YEDİNCİ BÖLÜM: BAYAN NARSİA

8.5K 593 48
                                    

Öğrenci olmak, zordur. Evet, fakat bunun yanı sıra hacker olmak daha da zordur.

Görev 1: Sıradan bir öğrenci ol.
Görev 2: Sıradışı bir hacker ol.
Görev 3: Kütüphaneden kovulma.
Görev 4: Deneme sınavından çakma.

Evet, görev dörde ilginizi çekmek istiyorum. Deneme sınavı. Hadi ama neden soruları çalmıyoruz ki?

Cevap veriyorum, biz gizemliydik. Sıradan bir öğrenci olmak zorundaydık. Unutmadan söyleyeyim bu deneme sınavı, her ayın çarşambaları olurdu ve bilin bakalım sonuçları okulun panolarına sanki müthiş bir şeymiş gibi asılırdı.

Bir de şu var tabi, asla bizimkiler ile aynı sınıfa düşmeyi başaramıyorduk. Benim matematiğim, geometrim ve edebiyatım iyi olmasına karşın Meyra'nın tam tersi sayılırdı. Tarih ve inkılaba bayılıyordu. Tansu mu? Ah, o zır delinin teki.

Fizik ve biyoloji hastası. İnanılmaz.

Çınay, evet sarışın olan. Katılıyorum gözleri mavi olan. Çocuğun coğrafya bilgisine hayran kalırdınız, ah bir de tabi matematikten anlıyordu. İngilizceyi enfes bir telafuz ile konuştuğunu unutmamız gerek.

Beray, evet esmer olan. O mu, o pek çalışmaz. Futbola olan tutkusunu bilmeyen yok. Eh biraz da basketboldan anladığını söylemeden edemeyeceğim.

"Ah, Çınay! Ne yapıyorsun?"dediğimde mavi gözleri kıstı. Elindeki metal kaşığı kafama vurmuş ve kafası ile arkamdaki yeri göstermişti.

"Sakın, arkana bakma Afra."dedi Tansu ve şaşkınlıkla yemeğime döndüm. Ekmeğimi bölerken Çınay, bacağıma tekme attı.

"Köftelerinden bir tane alabilir miyim, Afra?"dediğinde kaşlarımı kaldırdım ve kantine giren yeni çocuğa bakışlarımı diktim.

Aynı esnada köftemi çatalını batıran Çınay'ın hamlesini engellemek için köfteme çatalımı batırdım ve Çınay kendine çektiğinde köftemi ikiye bölündü. Dudaklarımı bükerken kendi çatalımdaki köfteye bakış attım.

O an da kantinde bir kaos meydana geldi. Kaya Erez, yeni çocuğun gömleğine yapışmıştı.

Ah, bir saniye. Geriye alıyoruz. Düne.

"Neyden bahsediyorsunuz?"dedim saçlarımı geriye atarak.

"Neyden bahsettiğimi iyi biliyorsun."dedi sırtını okul dolaplarına dayamış ve elindeki elmayı yeni fark etmiştim.

"Afra Simin değil mi?"dediğinde yeşil elmadan bir ısırık aldı.

"Bu arada geri kalanınız nerede?"diyede ekledi. Biri şu Ian Somerhalder havalılığının nereden geldiğini açıklayabilir. Bu çocuk aşırı derece de havalıydı.

Gözlerimi devirip:

"Sende kimsin?"diye sorduğumda gülümsedi ve:

"Bir dost."dedi.

"Ama bu dost, aptal kızın hikayesini seven bir dost."dediğinde dişlerimi sıkıp, bir ayağıma yükümü verip göğsümde ellerimi kavuşturdum.

"Saçmalıyorsun."dediğimde, yaslandığı okul dolaplarından doğruldu ve karşımda dikildi.

"Siyah Süvariler'in üyesi olan Afra Simin, seni uyarıyorum. Bana asla saçmalıyorsun deme. Ah, bir de Kaya Erez'den uzak dur."dedi ve göz kırpıp elmasından tekrar bir ısırık aldı. Arkasını döndüğünde:

"Adın ne?"diye seslendim.

"BlackSnake. Kod adım bu, duymuş olman gerek."dediğinde kaşlarım çatıldı.

Beray, çatalın ucunda ki köfteyi ağzına atarken ben hızla ayağı kalkmış ve bizimkileri takmamaya çalışmıştım.

Kantindeki sessizlik ve bir anda oluşan gürültü ile çoğalmıştı.

"Buradan gidiyorsun."dedi Kaya, BlackSnake'e. BlackSnake kim mi? Bu ismi duyduğumu biliyordum ve dün evdeki araştırmam ile onun Siyah Süvariler'den atılmış biri olduğunu öğrendim. Bireysel çalışmaları ise, Robin Hood gibi değil. İyi olduğunu savunamam. Fakat unutmamamız gereken bir şey varsa o da:

Kaya Erez'in ne haltlar karıştırdığını tamami ile bilmiyor oluşumdu. Bu yüzden BlackSnake yani diğer adıyla Yaser Kılıç'ın tarafında yer alıyordum. En azından öyle sanılabilir.

Yaser, Kaya'ya sırıtarak bakıyor ve hareket etmiyordu. Burada ne olduğu hakkında bir fikrim yoktu.

Biri şunları ayırabilir mi? Elbette, hayır. Çünkü herkes olayların büyümesini bekliyordu. Klasik bir okul vizyonu.

Kaya dişlerini sıkarak:"Bu okuldan gidiyorsun, Yaser."dediğin de yemekhane de yankılanan kahkaha buz eder cinstendi.

"Senin emirlerin artık geçerli değil."dediğinde kaşlarım daha ne kadar çatılabileceğini hesaplıyor gibiydi.

Yumruklar havada uçuştuğunda gerilemeye başladım ve sonra akıllı bir kızın yapmayacağı şeyi yapıp ikisini ayırmaya kalkıştım.

Sonuç ne mi?

Filmi biraz ileri saralım.

Sağımda Kaya Erez ve solumda Yaser Kılıç ile birlikte müdürün odasında o deri koltuklarda hareket etmemek için kıvranıyorduk.

Evet, hareket ettiğinizde garip sesler çıkaran koltuklardan bahsediyorum. Hadi gözlerimizi yumup ne olacağını düşünmemeye çalışalım.

Bir, iki, üç, dört...

"Siz ne yaptığınızı sanıyorsunuz? Zeki ve başarılı öğrenciler olmanız aynı zamanda ahlak kurallarını da yanında getirir."diye bağıran kişi her zaman pembe giyen ve aynı zamanda kedi aşığı olan Bayan Narsia. Kendisi yabancıydı. Fakat Türkçe'yi o kadar güzel konuşuyordu ki kendimden utanmama yetiyordu.

Masasının üzerinde yer alan kedinin başını okşarken pembe ojeli tırnaklarını yüzümü ekşitmemek için zor duruyordum. Ahşap masasının üzerindeki herşey pembe ve pembe tonlarındaydı. Odayı aydınlatan pencere bile pembeydi.

Pekala, pembeyi sevebilirdi fakat bu kadın pembeyi pembelikten çıkaracak cinsten yapıyordu.

En azından beynimize yerleşmiş olan 'Pembe tatlı renktir' ifadesine nazaran bu kadının üzerinde, çevresinde tatlılık namına bir şey yoktu.

Dudaklarımı büktüğümde yüzümdeki tırnak izine dokundum. Ah hayır, bu ikisini ayırırken Gamze'nin üzerime atlaması ile gerçekleşmişti. O nerde mi? Gamze'nin revirde olduğunu duymuştum. Size aktarmam gerekirse hali kötüydü. Karın boşluğuna yedi tekme ile yerden kalkamamıştı.

"Okuldan sonra üçünüzde cezadasınız."dediğinde bir iç geçirdim.

Bu sevgili naciz okulumun cezası, okuldan sonra iki saat bir sınıfın içerisinde kapalı tutmaktı.

Fazla klişe.

"Klişe, ha?"diye tepkisini koydu Bayan Narsia ayağa kalkarak.

"Hizmetli okulu kilitleyene kadar o sınıftan dışarı çıkmayacaksınız. Tuvalet için bile."dedi ekleyerek. Bunu ağzını açıp konuşacak olan Yaser'in yüzüne karşı söylemişti.

Neden dışımdan söylemiştim ki? Çalıştığım kütüphaneden kovulacaktım. Oflayarak yerimden kalktığımda BlackSnake kulağıma doğru yaklaştım.

"Aptallığını tescilledin."dediğinde sinirle soludum.

Bir şu çocuğun üzerine Chucky*'i gönderebilir mi? Fakat önce size bir not: Yakışıklı ve havalı olmasına asla aldanmayın.

*Chucky, Chucky isimli filmdeki canlanan katil bir bebektir.

KURT KOZASI-MAVİ SAÇLI KIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin