Sahil kenarında gözüme, yalnız bir bank ilişti.
Uzun zamandır onunla kimse ilgilenmiyor gibi geldi bana.
Nedenini hiç bilmem ama oldu bitti kimsenin ilgilenmediği şeylere gözüm kayar. Bu, hep böyle olmuştur, dedim ya sebebini bilmiyorum.
Gidip bu yalnız bankın boynu büküklüğünü giderdim. Ellerimle, buz gibi tahtalarına dokundum. Bir bıçakla yaralanıp uygunsuz sözlerin yazıldığı yerlerini okşadım.
Yaralar...
Beni hep hüzünlendirmiştir.
Bankta sırtımı yasladığım sert arkalık, belime sarılmış hoyrat bir el gibiydi. Sahi, en son kim sarılmıştı bana?Telefonum çaldı. İşe gitmezsem olacağı buydu.
Üşenerek ve üşengeçliğim bana birini hatırlatarak, cebimdeki telefonu elime aldım. Kayıtlı bir numara değildi ancak bunda şaşılacak bir yan yoktu. Çünkü kayıtlı olmayan numara genelde yeni müşteri demekti.Açtım.
Karşımda bozuk bir Türkçe ile konuşmaya çalışan telaşlı bir kadın vardı. Ne dediğini anlamıyordum. Sadece "Ben Natali! Lütfen!" dediğini anlayabildim.
Natali mi?"Natali, biraz yavaş söyle ne söyleyeceksen, seni anlamıyorum." diyebildim ve işe yaramıştı. Telaşlı Natali sakin değildi ama en azından konuşmasını biraz yavaşlatabilmişti.
"Sayın Züleyha! Ben Natali! Bu sabah tanıştık. Şoföre ulaşamıyorum, Yusuf! Aman Allah'ım Yusuf!"
Gerçekten de aman Allah'ım! Böbreklerim ağzımdan fırlamak üzereydi, Yusuf mu dedi?
Bu kelime neden mide krampına yol açıyordu bende?"Natali, neler oluyor?" dedim, niye böyle bir şey dediğimi bilmeden. Ama bir önemi yoktu. Nasıl olsa Natali beni dinlemiyordu, sürekli konuşuyordu. Her lafın sonuna da unutmadan ekliyordu: "Sayın Züleyha! Lütfen!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yusuf'un Hikayesi
Narrativa generaleYusuf'un Hikayesi / ÖNSÖZ “Sende Yusuf’un hikâyesi yazılıdır!” GİRİŞ Uyandım.... Ne korkunç bir duyguydu o! Ne sarsıcı bir beyanat… Bu arada Yusuf kim? ENG : Josph's Story / Preface "Joseph's story is written in you..." ENTRY I woke up... What a ter...