Yavaş yavaş sanki anlıyor gibiydim; Tanrı benimle konuşmak istemiyordu. Tanrı bana, beni anlatmak istiyordu. Yani yardım etmek istiyordu sadece...Geçmişte açılan ve bir türlü kapanmak nedir bilmeyen yaralarıma çare bulmak istiyordu!Anlamıştım...Veya anladığımı sanıyordum.Küçük Yusuf, benim çocukluktan gelen öfkemin bir aynasıydı. Peygamber Yusuf ise yakın geçmişimdeki olayların bir tür aynasıydı...Yani... Ben bir peygamber değildim!Oh! Çok şükür! Neredeyse kafayı sıyırdığıma inanmaya başlayacaktım!Çok şükür!İşler, en nihayetinde mantıklı bir çerçeveye oturmaya başlamıştı!Geçmiş zamanlardan herhangi biriyle ruhen bir ilgim yoktu... Ben bir peygamber değildim, o peygamber de ben değildi...Çok şükür!Biz, durup durup dünyaya gelmiyorduk... Tekrarlanan şey ruhlar değil, sadece hikâyelerdi...Yani...Yani reenkarnasyon dedikleri şey...Neydi şu söz? Yusuf suresinin sonunda ne diyordu Tanrı?"Andolsun, peygamberlerin hikâyelerinde aklını ve gönlünü çalıştıranlar için bir ibret vardır."Evet, evet! Sonunda anlamıştım!HAYAT, KENDİNİ TEKRAR EDEN BİR HİKÂYEydi sadece! Tekrarlanan sadece hikâyeydi! Kişiler veya ruhlar değil!Eğer reenkarnasyon fikri doğru olsaydı benim geçmişte peygamber Yusuf olmam kadar Küçük Yusuf da olmam gerekiyordu! Ama değildim işte! O ayrı biriydi, ben ayrı biriydim ve ikimiz de gözgöze bakabilecek kadar iki ayrı gerçektik!TAMAM!Her şey rayına oturmuştu!Çocukluğuma göz atmak istiyorduysam Küçük Yusuf'u çok iyi gözlemlemem gerekiyordu!Yakın geçmişime tarafsızca göz atmak istiyorsam Yusuf'un Hikâyesini incelemem gerekiyordu!Akıl ve gönül ile birlikte hem de!Yani hem mantığımı kullanmalıydım, hem duygularımı...Ve aklın bu hikâyedeki temsili Peygamber Yusuf, gönlün yani duyguların temsili ise Küçük Yusuf'tu!EVET!Ne diyordu Tanrı?"Aklını ve gönlünü çalıştıranlar için bir ibret var!"İşte anahtar bu!BULDUM!"Efendim?"Atilla'yla göz göze geldik. Bana bir şey mi demişti?"Efendim?" diye sordum ona. Boş boş bir ifadeyle bana sordu: "Buldum dediniz de ona efendim dedim" dedi.Öyle mi? Demek durumum o kadar vahimdi! Demek içten düşünürken dıştan ne düşündüğümü belli edecek kadar kendimde değildim! Ama bu durum, hiç de önemli değildi! Haftalardır beynimi kemiren rüyaların, Yusuf'un Hikâyesi'nin sebebini çözmüştüm!Tabi ya! Tanrı bana önce kendini tanıtmıştı rüyalarla! Sözünün doğruluğunu ispat etmişti! Söyleyeceği sözün inandırıcılığını sağlamıştı! Yoksa derdi kehanet değildi! Beni bir medyuma çevirmek gibi bir niyeti de yoktu!Tanımadığım insanları bana önceden söylemesi, bilmediğim mekânları bana göstermesi tam anlamıyla bir şovdu!Oh! Çok şükür!Sonunda anlamaya başlıyordum!Mesele tamamen bendim!Anlaşılan o ki; kendimi yiyip durmama Tanrının gönlü razı olmamış!Ne hoş!Beni düşünen biri var!Üstelik bu bir Tanrı!Ne kadar güzel!Gözlerimden arsızca süzülen yaşları sağ elimin baş parmağıyla alırken Atilla'ya cevap verdim:"İnsanın bir Tanrısının olması ne kadar güzel değil mi?"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yusuf'un Hikayesi
Aktuelle LiteraturYusuf'un Hikayesi / ÖNSÖZ “Sende Yusuf’un hikâyesi yazılıdır!” GİRİŞ Uyandım.... Ne korkunç bir duyguydu o! Ne sarsıcı bir beyanat… Bu arada Yusuf kim? ENG : Josph's Story / Preface "Joseph's story is written in you..." ENTRY I woke up... What a ter...