𝟧𝟩.ʙöʟüᴍ:"ꜱᴏɴᴜ ɢᴇʟᴍᴇʏᴇɴ ᴠᴇᴅᴀʟᴀʀ"

5 1 0
                                    

⚝

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Önümde duran müzik kutusunun içindeki atlı karınca figürü melodik sesleriyle dönmeye devam etti. O sesler anne karnındaki bir bebeğe ninnisini fısıldıyordu. Huzur buldu, yaşam buldu ama üzerine çöken kar taneleri soğuktan başka hiçbir şey getirmedi. Dönen çarkın cızırtıları o kar tanelerine ölümcül bir tebessüm bahşetmemi sağlamıştı.

Soğuk getiren her şey aslında yaşamı da söker atardı. Atlı karınca durdu, ninnisi durdu ama çark dönmeyi sürdürdü. Hiçbir şey sonsuza kadar sürmeyecekti. Artık üstündeki karlar bir ölüyü saklayabilecek kadar bembeyaz, varlığını kimseye fısıldayamayacak kadar sessizdi.

3 ay sonra

Nefesimi tutuğum her an bir parça is lekesi ruhuma izini sürerek ilerliyordu. Şuan tam da o anlardan birine sıkışmış çırpınmaya çalışıyordum. Her nefes alışım göğsüme bıçak gibi saplanıyor, orayı deşiyordu.

Bir insanın canı kaç farklı şekilde, kaç farklı defa ölürdü ki?

Ben her defasında daha fazla ölüyor, daha fazla kan döküyordum.

Göğüs boşluğumdaki sıkışmayla kalbimin atışları kulaklarıma baskı yarattı. Suyun içine gömdüğüm bedenim çırpınma ihtiyacıyla debelenirken göz kapaklarımı var gücümle sıktım. Çıkmadım, çıkamadım. Yetmedi gücüm, zaten neye yetebilmiştim ki?

Anıların şefkatli kollarında kaybolup duruyordum. Kahkahalar, iç çekişler, dökülen gözyaşları hepsi bir araya geldi. Suyun yüzeyine çıkmak istedikçe bir şey bana engel oldu, bir ses. Yakıcı bir ses yüreğimi paramparça etti.

"Onu kaybettim! Ben ne yapacağım!"

"Bırak! Bırak, bırak. Gökay!"

"Son bir kez dokunayım nolursunuz! Bir kerecik kokusuna sarılayım lütfen."

"Beni bırakmaz o, bırakamaz çekil!"

"Kutan'ı bulun, kardeşimi bulun!"

"Bırakın ya bırak! Canımın içi kalk, hadi kalk. Bikem yalvarırım kalkın nolursunuz."

Küvetin kenarlarını tuttunan ellerim suyun içine çekilemeden ciğerlerimi tıkayan acıyla kendimi yukarı çektim. İçinde bulunduğum su tenimi yakacak kadar sıcaktı ama ben titreyecek kadar üşüyordum. O kadar üşüyordum ki dişlerim zangır zangır birbirine çarpıyordu.

Kollarımı suyun içinde bedenime sararak yüzüme akan su damlalarıyla öylece kalakaldım. İçerisi çok soğuktu, içim buz gibiydi. Ciğerlerim aldığım nefeslerle bayram etmişti ama o anda saklandığım inimden biri bana seslendi.

"Alvina, iyi misin?"

Sustum, zaten en son ne zaman tek bir kelime edebilmiştim ki galiba kendime, onlara verdiğim en büyük ceza buydu. Onların da bana verdiği en ağır cezaydı sessizlikleri.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: 2 days ago ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KALP KIRICI: FEVTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin