Yusuf'un Hikayesi - Gelişme 26

10 0 0
                                    

Mavinin ve yeşilin birçok tonuyla konuştuğum yamaçtan ağzımda sıcak çikolata tadıyla ayrıldım.

Orada ne kadar kaldığımı bilmiyordum; bildiğim, ayrıldığımda güneşin batmak üzere olduğuydu.

Artık normal bir insan gibi araba kullanmaya başlamıştım.Rüyalar, hikâyeler, tesadüfler derken son derece garip bir gün geçirmiştim. Ortada bir dert yokken, durduk yere kendime neler yapmıştım "Yusuf" diye diye... Bir bardak suda fırtına estirmek diye buna derler! Beynime sağlık...

Ama hayır, benim sorunum bunlar değildi, benim gerçek sorunum tam olarak Tanrı'nın kendisiydi.

Yani eskiden beri onla sorunlu olduğum doğruydu ancak gece yaptığım araştırmada, din eğitimi veren bir sitede okuduklarım aklımı bütünüyle karıştırmıştı. Beni böylesine alt üst eden de tam olarak bu soruydu...

Meğerse Tanrı "perde arkası"ndan "kul"larıyla konuşurmuş. Bu perdelerin en çok bilineni de "rüya" imiş...

İşte beni bütün gün boyunca sersem gibi oradan oraya savuran da tam olarak buydu:

"Tanrı, benimle neden konuşmak istiyor?"

Tanrı için iyi bir "kul" olduğumu kimse söyleyemez, buna kendisi de dâhil...Peki, benden ne istiyordu? Konuşup ne duymak istiyordu benim sıkı dudaklarımdan?

Doğrusu benim onla konuşacak hiçbir şeyim yoktu! Onunla konuşmaya ihtiyacım da yoktu! Ama görünen o ki Tanrının benle konuşmaya ihtiyacı varmış...

Peki, ama ne için?

Üstelik bunu neden doğrudan değil de kriptolu mesajlarla, rüyalarla yapıyordu? Ne konuştuğunu anlamamı istiyorsa alenen bir şeyler yapsa daha iyi olurdu; ne bileyim bir melek yollasa veya bir kitap indirse bana özel... Hem benimle konuşmanın bir işe yarayacağını sanıyorsa, zaten baştan kaybetmiş demektir. Çünkü ortada bunca rezillik varken, bir değil yüz bin tane Tanrıyı karşıma dikecek olsalar, herhangi birine inanasım gelmez!

Bütün bunları şu yüce namlı Tanrıya hiç yakıştıramadım! Son derece hastalıklı davranışlar olduğunu bile düşündüm...

Fakat kabul etmem gerekirse; ısrarla rüya üzerinden benimle iletişim kurmaya çalışan bir kişi varsa, bunun Tanrı olmasını tercih ederdim. Evet, bu ihtimalin haricindeki tüm olasılıklar, gerçek bir çıldırma sebebi olurdu benim için.

Yeniden ve en baştan inceleyecek olursam, rüyaları kendime ben gösteriyorum varsayayım ve yakın gelecekte beni nelerin beklediğini de kendiliğimden biliyorum diyeyim. O halde neden rüya görüyorum de ayık halde bunları tahmin etmiyorum?

Hayır!

Veya düşüneyim ki gördüğüm rüyayı ben, hemen ertesi gün gerçeğe çeviriyorum ve tanımadığım insanlarla, bilmediğim bir yolla iletişim kurup benle tanışmalarını sağlıyorum...

Hayır!

Veyahut da farz edeyim ki biri benim beynimi kurcalıyor! Tanıdığım veya tanımadığım biri, ben uykudayken beni yakalıyor ve filmi beynime yüklüyor; ben de seyrediyorum...

Asla mümkün değil!
Tanrıya kaptırmadığım beynimi büyücülere mi kaptıracağım!
Ha ha haaa!

Yusuf'un HikayesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin