BİRİNCİ BÖLÜM: MAVİ SAÇLI KIZ

24K 1K 97
                                    

Sağ elimin parmakları sıranın üzerinde ritim tutarcasına teker teker vuruyordu. Sol dirseğim sıraya dayanmış ve parmaklarım saçlarımın arasındaydı. Bakışlarım boş sıranın üzerinde geziyordu. Sol elimi çenem doğru kaydığında gözlerim solumdaki pencereden dışarıdaki okul bahçesine kaydı. Farklı olan hiçbir şey yoktu. Sıradanlık, hayatımın sabahlarına işlemişti.

Fakat hava karardığında tüm her şey değişirdi. Çünkü sıradanlıktan uzak bir hayata bürünürdüm. Ben sadece karanlıkta yaşadığımı hissediyordum. Dünden gelen yorgunluğun ardından tahtanın hemen önünde duran kimya öğretmenini dinleyemeyecek halde idim. Bunun yerine dün geceyi düşünerek yorgunluğumu unutmaya çalıştım.

"Dediklerimi anladınız mı?"diye sorumu yönelttim. Yüzümü gizlemek için yaptığım boya her ne kadar beni rahatsız etse de herhangi bir şey yapmıyordum. Sırtımdaki siyah sırt çantası belimi dikleştirmemi sağladı.

Bir silah şirketinin ana bilgisayarına girmek için yakından bağlantı kurmamız gerekiyordu ve elbette buraya girdiğimizi belli edecek sembolü her yere kazıyacaktık. Boğazımı temizleyip:

"Plana sadık kalın."diyerek harekete geçmeye başladım. Meyra, kurduğu bilgisayar sistemi ile şirketin karşısındaki otelde kalıyordu. Şirketin girişinde yer alınan güvenlik bölümünün bilgisayarlarına ulaşıp kameraları devre dışı bırakacaktı. Kameralar etkisiz hale geldiğinde içeri girecekti. Kulağımdaki kulaklıktan ses gelmesini bekledim. Meyra'nın ince sesini. Birkaç dakika sonra Meyra konuştu.

"Kameralar devredışı. Acele edin."diyerek konuştu. Diğerlerine baktığımda hareket etmeye hazır görünüyorduk. Dışarıda ki güvenlikten ise uyku ilacı sayesinde kurtulmuştuk. Bu iş için iki hafta çalışmıştık ve herkesi inceleme şansını elde etmiştik. Güvenlik görevlisi ise gece uyumamak için bir ilaç kullanıyordu. Bugün adamın ilaçlarını Beray değiştirmiş ve yerine uyku ilacını koymuştu. Ayaklarını masanın üzerine koymuş bir şekilde uyuyordu ve uyanabileceğini sanmıyordum. İçerideki, güvenlik için ise başka bir plan yapmıştık.

"Hazır mısın?"diye sordum içeri girdiğimiz de Tansu'ya doğru. Kafasını onaylarcasına salladı.

"Sıra sende."dediğim de hızlı bir şekilde hareket etti. Tansu ise dikkatleri kendi üzerine çekip yangın merdivenlerin olduğu tarafa doğru koşacaktı. İçerideki beş güvenlik görevlisini peşine takmaya çalışacaktı. Yangın merdivenlerinin orada ise onu Meyra bekleyecekti.

Çınay ise Beray ile birlikte güvenlik odasına gideceklerdi. Çınay burada olduğumuzu haber veren sembolü binadaki tüm bilgisayara yayarken, Beray ise trafik ışıkları ve polis telsizleri ile ilgilenecekti. Başka bir yandan da Meyra ve Tansu'ya yardım edecekti. Onları yavaşlatmak için elinden geleni yapacağını biliyordum.

Tansu çantasındaki Molotof kokteylini çıkardı ve yaktı. En uzak köşedeki cama fırlattı. Güvenlik görevlileri gürültü ile kamera odalarından çıktılar ve aynı anda harekete geçerek Tansu'nun peşine takıldılar. O anda bir sütunun arkasına geçerek di çöktüm. Çınay ve Beray aynı anda koşarak kameraların ve bir çok bilgisayarın bulunduğu odaya girdiler.

Kulağımdaki kulaklığa gelen sesle irkildim.

"Afra, her yer temiz."dediğinde asansörlere doğru yöneldim. Asansöre binerken bir yandan da ıslık çalıyordum. Sırtımdaki çantanın sapını iyice kavradım ve elimdeki siyah eldivenlere baktım.

Asansörde 12. Kata basarken ayağım yerde ritim tutuyordu ve asansörün çıkmasını bekliyordum. Kulaklığımdan gelen sesleri dinliyor ve acil bir durum olup olmadığını kontrol ediyordum.

KURT KOZASI-MAVİ SAÇLI KIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin