Kış Güneşi

•3•

"Misafirlerimiz de geldi."

İçeri kahverengi, uzun saçlı, orta boylu bir kadın yanında da benim yaşlarımda olduğunu düşündüğüm kızıl saçlı, şirin bir kız girdi.

Kısa bir sohbetin ardından masaya geçtik. Çok acıkmıştım. Önümdeki çorbayı içtikten sonra ardından servis edilen et yemeğini de iştahla yedim. Masadan kalkacağımızı düşünürken bir de tatlı geldi. Midem çok dolmuştu tatlıdan bir kaç kaşık aldıktan sonra yemeyi bıraktım.

Esra abla "Özgeciğim isterseniz siz Almilayla birlikte yukarı çıkın. Konuşup kaynaşırsınız." dediğinde Özgeyle odama çıkıp pencerenin önündeki tekli koltuklarda karşılıklı oturduk.

"Okulundan umarım memnun değilsindir, çünkü Esra abla seni bizim okula almayı düşünüyor."

"Bu arada yeni arkadaş bulmada zorlanacağını düşünme beraber takılacağız."

"Alışığım ben. Pek arkadaşım olmadı da."

"Artık ben varım."

*

Bir haftanın ardından Esra abla ve Cengiz abiyle aramız çok iyiydi. Bana çok iyi davranıyorlardı. Özgeyle de Esra abla'nın bana aldığı kullanmayı bir haftada zor öğrendiğim telefondan sürekli mesajlaşıyorduk.

Bugün yeni okulumda ilk günümdü. Okula sivil gidiliyormuş. Bu yüzden dolabın karşısına geçip ne giysem diye düşünmeye başladım.

Siyah opak çorabın üzerine siyah pileli etek giydim. Beyaz sade tişortün üzerine salaş gri ceket seçtim. Ayakkabı olarakta rahat olduğunu düşündüğüm oxford ayakkabılarını ayağıma geçirdim.

"Hazır mısın Almila?"

Esra ablanın aşağıdan gelen sesini duyduğumda boy aynasından son kez kendime baktım. Güzel gözüküyordum.

Aşağıda inip beni bekleyen Esra abla'nın yanına gittim.

"Çok güzel görünüyorsun."

"Teşekkür ederim." dedim ve gülümsedim.

"Seni okula Mehmet abi bırakacak tatlım."

Arabaya bindiğimde camdan bana bakan Esra ablaya el salladım. Mehmet abi kocaman gülümseyip "Hoşgeldiniz küçük hanım." dediğinde bir haftadır sıklıkla yaptığım gibi gülümsedim.

Araba durduğunda heyecanlandığımı hissettim.
"Seni okul çıkışında almaya gelirim. İyi dersler."

"Teşekkürler." dedim arabadan inerken.

Okulun bahçesine girdiğimde gözlerim etrafta Özgeyi aradı. Bulamayınca okul binasının içine girmek için yürümeye başladım.
Kafamı kaldırıp okulun adına baktım.

Göktaş Özel Lisesi.

Okul binasına girdiğimde karşıma Özge çıktı.
"Ben de seni arıyordum."

Kol kola üst kata çıkıp 10/c' ye girdik. En arkadaki sıraya gidip oturana kadar sınıftaki tüm gözler benim üzerimdeydi.
Zil sesiyle sınıf dolmaya başladı. Hoca sınıfa girdiğinde sınıftaki uğultu kesildi. Ayağa kalkacağım sırada kimsenin kalkmadığını görünce durdum.

Dersimiz matematikti. Belki şaşıracaksınız ama en sevdiğim ders matematik.
Derslerim hep çok iyiydi. Genelde sınıfın ineği olup bununla ilgili birçok lakap ve esprilere katlanmıştım. Ders çalışıp iyi bir üniversiteye kazanmaktan başka çarem yoktu. Bu yüzden sürekli ders çalışırdım.

Hoca yoklama almaya başladığında adımı duyunca el kaldırdım.

"Yeni bir öğrenci görüyorum."

"Hoşgeldin okulumuza Almila."

Hoşbuldum dedikten sonra gülümsedim. Dersi sonuna kadar dinleyip not aldım. Zil çaldığında Özge bana 'ciddi misin' der gibi bakıyordu.

"Bu kadar inek olduğunu bilmiyordum."

Cevap vermek yerine omuz silktim.

*

Dersteyken nöbetçi kız beni müdürün çağırdığını söyleyip gitti. Hoca gitmem için izin verince sınıftan çıktım. Okulun birçok yerini neredeyse öğrenmiştim.
Müdürün odasına giderken bağcığımın açıldığını fark ettim.
Etrafta kimsenin olmamasını fırsat bilip yere çömeldim. Bağcığımı bağlarken biri hayvan gibi bana çarptı. Az kalsın üzerime düşüyordu. Kafamı kaldırdığımda sarışın, kıvırcık saçlı, mavi gözlü bir çocuk bana kaşları çatık bakıyordu.

"Önüne baksana!!" dediğimde kaşları iyice çatıldı.

"Koridorun ortasında çömelip ne yapıyorsun acaba?"

Suçlu ben miydim yanii!

Önüne baksaydın bana çarpar mıydın salak??

"Önüne baksan çarpmazdın herhalde."

"Yerde oturmasan çarpmazdım herhalde."

"Yerde oturmuyordum!!"

"Az önce bana sesini mi yükselttin sen?"

"Evet ne olmuş. Dövecek misin yoksa? Ay çok korktum." dedim alaycı ses tonuyla.

"Bak kızım beni deli etme."

Çok sinirlendirmiştim. Şuan bunu yumruk yaptığı elinden ve kıpkırmızı suratından anlayabiliyordum.

"Bir daha yürürken önüne bak o zaman. Neyse seninle uğraşamayacağım hadi babay."

Yanından geçip giderken duyduğum sözle durdum.

"Ben seninle uğraşacağım ama dikkatli olsan iyi edersin."