Bölüm 48: Evliliğe İlk Adım

110 9 6
                                    

Seda ve Hande, birbirlerine duydukları sevgi ve bağlılık, onları hayatlarının en önemli gününe taşırken, ikisi de içlerinde hem tarif edilemez bir heyecan hem de huzur buluyordu. Onları evlilik kararına getiren süreç, birçok güzel anıyı ve birlikte verdikleri zorlu kararları içeriyordu. Ancak bu yolculuğun bir gün Paris'e, aşk ve özgürlüğün simgesi olan bu büyülü şehre varacağını hiç hayal etmemişlerdi. Yine de Paris, ikisinin hikayesini yazmak için mükemmel bir yerdi. Bu şehir, ikisinin aşkını taçlandıracak özel anlar için onları bekliyordu.

Sabahın ilk ışıkları odaya dolarken, ikisi de uyandığında göz göze geldiler. Hande, heyecandan sabaha kadar uyuyamamıştı, kalbi düğünle ilgili tatlı bir telaşla atıyordu. Seda ise onun yanında yatarken, her zamanki güçlü duruşunu korusa da içindeki kelebekleri kontrol edemiyordu. Bu an, hayatlarının dönüm noktasıydı ve bunun ne anlama geldiğini ikisi de çok iyi biliyordu.

Seda, Hande'nin yanına yaklaşıp, uykulu bir gülümsemeyle ona sarıldı. "Bugün başlıyor," diye fısıldadı. Hande, onun sıcak kollarında bir an huzur bulduktan sonra, gülümseyerek cevap verdi, "Evet, bugün sadece bizim hikayemiz başlıyor." Hande'nin yüzündeki heyecan ve mutluluk, Seda'nın içini ısıttı. Hande'nin ona olan sevgisi, ona her zaman güçlü hissettirmişti ve bu yeni hayat yolculuğunda birbirlerine verdikleri sözlerin gücünü hissetmek, Seda'ya tarifsiz bir huzur veriyordu.

İkisi de hazırlıklarına başlamak için yataktan kalktı. Hande, aynanın karşısında durup yüzüne son dokunuşları yaparken, Seda onun arkasında durup sessizce izliyordu. Hande'nin kendine güvenen duruşu ve yüzündeki o saf mutluluk, Seda'nın gözlerinde bir anlığına gururla parladı. Bu kadın, onun tüm hayatını değiştirmişti, ona yepyeni bir dünyanın kapılarını açmıştı. Seda, Hande'nin yanında geçirdiği her anın değerini bildiğini düşünüyordu. Hande'nin tüm bu tatlı telaşı arasında, Seda da onun yanında durarak destek olmaktan büyük bir keyif alıyordu.

Hande'nin son hazırlıklarını tamamlamasını beklerken, Seda onun valizini yavaşça kapattı ve kenara koydu. Ona sevgi dolu bir bakışla bakarak, "Seni böyle telaşlı görmek hoşuma gidiyor," dedi fısıldayarak. Sesi, Hande'nin kalbine bir kez daha huzur dolu bir dokunuş gibiydi. Hande, Seda'nın bu güven dolu bakışları arasında tamamen huzurlu hissediyordu.

Gülümseyerek, "Evet, ama bu sefer gerçekten tatlı bir telaş. Bu sefer tamamen bizim hikayemiz," diye yanıt verdi. Seda, Hande'nin sözlerindeki sıcaklığı ve samimiyeti hissetti ve onun elini tutarak, "Bu hikaye sadece ikimizin ve bunu birlikte yazmaya devam edeceğiz," dedi. Parmaklarını Hande'nin parmaklarıyla kenetledi.

Hazırlıklar tamamlanmıştı, valizler kapatılmış, pasaportlar çantaya yerleştirilmişti. Hande son bir kez odaya göz gezdirip, içeride hiçbir şey bırakmadığından emin olurken, Seda ona bakarak hafif bir gülümsemeyle bekliyordu. Hande'nin yüzündeki endişeli ifadeyi fark edince, "Hadi, her şey hazır. Hiçbir şeyi unutmamışsındır," diye onu sakinleştirdi. Hande de ona gülümseyerek cevap verdi, "Tamam, hazırım. Birlikte yola çıkmaya hazırım."

Havalimanına vardıklarında, Seda ve Hande'yi küçük bir sürpriz bekliyordu. Seda'nın en yakın dostu Ali ve onun timinden bazı arkadaşları, Seda'ya destek olmak için gelmişti. Hande'nin voleybolcu arkadaşları, Teo, Hümeyra ve diğer yakın dostları da onların yanındaydı. Bütün bu kalabalık, hem Seda hem de Hande için büyük bir moral kaynağıydı. Herkesin yüzünde heyecan ve mutluluğun birleştiği bir ifade vardı.

Ali, Seda'yı gördüğünde göz kırparak ona yaklaştı ve hafifçe eğilerek, "Komutanım, sonunda Paris'i fethetmeye gidiyoruz. Üstelik bu kez en özel görevin için!" dedi, dostane bir tebessümle. Seda, bu espriye gülümseyerek karşılık verdi. "Ali, bu gerçekten en özel görev. Ama bu sefer silah yok, kalkan yok. Sadece kalbimle yanındayım," dedi.

Zıt Renklerin Dansı | gxgHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin