Hande Baladın, Türkiye'nin en başarılı voleybolcularından biri, sahada güçlü ama iç dünyasında derin bir boşluk hissediyor. Seda Karahisar ise bir PÖH komutanı olarak tehlikeli görevlerde liderlik yaparken, geçmişindeki yalnızlık ve acılarla mücadel...
Sedanın rehabilitasyon süreci nihayet sona eriyordu. Haftalar boyunca süren fiziksel terapiler, egzersizler ve zihinsel toparlanma süreçleri nihayet meyvesini vermişti. Doktorlar, ona görevine geri dönebileceğini söylediklerinde, Seda'nın içindeki heyecan tarif edilemezdi. Askerliğe ve disipline duyduğu özlem, sonunda yerini tatmin edici bir rahatlamaya bırakıyordu. Yine de doktorlar, dikkatli olması gerektiğini belirtmişlerdi. Ağrılarının zamanla geçeceğini ama kendine dikkat etmesi gerektiğini söylemişlerdi.
Seda, o sabah doktorlarla yaptığı son görüşmeyi hatırlarken, odasında hazırlık yapıyordu. Doktorlar, raporunu onayladıktan sonra onu tebrik etmişlerdi. Seda, disiplinli yapısıyla her şeyin üstesinden gelmeyi başarmıştı. Ama asıl zorluk, şimdi başlıyordu; hem göreve geri dönmek hem de Hande'ye kavuşmak onun için yeni bir dönemin başlangıcıydı.
Doktor: "Tebrikler, Komutan Karahisar. Resmi olarak göreve dönebilirsiniz. Ama dikkatli olmalısınız. İyileşme süreciniz devam ediyor, bu yüzden her şeyin yavaş yavaş düzelmesine izin verin."
Seda (Gülümseyerek): "Teşekkür ederim, doktor. Dikkat edeceğim. Ama işime geri dönmek için sabırsızlanıyorum."
Doktorla vedalaştıktan sonra, hemen havaalanına gitmek için hazırlıklarını yaptı. Tek düşündüğü, Hande'ye yapacağı sürprizdi.
Seda, İstanbul'a gelir gelmez bir taksiye bindi. Elindeki çiçeklerle birlikte Hande'nin evine doğru yol alırken, içindeki heyecan büyüyordu. Hande'ye haftalardır kavuşmamıştı ve ona yapacağı bu sürpriz için sabırsızlanıyordu. Taksi Hande'nin evine yaklaştığında, Seda derin bir nefes aldı. Sonunda ona kavuşacaktı.
Kapının önüne geldiğinde, elinde çiçeklerle sessizce beklemeye başladı. Hande'nin antrenmandan sonra arkadaşlarıyla kahve içmeye gittiğini biliyordu, bu yüzden beklemek zorundaydı. Dakikalar geçtikçe Seda'nın heyecanı da artıyordu. Nihayet Hande'nin adımları duyuldu ve kapı açıldı.
Hande, kapının önünde Seda'yı görünce şaşkınlıkla duraksadı. Elinde çiçeklerle Seda, kapının önünde bekliyordu. Hande, gözlerine inanamıyordu.
Hande (Şaşkın ve heyecanlı): "Seda! Sen... buradasın..."
Seda (Gülümseyerek): "Sana bir sürpriz yapmak istedim. Artık iyileştim ve ilk görmek istediğim kişi sensin."
Hande, bir anda Seda'nın boynuna sarıldı. Seda da çiçekleri bir kenara bırakıp Hande'yi sıkıca kucakladı. Bu kucaklaşma, birbirlerine olan özlemlerini dindiriyordu. Hande'nin gözleri doldu ama gülümsemesi her şeyi anlatıyordu.
Hande (Derin bir nefes alarak): "Seni o kadar çok özledim ki..."
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.