Bölüm 45

30 7 4
                                    

Yavaş yavaş çözmeye başlayalım hikayemizi. Karmaşık olduğunun farkındayım ama hepsi bir yerde bağlanıyor ve ben o kadar çok eğleniyorum ki anlatamam :) 

***

"Beni tutacaksın değil mi? Düştüğümde eğer yere ulaşırsam ben-"

"Seni asla bırakmayacağım." Dedi ve güzel adamın hissiyatı ile gözlerini kapattı. "Düştüğünde orada olacağım. Seni yakalayacağım. Her yere sırtımda taşıyıp mutlu edeceğim."

"Ah hayatım." Ona dokunabilmek için can atıyordu göklerdeki adam. "Sadece seninle olmak istiyorum. Senden uzakta nefes bile alamıyorum."

"Çok az kaldı. Hiç ayrılmayacağız. Bunun için her şeyi yaparım." Adam ellerini göğe uzattı. "Her şeyi."

***

"Sevgilim, yorulmadın değil mi?"

"O nasıl soru, seni taşırken yorulmuyorum, aksine bedenime sonsuz bir güç yerleşiyor." Adam kendi etrafında dönüp kollarındaki sevgilisini de döndürdü. Göklerden düşen sevgili başını geriye atıp neşe dolu bir kahkaha attı.

"Seni seviyorum. Bir daha yere ayak basamayacak olsam da seviyorum."

"Seni ömrüm boyunca taşımaya hazırım sevgilim. Seni seviyorum." Kollarındaki sevgilisini uzunca öptü.

Gök yarılmıştı. Bir yerlerde kıyametlerde kopuyordu. Birileri çok sinirliydi ve acısını masumlardan çıkarıyordu. Ancak aşktan gözü kör olmuş ikisinin umurunda değildi. Birliktelikleri bu dünyanın son bulmasıyla bitecek olsa da umurlarında değildi. Çok kısa da olsa birbirlerine sarılmışlardı, sevgilerini fısıldayıp öpücükler çalmışlardı.

***

"Sevgilim!"

"Bırakmayacağım!"

"Bırak beni!" göklerden düşen ağlasa da gülümsedi. "Seninle geçirdiğim her saniye değerliydi. Git sevgilim."

"Hayır! Yok olsam da seni bırakmayacağım!" daha sıkı tuttu elini. Sevgilisi yıkımın ucundan düşmek üzereydi, onu tutan tek şey kendisiydi ve ne acıydı ki öteki kolunu kaybettiği için onu yukarı çekemiyordu. Çekse de kalkamazdı. Sevgilisi gitmesini söylüyordu ama bedeni çoktan harap olmuştu. Kendisi de yok oluşun ucundaydı.

Onunla birlikte atlardı eğer onu yere çivileyen kılıç göğsünü delip geçmemiş olsaydı.

"Beni yine bul sevgilim."

"H-hayır!"

"Seni bekleyeceğim."

"HAYIR!"

"Beni bul ve sevgimizin intikamını al."

Elini açtı ve yıkımın içine bıraktı kendini. Yukarıda kalan adam bütün felaketi bastıracak bir çığlık attı. Acısı öfkeye dönüştü. Ölüm dolu yeminlerini ilk kez o gün etti.

***

Adam göğe bakarken sadece kırmızı görüyordu. Gözlerinin üzerinden akan kandan dolayı değildi bu. İçindeki intikam ateşindendi. Yakıp yıkmıştı. Sevgilisinin ona hiç yakıştırmadığı şeytanlarını salmış, aslında çok uzakta olan kıyameti halatla çekmişti bugüne.

Felaketin ortasında dururken onu tekrar göremeyecek olmanın acısı yüzünden intikamının zaferini hissedemiyordu. Kendisini tanıyamaz hale gelmişti. Savaşın ortasında bile hatırladığı aşk dolu gülümseme dahi onu can almaktan geri çevirememişti.

THE DOORHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin