•22•

3K 146 10
                                    

Gökhan'ın herkesin ortasında Özgeye suçunu itiraf ettirdiğinde çok şaşırdım.
Bunuda mı Özge yapmıştı?
Bu kadar mı nefret ediyordu benden?

Ona karşı yaptığım şey doğru değildi. Ama aldığı intikam çok ağırdı.
Batuyla beraber sınıfa çıkarken artık kimsenin bana küçümseyici bakışlarla bakmadığını fark ettim.
Beni gördüklerinde birbirlerine dönüp birşeyler anlatıp gülüşüyorlardı.
Yanlarından geçerken Özge'nin adını söylediklerini duydum.
Özge kendi tuzağına kendisi düşmüştü.
Sınıfa girdiğimde Berk'in sınıfta olmamasını diledim.
Onu görmek bile istemiyordum.
Ne yapmıştım ben ona?
Ne istemişti benden?
Şanslıydım sınıfta yoktu.

Dersler bütün sıkıcılığıyla geçip sonunda çıkış zili çalmıştı.
Bahçeye çıktığım da Özge'nin bana doğru geldiğini gördüm.
Yanıma ulaştığında yapmacık bir gülümseme takındı.
"Almila, biraz konuşabilir miyiz?"

"Hayır."

Ne kalmıştı konuşacak? Bundan sonra birbirimizi görmemezlikten gelmek en iyisiydi.

"Sana yaptıklarımda çok pişmanım."

"Tamam. Kapatalım gitsin."

"Hatamı telafi etmeme izin ver."

Hayır Almila.
Bir kere daha hayal kırıklığı yaşamak istemiyorsan 'Hayır.' demen yeterli.

Batu yanımıza geldiğinde "Almila, gidelim." dedi.
Özgeyle konuşmamın onu huzursuz ettiğinin farkındaydım.

Batu'nun arkasından gittim.
Özgeye bir defa daha güvenemezdim.

"O kızla hala neden konuşuyorsun?"

"Hatalı olduğunun farkına varmış. Telafi etmeme izin ver falan dedi."

"Bu hatanın telafisi olmaz. Ona sakın kanma. O kız insan görünümlü şeytan."

"Ona güvenebileceğimi sanmıyorum. Benzetmende güzelmiş." dediğimde gülümsedi.

"Hadi birşeyler yapalım."

Pek birşeyler yapacak havada olduğum söylenemezdi. Batuyu kırmamak adına "Olur." dedim.

Batu'nun arabasına bindiğimde "Pizza yemeye gidelim mi?" diye sordum.

Canım çok fazla pizza çekmişti.

Gülümseyip "Sen yeterki iste." dedi.

Pizzacının önünde durduğumuzda arabadan indim.
İçeri geçip boş bir masada oturduk.
Bugün öğle arası yemek yememiştim.
Onun verdiği açlıkla pizzalarımız geldiğinde iştahla yemeye başladım.
Batu'nun beni izlediğini fark ettiğinde "Çok acıkmışım da." dedim.

"İyiki yemek yemeye gelmişiz yoksa beni yiyebilirmissin. Tehlikeyi atlattık." dedi ve güldü.

Omuz silkip pizzamı yemeye devam ettim.
Pizzalarımızı yedikten sonra pizzacının çaprazındaki sinemaya girdik.
Vizyondaki filmlerin çoğu aksiyon macera tarzındaydı.
Aralarında birde duygusal film vardı.
En iyi seçenek o gibi görünüyordu.
Benim isteğim üzerine mısırlarımızı alıp duygusal filme girdik.

Filmin sonu o kadar duygusaldı ki ağlamaya başladım.
Kız o kadar zorluk atlatıyordu tam mutluluğu yakalamıştı ki öldü.

Batu bana şaşkınlıkla bakarken "Bu film yüzünden ağladığını söyleme bana?" dedi.

Cevap vermemeyi tercih ettim.
Sinama salonundan çıktığımızda "Sümüklü kız." diye alay etmeye başladı.
Arabaya bineceğimiz sırada Cansu'nun yanıma geldiğini fark ettim.
Karşılaşmamız büyük bir tahlilsizlikti.

"Kimleri görüyorum burada." dedi ve saçını geriye doğru savurdu.

"Nasılsın Cansu?"

"İyiyim tatlım seni sormalı? Gerçi sormaya gerek yok. Böyle yakışıklı bir çocuğu kapmıssın. Nasıl iyi olmayasın?"

Bu kız yine saçmalamaya başladı.
Batu'dan gözlerini ayırmıyordu. Gözleriyle yedi resmen çocuğu.
Bu duruma daha fazla dayanamayıp "Neyse. Görüşürüz." dedim.

"Mutlaka görüşelim. Hatta numaranı alsam iyi olacak."

Cevap vermeme izin vermeden telefonumu elimden alıp kendini çaldırdı.

Şimdi sıçmıştım işte.

Kış GüneşiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin