiğinde içindeki tüm karmaşa bir anlığına durulmuştu.
Hande, Seda'nın kollarında bir süre hareketsiz kaldı. Seda'nın sıcaklığı, kalbinin derinliklerindeki duyguları yeniden alevlendirmişti. İçindeki karmaşayı bastırmaya çalışarak, kendini tamamen Seda'nın kollarına bırakmak istedi. Bu an, her şeyin önüne geçiyordu. Seda'nın onu böyle sahiplenici bir şekilde kucaklayışı, Hande'nin içinde sakladığı tüm kırgınlıkları ve özlemi yüzeye çıkarıyordu.
Seda, Hande'yi daha sıkı sararak, onun kokusunu içine çekti. Hande, Seda'nın kalbinin attığını hissedebiliyordu. Sessizlik içinde sadece birbirlerinin nefes alışverişlerini dinliyorlardı. Seda'nın dudakları, Hande'nin kulağına hafifçe değdiğinde, Hande'nin tüyleri diken diken oldu. Seda fısıldadı, "Seni ne kadar özlediğimi biliyor musun?"
Hande, Seda'nın bu kadar açık bir şekilde özlemini dile getirmesini beklemiyordu. Seda her zaman duygularını kontrol eden, nadiren böyle konuşan biriydi. Bu yüzden Hande, bir an ne diyeceğini bilemedi. Ama içindeki özlemi artık saklayacak hali de kalmamıştı. "Ben de seni çok özledim," dedi yavaşça, sesi hafif titriyordu. Bu basit cümle, aralarındaki tüm duvarları bir anda yıkmış gibiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zıt Renklerin Dansı | gxg
RomanceHande Baladın, Türkiye'nin en başarılı voleybolcularından biri, sahada güçlü ama iç dünyasında derin bir boşluk hissediyor. Seda Karahisar ise bir PÖH komutanı olarak tehlikeli görevlerde liderlik yaparken, geçmişindeki yalnızlık ve acılarla mücadel...