DOKUZUNCU BÖLÜM: MERMİ

7.5K 703 50
                                    

Yaser'e kaşlarımı çatarak baktığımda gülmeye başladı ve önden önden yürüyerek:

"Evet, banka soydum."dedi alayla. Kaya Erez ile bakıştığımız da ne kadar saçma bir durumda olduğumu daha şimdi anlıyordum. Hadi bir gözden geçirelim.

Kaya Erez bizi yakalamaya çalışan biriydi. Fakat benim onun kim olduğunu bilmediğimi zannediyordu. Eh, pekte yanılmıyor değildi. Hakkında bildiğim tek şey, bizim planlarımızı öğrenmekten ibaretti. Yaser Kılıç ise ikimizin ne halt olduğunu biliyor ve işi karıştırmaya çalışıyordu.

Durumu toparlamak ise Kaya Erez'e düşüyordu. Bakışlarını benden çekip:

"GTA da banka soymuştur. Ordan kaçarken aksiyon yaşamıştır."diyerek önde yürüyen Yaser'e lafını söylemişti.

Yaser ise gülerek:"Ah, tabi."dedi ve yüzünü bana döndü.

"Nereye gidiyoruz mavi kafa?"dediğinde ona çarpık bir şekilde gülerek:

"Sizi bilmem ama bir güvenlik şirketinin verilerini kopyalamam gerek."diyerek ortamda bir gerginlik yarattım.

Kaya Erez'in adem elması yutkunması ile hareket ederken Yaser gülerek:

"İyi şakaydı."diyerek göz kırptı.

Bense bu sırada, sıradan olan hayatımı özlediğimi fark etmiştim.

-

"Dur bir saniye, geyik mi?"diyen Beray Çınay'ın ensesine beş parmağını yapıştırmış ve klavyeyi önüne çekmişti.

"Neler oluyor burada? Ne geyiğinden bahsediyorsunuz?"diyerek sordum.

Çınay, kafasını bilgisayar ekranın arkasından çıkararak:

"Ren geyiği."dedi.

Meyra ona bakıp elindeki kalemi fırlattığında Çınay eğilip gelen kalemden kurtuldu. Fakat Tansu'nun fırlattığı yastıkla beraber tekerlekli sandalyesinde geriye doğru kaydı.

"Bence böyle olmalı."diyerek masaüstü ekranını bize doğru çevirdi. Tansu, Meyra ve ben eğilip ekrana bakarken aynı anda:

"Asla."diyerek bağırmıştık.

Çınay ise sandalyesini ileriye itip, kafasını uzatarak ekrana baktı.

"Bu fazla."dedi ve Beray devam etti.

"İddialı."dediğinde Çınay ona karşı çıkıp:"Korkutucu diyecektim."dedi. Beray ise gözlerini kısarak:"Kesinlikle ikizim falan olamazsın."diyerek sandalyesine oturdu.

Ekrandaki kuru kafadan gözlerimi kaçırıp:

"Neden sade bir şey yapmıyoruz?"diye sordum.

"Kesinlikle."diyen Meyra, cümlesine devam etti.

"Açık pembe bir fon ve giriş kısmı."dediğinde ona bakan dört çift onaylamaz göz ile beraber sesini alçaltarak:

"Yeşil de olabil-"dediğinde diğerlerine döndüm.

"Siyah bir arka plan diyorum."diyerek konuştuğumda Beray onaylarken, Çınay ve Meyra kafalarını onaylamaz şekilde salladı.

Dört kafa aynı anda Tansu'ya döndüğünde ise:"Bence olabilir. Fakat ekranı beş ayrı bölüme ayırıp ruhumuzu yansıtan şeyleri ekleyelim."dediğinde herkes bu fikri onaylamış ve köşelerine çekilmişlerdi. Veri tabanı hazırdı. Gerekli güvenlik sağlanmış sadece dış görünüşü kalmıştı.

Benim ruhumu yansıtan neydi? Bunu bilmiyordum. Sırtımı uzandığım halıdan kaldırırken sıkıntı ile ofladım.

"Hiçbir şey bulamıyorum."dediğim Tansu gülerek dudağında kırmızı rujunu yaladı.

"Sanırım ben de."dedi ve ayaklarını koltuğun başından kaldırarak tabanlarını zemine koydu. Meyra tekli koltukta kafasını aşağı sallandırarak yatmış ve bacakları koltuğun sırt kısmına dayalıydı.

Oflayarak:"Ben de."dediğinde, Beray konuşmaya atıldı.

"Kuru kafa, düşünüyorum."dedi.

"Ren geyiği."diyerek omuz silken Çınay ise oldukça rahatlardı. Sadece tasarım yaparak bunu halledeceklerdi.

"Sizler kızlar hep böylesiniz."diyen Beray'a gözlerimi kısarak baktım.

"Fotoğraf makinesinin minyatürünü çizsem?" diye sorunca Meyra hemen atladı.

"Prenses tacı tasarlasam."dediğinde şaşkınca onlara baktım.

Ben daha bulamamıştım. Mavi saç? Klasik mi olur? Peki ya, baykuş? Baykuşları severdim. Tatlı bir baykuş, nasıl olurdu? Mavi bir gümüş mermi? Bu nereden mi çıktı?

Kod adım:BlueArgentum

Latince 'Argentum' gümüş, 'Blue' da maviydi.

Evet, mavi saçlarımı temsil ederken, gümüş ise Simin, soy ismimle oldukça uyum içindeydi ve birde merminin üzerine baykuş desenini ekledik mi, güzel bir şey çıkabilirdi. Hızla ayağa kalkıp elimdeki deftere tekrar yeni bir sayfa açtım.

-

Hazırdı. Site hazırdı. Ana ekranda, siyahtı ve beş ayrı bölüm vardı. Ortada Afra Simin'in mavi dik bir şekilde duran mermisi, yoldaşlarının ısrarı üzerine ortaya alınmıştı. Hemen sağında Beray'ın kuru kafası, en sağda ise Tansu'nun fotoğraf makinesi ve fotoğraf makinesinin boyna asılan akısının ucunda kırmızı dudak şekli vardı. Mavi gümüş merminin solunda Çınay'ın ren geyiği boynuzları yer alırken, en solda ise Meyra'nın altın renginde tacı ve elmaslar parlıyordu. İtici, korkutucu veya saçma durmuyordu aksine insanı kendine çeken bir siteydi. Ana ekranın hemen altında füme renginde iki buton vardı.

'Giriş' ve 'Kaydol'

En üste başlıkta ise Pegasus atı ile birlikte iki mızrak çapraz bir şekilde duruyor, hemen altında da,

"Siyah Süvariler"

Yazıyordu.

Giriş yapıldıktan sonra da gıcırtılı bir kapı sesi geliyor ve,

'Dünyamıza hoşgeldiniz' yazısı siyah arka planın üzerinde yer alıyordu.

Şimdi ise tek bir hamle kalıyordu. Bu siteyi yaymak.

'Oy ve yorumlarınızı
esirgemeyin. '

KURT KOZASI-MAVİ SAÇLI KIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin