İKİNCİ SEZON | ON DOKUZUNCU BÖLÜM: SARAY

323 20 20
                                    


Olabildiğince kaos...

Gece renklere bürünmüştü. Yüzler birbirine karışmıştı. Nefesler tek bir vücuttan çıkıyordu. Sanki kalp ritmi tek bir bedende birleşmişti. Tek bir beden vardı. Bazen amaçlar, tek bir bedenin içerisine sıkışırdı. Gözlerdeki o yanan ateşi görebiliyordum. Sokakları belki de hiç böylesine görmemiştim ve sokakları hiç bu kadar evim gibi hissetmemiştim. Direniş, diyebilirsiniz. Adalet diyebilirsiniz. Ben sadece evimde misafir ettiğim insanları görüyor gibiydim. Belki daha fazlasıydı. İçimde yanan ve kalbimi sıkıştıran heyecan, öfkeyi barındırmıyordu. Sadece saf bir heyecandı.

Bazı ceketlerde yer alan Kurt Kozası'nın sembolü, yüzlerindeki maskeden dolayı gözlerinin içlerini gördüğüm onlarca insan. Sokaklar, her zamankinden daha sıcak. Işıklar her zamankinden daha canlı. Gökyüzü her zamankinden daha parlak.

Aceleci adımların arasına sıkıştırdığım duyguları geriye en geriye atmaya çalışıyordum. Başladığı gibi bitecekti ve üzerinde basından olduğunu gösteren arabanın arka kapısından içeriye bindim. Herkes yerini alırken Tansu kucağına oturduğu kameranın ayarını yapmaya koyuldu. Beray sürücü koltuğuna yerleşti. Çınaysa basın aracının içerisine kurulmuş teçhizatın başında oturdu. İlk konuşan Kaya Erez oldu. Sürücü koltuğunun yanındaki koltukta oturuyordu.

"Cengiz Elivar'ın şirketinden alınan dosyalar.." diyerek elindeki telefonu bana uzatmıştı. Telefonu alırken gözlerindeki yorgunluğu görebiliyordum. Meyra yanındaki poşeti uzatıp: "Kıyafetler" diyerek kısa bir açıklama yapmıştı. Hepsinin yüzündeki yorgunluğu görebiliyordum. Meyra ile ben hızlıca poşeti açıp içindeki kıyafetleri hızlıca giydik. Meyra saçlarını eliyle düzeltirken, muhabir görüntüsüne bürünmeye başlamıştı. Bu sırada Çınay elindeki muhabirlerin kullandığı mikrofonun bataryasını Meyra'nın beline dolarken, hızlıca yaka kartımı üstümdeki siyah yeleğe takmıştım. Çınay bıkkın bir bakışla elindeki saç spreyini bana uzattı:

"Maviş, bugün kızıl olacaksın!" dediğinde gülümsedim ve saç spreyini sıkmak için Tansu'nun yanına oturdum. Tansu konuşmak istemediği açıkça belliydi. Onun yaşadığı şeyler benim ya da bizim yaşadıklarımızdan ağırdı. Babasının belgelerde yer almasını beklemiyorduk ve bunun olması Tansu için zor bir süreçti.

Saçlarıma sıktığım sprey bitmişti ve Meyra'nın kontrol etmesi için koluna dokundum. Başıyla onay verdiğinde gözlerimi Çınay'ın baktığı küçük monitörlere çevirdim. Yapacağımız iş o kadar da zor değildi fakat o kadar da kolay değildi. Meyra karşıma geçip makyaj yapmak için oturdu ve yüzüme öyle bir makyaj yaptı ki, kendimi tanımadığımı söylemem gerek. Benim ben olduğumu gösteren tek şey gözlerimdi. Çınay alayla konuştu: "Böyle fazlas seksi olduğunu söylemem gerek. Bayan Ren de böyle seksi." diyerek yüzümün hatlarını inceledi. Ona gülümsediğimde: "Aha işte şimdi Afra'yı andırmaya başladın." diyerek sırıttı. "İşine dön." diyerek uyardığımda benimle ilgilenmeyi bırakıp önüne döndü.

Saray da bu olaylardan dolayı basın toplantısı düzenlenecekti. Hepimiz bu olayların akabininde bir basın toplantısı düzenleneceğini biliyorduk. Fakat saraya girmek evin zilini çalmaya benzemezdi. Bu yüzden haftalar öncesi saray da çalışanların listesinde küçük bir değişiklik meydana getirmiş olabilirdim.

Beray trafiğin yoğun olduğunu ve yolların kapalı olacağını tahmin ettiğinden trafik ışıklarını düzenlemesinin yanı sıra polis telsizlerinin kontrolünü de sağlayacak bir yazılım geliştirmişti. Bu sırada Çınay bu yazılım sayesinde polislerin yolları açması gerektiği yerleri belirtmişti. Anes projesi tıkırında işliyordu. İnsanların alevlenip kanatlanması gerekiyordu ve öylede olmuştu.

KURT KOZASI-MAVİ SAÇLI KIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin