Bölüm 37: Tutkunun ve Gerilimin Kesiştiği An

119 10 7
                                    

Seda, son operasyonun ardından hayatına geri dönmek zorunda kalmıştı. İçinde fırtınalar kopsa da, PÖH'de görevli olmanın verdiği sorumlulukları taşımayı öğrenmişti. Yaşanan kayıplar ve operasyonun ağırlığı hâlâ omuzlarında hissettiği bir yüktü, ama görev her zaman kutsaldı ve bu acıyla yaşamayı öğrenmek zorundaydı. Hande, onun yanında destek olabildiği kadar oluyordu. Seda ne kadar güçlü görünse de, bazen sessizliğin ardındaki kırılganlığı Hande'nin gözünden kaçmıyordu.

İkisi de zamanla hayatlarına geri dönmüş, rutinlerine dönmüşlerdi. Hande, antremanlarına ve yaklaşan maçlarına odaklanırken Seda, görevlerine kendini adıyordu. Haftalar böylece sessiz bir şekilde geçiyordu. Fakat aralarındaki güçlü bağ, birbirlerine olan sevgileri, her şeyi daha dayanılabilir kılıyordu.

Bir akşam, Hande antreman sonrası eve geldiğinde telefonunu çaldığını gördü. Arayan yakın arkadaşı Simge'ydi. Hande telefonu açtığında, Simge neşeli bir sesle konuşmaya başladı.

"Hande, yarın akşam evde bir buluşma yapıyoruz. Takım arkadaşlarını da davet ettim, gelmezsen çok bozulurum haberin olsun!" dedi, gülerek.

Hande gülümsedi, Simge'yi asla kıramazdı. "Tabii ki gelirim, ama işin ucunda beni kıramamanı umuyorum," diye şakalaştı. Konuşmanın ardından telefonu kapattı ve mutfağa yöneldi, orada yemek hazırlamakla meşgul olan Seda'ya doğru seslendi.

"Yarın akşam Simge'de toplanıyoruz. Yemek yapmış, bütün takım orada olacak," dedi Hande.

Seda, Hande'nin arkadaşlarıyla vakit geçirmesini her zaman desteklemişti, çünkü Hande'nin bir süreliğine iş stresinden uzaklaşmasını ve rahatlamasını istiyordu. Hafifçe gülümseyerek, "Eğlen biraz. Merak etme, ben evde uslu uslu oturacağım," dedi.

Hande güldü, Seda'nın esprilerine her zaman bayılırdı. Seda'nın eğlenceli ve rahat tavırları, Hande'nin içindeki stresi hafifletirdi. Hande de gitmekte tereddüt etmedi, çünkü Seda'nın ona bu şekilde destek olması, ona güç veriyordu.

***

Hande, antremandan çıkar çıkmaz telefonunu eline aldı ve Seda'ya kısa bir mesaj attı: "Antreman bitti, Simge'ye geçiyoruz. Sen de yemek yemeyi unutma sevgilim. Seni seviyorum."

Seda, her zamanki sıcaklığıyla cevap verdi: "Tamam hatunum, eğlenmene bak. Beni düşünme. Seni seviyorum."

Bu mesaj Hande'nin yüzünde kocaman bir gülümseme oluşturdu. Seda'nın varlığı ve onu her zaman desteklemesi, Hande'nin içini huzurla dolduruyordu. Hazırlıklarını tamamlayarak takım arkadaşlarıyla birlikte Simge'nin evine doğru yola çıktılar.

Yol boyunca takım arkadaşlarıyla neşeli bir sohbet sürdü. Hande'nin arkadaşları ona antreman hakkında sorular soruyor, şakalaşıyor ve akşam yemeği için heyecanlarını dile getiriyorlardı. Hepsi birbirine çok yakındı ve bu birliktelik, Hande'nin hayatındaki en keyifli anlardan biriydi.

Simge'nin evine vardıklarında, kapının önünde bir an duraksadılar. Takım arkadaşları hala birbirleriyle şakalaşıyor ve Simge'nin hazırladığı yemek hakkında tahminlerde bulunuyorlardı.

Simge, neşeyle kapıyı açtı ve büyük bir gülümsemeyle, "Hoş geldiniz kızlar! Gelsenize, yemek çoktan hazır!" dedi.

Hande, içeri girerken Simge'nin enerjisine her zaman hayran kalırdı. Simge, evinde ağırlamayı ve arkadaşlarıyla vakit geçirmeyi çok seven biriydi, bu yüzden ortama sıcak ve samimi bir hava katıyordu.

Hande, Simge'ye sarıldı ve "Buraya gelmek için sabırsızlanıyordum. Harika görünüyorsun, Simge!" dedi, samimi bir şekilde.

Simge, "Teşekkür ederim canım! Ama içeri girin, yemekler soğuyacak," dedi.

Zıt Renklerin Dansı | gxgHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin