Yenilgiye uğramış biri gibi...Tam da biraz önce Yusuf'un bu evden çıkışı gibi, çıktım ben de...
İstediğim olmamıştı...
Demek ki bu ev, bir çocuğu da bir yetişkini de dumura uğratıyordu. Natali hariç...
Apartmanın kapısından çıkarken nereye gideceğimi kestirmeye çalışıyordum.
Eve mi, sabah gitmemeye karar verdiğim işe mi, yarım bıraktığım kahvaltıya mı?
Gözlerim börekçideki masama kaydı ister istemez. Kahvaltımın yerinde yeller esiyordu.Titiz börekçinin daha da titiz garsonu, ince bir bezle tüm masaları ince ince siliyordu.
Ellerimi ceplerime sokup yürümeye başladım.
Sahil havası iyi gelebilirdi; içinden çıkılmaz bu saçma sapan çaresizliğimi denize dökebilir ve tüm bunlardan kurtulabilirdim.
Bu umut, içimde bir heves uyandırmıştı, belki de bu yüzden adımlarım hızlanmaya başlamıştı ve daha hızlı ve daha hızlı derken... Sahile ulaşabildim.İşte!Deniz karşımdaydı...
İşte, içimdeki buhran da tam olarak şuramdaydı; bir yumruk kadar, düğüm olmuş bir biçimde göğsümün tam ortasında duruyordu. Haydi bakalım bayan çok bilmiş!
Al onu ve denize at!Yemezler!
Çözemediğim bir problem geçmemişti elimden. Bunu da çözmek, boynumun borcuydu. Yeldeğirmenlerine karşı bir savaştı belki bu ama ben, deli olmadığımdan gayet emindim.Renkli bir dünyamın olması beni ne deli yapardı, ne de bir hayalperest...
Bütün bunlar zihnimde bir sise dönüşmüştü. Zihnim, kesinlikle açık değildi. Böyle zamanlarda karar vermekten genelde kaçınır ve kendimi dinlenebileceğim bir yere atardım.Sahil, bu yerlerin başında geliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yusuf'un Hikayesi
Aktuelle LiteraturYusuf'un Hikayesi / ÖNSÖZ “Sende Yusuf’un hikâyesi yazılıdır!” GİRİŞ Uyandım.... Ne korkunç bir duyguydu o! Ne sarsıcı bir beyanat… Bu arada Yusuf kim? ENG : Josph's Story / Preface "Joseph's story is written in you..." ENTRY I woke up... What a ter...