"Atilla, gerçekten beynim sulandı... Alt tarafı bir rüya sayesinde neler öğreniyorum, neler..."
"Akıl karışıklığı bazen iyidir... Dert etme. Şimdi alt tarafı bir rüya dediğin şu rüyaya bir bakalım, sadece bir rüya mıymış?"
"Nasıl bakacakmışız?"
"Şöyle... Yaşam üzerinde duruyoruz değil mi, aslında konumuz bu..."
"Gibi..."
"Tamam, şimdi bana yaşadığın şehirleri ve plaka numaralarını söyle."
"Erzurum 25, İstanbul 34, Bursa 16 ve yine İstanbul"
"Evet, başlıyorum. 2+5=7, 3+4=7, 1+6=7"
"Ne bu şimdi? Kabala mı yapıyoruz, Ebced mi?"
"Hayır, basit matematik."
"İyi de bu ne anlama geliyor?"
"Anlamı şu : 7 semiz inek, 7 zayıf inek."
"Atilla, gerçekten rüzgâra karışıp uçabilirim şu an! Aklımı kaybedebilirim! 7 semiz inek de nedir?"
"Yusuf'un Hikayesi'ni okumadın mı Züleyha? Orada ne yazıyordu?"
"Aaaaaaa! Aaaaaaaa! Aaaa.... Doğru! Firavun'un gördüğü rüya böyleydi! Yedi inek vardı rüyasında!"
"Peki, Yusuf bu rüyayı nasıl çevirmişti? Yani nasıl yorumlamıştı?"
"Yedi yıl bolluk olacak, ardından da kuraklık..."
"Evet, ne kadar yaşadıysan zıttını o kadar yaşayacaksın demek yani, değil mi?"
"Anlamadım."
"İşte bütün hikâye bu Züleyha! Daha doğrusu senin rüyanın senin hayatın için açıklaması bu. Hani sürekli kızıyorsun ya Tanrı'ya, hatta kendine, hatta geçmişine, hatta ailene.... Tanrı diyor ki... Yalnız değilsin; bu bir. İkincisi, diyor ki her ne yaşadıysan ve sana kim ne yaşattıysa, dakikası dakikasına aynısını yaşayacak ve sen, üzüldüğün kadar sevineceksin."
"Bütün bunlar, şu yedi rakamından mı çıktı?"
"Hayır, sadece bir tek ondan çıkmadı. Bu bağlardan biriydi sadece... Sağlayıcı gibi düşün..."
"Peki, o zaman senin Kuran'daki örnek hikayen nedir?"
"Bilmiyorum, henüz haberim yok. Belki de ben senin kadar ağır bir sınavdan geçmediğim içindir, bilemiyorum..."
"Ne yani, herkesin Kuran'da bir hikâyesi var mı yok mu?"
"Vardır... Ama aklını ve aynı zamanda gönlünü çalıştırmak isteyen bulur o hikâyeyi."
"Sen aklını veya gönlünü çalıştırmıyor musun?"
"Sanırım senin kadar değil."
"Nerden anladın bunu?"
"Ben rüya der, geçer giderdim. Ama sen sebep – sonuç ilişkisini bir rüya için bile atlamayan birisin. O yüzden de Tanrı seninle nasıl iletişim kuracağını iyi biliyor."
"Senle kurmuyor mu?"
"Bilmem, belki de..."
"Peki, sen bu kadar şeyi nereden biliyorsun? Baksana Yusuf Suresindeki yedi rakamını bile biliyorsun!"
"Bunu bilmeyen kimse yoktur ki... Ben sadece sana yardımcı olmaya çalıştım."
"Teşekkürler! Gerçekten de şu an kendimi harika hissediyorum! Meğer bende Yusuf'un Hikâyesi varmış ve ben yaşadığım şehirleri bile bu hikâyeye göre dolaşmışım! Peki, bundan sonra ne olacak?"
"Güzel şeyler olacak tabi ki! İşte, hayatındaki düğüm çözüldü! Artık biliyorsun!"
"Neymiş o bildiğim şey?"
"Büyük bir sınavdan geçtin ve karşılığını alacaksın. Hayatındaki tüm olumsuzlukların ödülü sana verilecek, hem de tek tek..."
"Sahi mi?"
"Evet, sahi."
"İyi de benim hüzünle dolu onca yılıma ne olacak?"
"Züleyha, dikkat edersen Yusuf'un hikâyesi şurada bitiyor. Yusuf, ailesini affediyor ve saraya çağırıyor. Bundan sonrasını bilmiyoruz. Yani sen affedip gönül sarayına çağır şu senle derdi olanları, sonrasını Tanrıya bırak. Çünkü sen hesabı Tanrıya devretmediğin sürece, hesabı kendim yapacağım dediğin sürece, hikâyen bitmez, daha doğrusu uzar gider. Oysaki Tanrı sana öneride bulunuyor. Şimdi sıra bende diyor. Sen şimdi aradan çekil diyor. Ama güzelce çekil diyor, barışçıl bir yolla çekil diyor. Hatta mümkünse seni sevmeyenleri sarayına çağır diyor. Sonrası benim diyor. Bırak, Tanrı baksın geçmiş yıllarına ve ne olacaksa olsun... Ki zaten öyle olacak... Boşuna kendini yorma..."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yusuf'un Hikayesi
General FictionYusuf'un Hikayesi / ÖNSÖZ “Sende Yusuf’un hikâyesi yazılıdır!” GİRİŞ Uyandım.... Ne korkunç bir duyguydu o! Ne sarsıcı bir beyanat… Bu arada Yusuf kim? ENG : Josph's Story / Preface "Joseph's story is written in you..." ENTRY I woke up... What a ter...