Birinci Bölümden;
Yeni öğrenci, tek koluna geçirdiği çantasının kulpundaki elinin parmaklarını açtı ve selamlarcasına bir hareket yaptı. Dudaklarını araladığında:
"Kaya Erez."diyerek konuştu ve sıkıldığını belli edercesine yükünü sol ayağına verdi. Sınıfa göz gezdirdi. Göz göze geldiğimizde yüzündeki ifadeyi korudu ve dudağında çarpık olan bir gülümseme belirdi.
İkinci Bölüm:Sıradanlık
Telefonumun titrediğinde gözlerimi kıstım ve telefonun kilit ekranında ki şifreyi girdim. Sıranın üzerinde, gelen e-mail mesajını kontrol ettiğimde yüzüm kasılmıştı. Önümde oturan sarı saçlı kızın arkasına iyice tüneyip, mesajın AutoCAD* adlı programda açılmasını bekledim.
Plana baktığımda büyük bir binanın yapısının her detayı gözüküyordu. Havalandırmalarından, tuvalet giderlerine kadar...
Bu projeleri küçük garajımda tekrar incelemem gerektiğini bildiğimden telefonun ekranını kilitleyip, tahtada ki sorulara bir bakış attım. Derin bir nefes aldığımda okul zili çaldı.
Zilin çalması her ne kadar kurtuluş sayılsa da çantamı toparlayıp, kitaplarımı içine koydum. Bir aydır devamsızlık yapmadan durmam benim için mucize sayılırdı. Okulun bitmesine de iki dersin olması da beni geriyordu. Nedeni ise, Coğrafya adlı bir dersi görmemdi. Fakat bugünün en iyi yanı da Cuma günü olmasıydı.
Sırt çantamı sırtıma taktığımda sınıftan çıkıp koridordaki dolabıma yöneldim. Metal kapağın üzerindeki kilidi açmak için hareketlendim. İçerisindeki siyah kapaklı kalın defteri alıp, çantamın içerisindekileri boşalttım. Bu defter belki de benim vasiyet edebileceğim tek değerli eşyamdı.
Meyra, üzerindeki salaş kazakla gülümseyerek yanımda durduğunda gözlerimi kıstım ve:
"Neden Johnny Depp'i görmüş gibi sırıtıyorsun?"diye soru yönelttim. Gözlerini kırpıştırdı ve dudaklarını yalayarak konuştu.
"Johnny Depp'i görseydim, beni hastanede bulurdun."dedi gülümsemesi boyut atlarken. Gözlerini kısarak arkamdaki bir noktaya baktı.
"Çınay ve Beray'dan nefret etmemem için bir sebep söyle."dediğinde arkama dönüp iki kardeşin kızlarla konuşmalarını şahit oldum. Çınay, sırtını duvara yaslamış ve karşısındaki kıza birkaç şey söylüyordu. Beray ise elini sarı saçlarında geçirerek gözlerini ovuşturuyordu. İkisi de birbirlerini oldukça benziyordu. Altın sarısı tonunda parlayan saçları sarışın sevenler için kesinlikle kaçınılmaz fırsattı. Fakat Beray'ın gözleri maviyken Çınay'ın göz rengi açık kahverengiden ibaretti.
Gülümseyerek Meyra'ya döndüm.
"Johnny Depp kadar yakışıklı değiller."dediğimde Meyra kaşlarını çatıp bu öneriyi düşündü ve kafasını onaylarcasına salladı.
"Haklısın, onlardan nefret etmiyorum."dediğinde gülümsedim ve çantamın diğer kulpunu da koluma geçirdim.
Bu hareketime kaşlarını çatarak bakan Meyra merakla konuştu.
"Daha iki ders var."dedi. Arkasından gelecek cümleyi tahmin etmek zor değildi. O, sormadan cevabını vermek için dudaklarımı araladım.
"Coğrafya."dediğimde koyu yeşil gözlerini kısarak baktı. Bu hareketi alnını kırışmasına neden olurken komik göründüğünün farkında değildi.
"İnan bana Fizik dersinden berbat olamaz."diyerek sitemini belli etti.
"Seninle dersler hakkında tartışmayacağım Meyra."diyerek kafamı sağa yatırdım. O ise hemen sağıma geçerek benimle koridor boyunca yürümeye başladı. Yanımızdan geçen iki çocuktan biri diğerine:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KURT KOZASI-MAVİ SAÇLI KIZ
Action"Zihinlerinizin içine kurulan, dolambaçlı yolların içinde kaybolarak gözlerine örtülmüş kumaş parçasını kabullenen ve duydukları ile adımlarını yönetmeye çalışan insanlar! Işığı göremediniz, renkleri bilemediniz. Dünyanız karanlık, grinin tonları i...