"Çınay uyan artık."dedi Tansu. Onun üzerindeki pikeyi çekerken Çınay ise:
"Bir gün daha anne, ren geyikleri ile uzay aracına biniyorum."diyerek ona cevap verdi. Beray ise yastığını yüzüne bastırmıştı."Neden yataklarınızı ranzaya çevirdiniz?"diye sordu Meyra. Beray yüzüne bastırdığı yastıkla beraber konuştu. "Alana ihtiyacımız vardı. Evden akşam kaçmamıza yarayan ağacın dalları pencereden içeriye giriyordu. Valide Sultan, dalları budamak istedi fakat bu bizim için felaket olurdu. Bu nedenle ranza olarak kullanmaya karar verdik ve böylece Sultan bir eylemde bulunmadı."diye sesi boğuk bir şekilde cevapladı.
"Sizi ağaç severler."diye cevapladım alaylı bir ifade ile.
"Artık kalksanız? Okula geç kalacağız?"dedi Meyra. Bilgisayar masasının yanındaki armut şeklindeki koltuğa kendini bırakıp, masanın üzerindeki sünen kalemi eline aldı. Beray yüzünden yastığı çekti ve Çınay'ın üst ranzadan sallanan koluna vurdu. Çınay yüzüstü yattığı için Beray'a ne söylediği anlaşılmadı. Beray bir şey fark etmiş gibi aniden pikeyi üzerinden çekti ve kafasını sağa doğru kaydırdı. Çınay'ın üzerinden sarkan pikeyi çekiştirdi ve:
"Sen neden üstte uyuyorsun ki?"diye sordu. Çınay başını yastıktan çekti ve yüzünde pişkince bir gülümseme yerleştirip alt ranzada yatan kardeşine baktı:
"Senin altımda olman hoşuma gidiyor da ondan."diyerek onu cevapladı. Dudaklarımın arasından dökülen kahkaha ile Beray bana baktı ve dişlerini sıkarak: "Ukala mavi kafa!"diye beni uyardı. Beray, ranzanın kenarından sarkan pikeyi aşağıya doğru çekti ve pikeye kendini sarmış olan Çınay yere düştü.
"Hey!"diye bağırdığında Beray yerdeki kardeşine bakıp alayla güldü.
"Senin de yerde olman benim hoşuma gidiyor."diye konuştu.
Odanın kapısı açıldığında Sultan Teyze kapının pervazında göründü.
"Keratalar!"diye sesini yükseltti. Çınay yerden hızlı bir şekilde kalkarken yataktan kalkmak üzere olan Beray'ı ittirdi. Beray yatağın üzerine tekrar oturduğunda ona gözlerini kısarak baktı. Sonra da yavaşça kalktı.
"Emrediniz albayım!"diye bağıran Çınay ile Meyra tüm bu atmosferin tozlarını hissetmiş olmalı ki, oturduğu armut koltuktan kalktı ve sıraya girip elini alnına yerleştirdi. Tabi aynı zamanda Tansu'yu da beraberinde çekiştirmişti.
Sultan teyze, ellerini arkada bağlamış şekilde odanın içerisinde yürüdü ve kritik soruyu sordu:
"Dün gece neredeydiniz?"
"Ona ben söylemeyeceğim."dedi Çınay Beray'ın kulağına doğru. "Neyi söylemeyeceksiniz bayım?"diye sordu.
"Hayır, buna yapamam. Ağabeyim Beray varken bana söz düşmez."diye annesini cevapladı. Beray kardeşine baktı ve kaşlarını çattı ve:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KURT KOZASI-MAVİ SAÇLI KIZ
Action"Zihinlerinizin içine kurulan, dolambaçlı yolların içinde kaybolarak gözlerine örtülmüş kumaş parçasını kabullenen ve duydukları ile adımlarını yönetmeye çalışan insanlar! Işığı göremediniz, renkleri bilemediniz. Dünyanız karanlık, grinin tonları i...