ON ÜÇÜNCÜ BÖLÜM: SPİKER

8K 524 68
                                    

(Multi Çınay'ın jipi)

Halsey-Castle

On Üçüncü Bölüm:"Spiker"
Bir adet Çınay Özalp, kafası koltuktan aşağı sarkar şekilde uyuyordu ve bir adet Beray Özalp, Çınay'ın açık ağzının bir kaç santim mesafesinde ayağını uzatmış kafasını koltuğun sırtına yaslamıştı. Tansu Söğüt ve Meyra Tek ise ayak uçlu yatmış ve birbirlerinin bacaklarına vatuz balığı gibi sarmalamışlardı. Bir adet Afra Simin mutfak tezgahında oturup kahvesinden yudumluyordu. Evet, ben öksüz gibi kalmış yatacak yer bulamamıştım. Ah, garajın içerisindeki misafir odasında ise bir adet büyükanne kalıyordu. Durum olağanüstü sıradandı.

Televizyonun kumandasını tezgahın üzerine kim koyduysa onu alnından öpecektim. Saat yediye geliyor ve ben sıfır uyku ile duruyordum ve şu ellerimdeki boyalar korkunç derecedeydi. Tezgahın üzerine bıraktığım dizüstü bilgisayar ve dünkü saat kulesinin resmi Siyah Süvariler'in sitesindeki blog da sergileniyordu. Üye sayısında büyük oranda artış olurken umduğum gibi gitmemişti. Çizgi film kanalını değiştirirken şirinlere elveda ettim ve sabah haberlerini açtım. Sesini de artırırken çıkan haber ile gülümsedim.

Saat kulesini çeken kameralar, hemen önünde duran spikerler ve polisin şeritlere aldığı o sarı bantlar. Meydanda kimse yoktu ve hızlı bir şekilde spiker konuşuyordu. Sesini biraz daha arttırırken kahvemden bir yudum aldım.

"Polis incelemelerine devam ederken, aldığımız bilgi üzerine bunun Siyah Süvarilerin yaptığını öğrendik. Açıklamalara göre devlet malına zarardan sorgulanacağı bildirildi. Fakat sonra gelen habere göre bu saat kulesinin devlete ait olmadığı öğrenildi. Zengin iş adamı Nahit Aksoy, kendine okları çekerken kafaları karıştırdı. Özellikle de,

Yıkılmış taş duvarlar, kaosun habercisiydi.

Sözüyle Aksoy Holding iş başına geçti. Faili meçhullerin üçü bayan ve ikisininde erkek olduğuna emin olundu. O saatlerde meydanda olan insanların ifade alınacağı duyruldu."

Başka bir kanala geçtiğimde:

"Bu Siyah Süvariler'in bir gün önce açtığı site, görüldüğü üzere dün saat dördü geçerken yayınlanan bu resim ise dakika da birçok beğeniyi alıyor."

Kafamı çevirip sayfa yenilediğimde, dudak uçuklatıcı üye sayısı ile orantılı olarak beğenme sayısı da artmıştı.

Diğer kanala geçerken genç kadın karşısındaki adama sorusunu yöneltiyordu.

"Sizcede, bu fazla ürkütücü değil mi?"diye soran kadına cevap veren adam arayla güldü:

"Sadece fazla asi olan gençler."diye cevapladı. Gözlüklerini burnundan kaymasın diye iterken kanalı değiştirdim.

"Bence Robin Hood'lukları güzel fakat anlamadığım bir şey var. Nihat Aksoy'un kötü biri olduğunu düşünmüyorum. Biliyorsunuz kendisi her anlamda destekçi biri."dedi ve mini etekli bayana döndü.

Tekrar bir kanal daha:

"Tehlikenin peşinden koşuyorlar fakat peşlerindeki tehlikeden de kaçıyorlar."diyerek konuşan adama cevap olarak:

"Başım şişti. Şu bloga yaz da, az sussunlar."diyerek doğrulan Beray'a gözlerimi kısarak baktım. Ayağı kalktı ve mutfağa geldi.

Su ısıtıcıya suyu koydu ve düğmesine bastı. Sonra da tezgaha yaslanıp bana baktı ve bilgisayarı kendine çevirdi.

"Vay canına."dediği anda gülümsedi ve:"Kalkın çocuklar."diye bağırdı. Elimdeki kumandayı alıp müzik kanalını açarken sesi de açmayı ihmal etmedi. Çınay, düşmekte iken yere elini koydu ve:"Kahve kokusu oluyorum."dedi.

KURT KOZASI-MAVİ SAÇLI KIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin