YİRMİ DÖRDÜNCÜ BÖLÜM: UNİCORN

5.6K 413 38
                                    

"Ne düşünüyorsun?"diye sordu Tansu, Çınay'a doğru. Çınay, ren geyiği motifi olan yastığına sarılmış ve çenesini yastığa dayamıştı. Dudakları dışa doğru büzdü ve:
"Pembe'nin mi yoksa Siyah'ın mı kazanacağını."dediğinde Meyra gözlerini diz üstü bilgisayarından ayırdı ve Çınay'a baktı.
"Neyden bahsediyorsun?"diye sorduğunda, Beray yüzünü buruşturup isyan edercesine:
"Yine mi?"diye tekrarladı. "Ne yine mi?"dedim hızla. Çınay nefesini tuttu ve kelimeleri hızla söylemeye başladı:
"Hangi unicornun kazanabileceğini hesaplıyorum."dediğinde Beray hariç hepimiz kaşlarımızı çaktım.Beray gözlerini devirirken,
"Siyah kazanacak."dediğinde,
"Neler oluyor?"diye sordu Tansu, Beray'a bakarak.
"Çınay ve onun hayal dünyası."dedi o da kısaca ve ekledi.
"Onu kendi haline bırakın."

"Yanlış anladıysam düzeltin ama o hayal dünyasında unicornları mı yarıştırıyor?"diye sorduğum da Tansu ucube görmüş gibi bakmaya başladı.

Sonra ise bakışlarını kaçırıp, Meyra'ya baktı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Sonra ise bakışlarını kaçırıp, Meyra'ya baktı. Mecra, Tansu ile göz göze geldiğinde çatılmış kaşlarını düzeltti ve gözlerini şaşı yaparak gülmeye başladı. Tansu kafasını çevirip Beray'a göz ucuyla baktı. Beray ise kendi kendine şarkı mırıldanırken Tansu sabır dileyerek stüdyo dairesindeki küçük odaya girdi.

"Sanırım, kızsal bir dönemde."dedi Beray. Sonra da kaynak gözlüklerini taktı ve eldivenlerini giyip işine geri döndü.

Önümde duran şehir planı ve ışıklandırmalarına pür dikkat bakarken ne kadar kişinin gelebileceğini düşünüyordum.
"Sizce katılım ne kadar olacak?"dediğimde Meyra bana baktı ve dudaklarını büzüp:
"Fazla olmasa bile çoğu insan ışıkları takip edecektir."dedi.
"Büyük bir gün."dediğimde Çınay yüzünü buruşturdu.
"Bence Pembe kazanacak."dedi kafasını arkaya çevirerek Beray'a doğru seslendi. Beray kaynak makinesini durdurdu ve ona baktı.
"Nesine?"dediğinde gözlerimi kısarak onları izledim.
"Eğer ben kazanırsam motoruna el koyarım, sen kazanırsan jipime."dediğinde Beray alnındaki teri elinin tersi ile sildi.
"Jipi kaybetmeye hazır ol, dostum."diyerek o çarpım gülümsemesini sundu.

"Az önce hayal ürünü olan bir şey üzerine iddiaya mı girdiniz? Ben mi yanlış algıladım."dediğimde Meyra da şaşkınca bakmaya devam etti.
"Evet, sanırım az önce öyle bir şeye şahit oldum."diyerek beni onayladı Meyra.
"Şimdi, trafik lambaları sende Çınay. Işıklar bende. Ses, Meyra da. Güvenlik ve yerleştirme, Beray da. Tüm görüntü sistemi ve iletişim sistemi, Tansu  da."dediğimde her biri beni onayladı.

--

Gece yarısı olduğunda sokağa çıkan bir grup insan caddelere akın etmeye başladı. Üzerine deri ceketini geçirip, saçlarını eliyle düzelten bir genç kız hızlı bir şekilde ilerlemeye devam etti ve kalabalıklaşmaya başlayan gruba katıldı. Meydan, polisler tarafından şeritlere alınmış ve geçişe izin verilmiyordu. Lamba direklerinin gölgesi elli kişilik bir grubun üzerine düşüyordu. Fakat aniden ışıklar söndü. Geriye yanan, saat kulesinden yayılan ışık kaldı. Trafik ışıkları başka bir sisteme bağlı olduğu için tüm ışıklar kırmızıya çevrildi. Gece yarısı olduğu için bir trafik yoktu ve herkes yürümeyi tercih etmişti. Ambulans gibi araçların yolları kesilmedi. Işıklar tekrar geldiğinde binaların üzerindeki plazmalarda bir video belirdi. Bu video, Hipodromun olduğu yeri işaret ederken elektronik tabelalar ok işaretlerine çevrildi ve insanlar birbirlerine bakmaya başladı. Polis yürümeye başlayan insanların önlerini keserken bir genç ileriye doğru adım attı ve elindeki büyük kartonu kaldırdı ve büyük grubun içerisinde yürüyen Mavi Süvariler'den Elif, çarpıkça gülümsedi. Mavi Süvariler ekibi her insanın eline bir meşale verirken Afra Simin dürbünü gözlerinden çekti.

KURT KOZASI-MAVİ SAÇLI KIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin