ON İKİNCİ BÖLÜM: KULE

8.2K 580 43
                                    

Fall Out Boy-Centuries

On İkinci Bölüm:Kule

Kağıt Cafe

03.07

Kağıt Cafe, ismi ile bir ahenk içerisindeydi. Ahşap masaların üzerinde yerleştirilen defter şeklinde bir peçetelik ve tuzluk bile kapalı bir kitabın şeklindeydi. Şekerlik ise üzerinde edebi anlam taşıyan cümleler yer alıyordu. Burayı asıl Kağıt Cafe yapan ise kapının girişinin solunda bir ağacın yapraklarında kağıtlar asılı olmasıydı. Türk kahvecilerine benzeyen yer restaurant tarzına da benziyordu. Yanıma gelen garson beni süzdü ve:

"Bu taraftan, efendim."dedi. Önümden hızlı fakat küçük adımlar ile ilerleyip sütunun arkasında kalan Masa 11'de durarak:

"Buyrun efendim."diyerek sandalyemi çekerek oturmama yardımcı oldu.

Üzerinde şirin peçetelik, tuzluk ve şekerlik olmayan bu masanın örtüsüne yoktu. Ahşap tahtalardan yapılan masanın üzerine konulan menü ile gözlerimi kıstım. Boğazımı temizleyerek:

"Orta şekerli bir Türk kahvesi."diyerek bakmadığım menüyü garsona doğru iteledim.

Büyükannemi aramıştım fakat ulaşamayınca kendimi kapısının üzerinde büyük harflerle yazılmış neon ışıklı Kağıt Cafe de bulmuştum. İyi yanından bakarsak, bunun iyi bir yanı yok. Konuyu kapatalım. Kahve bardağımı getiren garson, önüme koyarken, fincanımın yanına kare şeklinde ki kağıda koymayı unutmadı. Kağıt Cafe'nin bir özelliği ise o girişte görünen ağaçların yapraklarına bu verilen kağıtlara bir şeyler doldurup asmamızı istiyorlardı.

Yanımdaki çantadan kalemi çıkardığımda giriş kapısına 'Açık' yazılan neon lambanın altında yazan yazı aklıma bir gülle gibi oturdu.

'Kaleminizi unutmayınız.'

Eğer bir gün yolunuz, Kağıt Cafe'ye düşerse yanınıza bir kalem almayı unutmayın.

Boğazımı temizleyerek kalemi verilen kağıdın üzerine koydum ve önümdeki sandalyenin yerde çıkardığı ses ile kafamı kaldırdım. Tıslarcasına konuşurken gözlerim kısılmıştı.

"Senin burada ne işin var?"dediğimde o her zamanki pişkin gülümsemesini takınmış ve yine ve tekrar benimle alay etmeye başlamıştı.

"Büyükannen için endişeli misin?"diye sorduğunda sandalyemde dikleştim.

"Yaser Kılıç."dedim hızla.

"Evet, mavi kafa."dediğinde hızla doğruldum.

"Benimle alay mı ediyorsun?"diye sordum.

"Hayır, senin ile konuşmalıyım. Gelmeni beklemiyordum. Neyse konumuz bu değil."dedi ve sesini alçattı.

"Siyah Süvariler'e kendini çok kaptırıyorsun. Eğer böyle giderse düşmanların etrafınızı saracak."dediği anda:

"Dost musun? Düşman mı?" diye sordum.

"Teknik olarak, düşmanın sayılıyorum. Fakat tarafsız demem daha mantıklı. Robin Hood efsaneniz bir işe yaramayacak. Çok safsın. Siz vazgeçip, gidene kadar ben de size düşman olacağım."dedi ve ayağa kalktı.

"Yerinde olsam, Kaya Erez'den uzak dururdum. Yerinde olsam, büyükannenin yanına eski evine dönerdim. Çünkü bu iş daha da tehlikelişiyor. Ve büyükannende buraya gelmesi ise daha da tehlikeli."dediği anda,

"Ne? Büyükannem burada mı? Şaka mı yapıyorsun?"dediğimde gülerek cevap verdi.

"Ah, evet onu buraya çağırdım ve o da endişe ile geldi. Burada ben olduğum sürece tehlikeli olacak."dedi ve ekledi.

KURT KOZASI-MAVİ SAÇLI KIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin