•29•

2.5K 107 9
                                    

"Uyan bebeğim."

Beril'in sesiyle gözlerimi açtığımda gülümseyip "Sonunda uyandın uykucu." dedi.

Yataktan doğrulup komidinin üzerinden telefonumu alıp saate baktım.
Saat 12 mi?
Gerçekten mi?
Dün erken yatmıştım oysa.

Banyoya girip ayılabilmek için yüzüme bolca su attım.
Dişlerimi fırçaladıktan sonda dağılan saçlarımı tepede toplayıp odaya döndüm.

Beril elindeki biri koyu yeşil kayık yaka diğeri siyah v yaka tişortü gösterip "Hangisi?" diye sorduğunda siyah olanı gösterdim.

"Bende öyle düşünmüştüm." dedi ve gülümsedi.

"Kaya için mi süsleniyorsun yoksa?"

Sorum karşısında afalladı.

"Ne münasebet canım." dedi ve omuz silkti.

"Hıhı öyledir." dedim ve dolaptan bir kaç parça kıyafet seçtim.

"Sizin Batuyla aranızda birşey mi var?"

Beril'in sorusuyla şaşkınlıkla gözlerim büyüdü.

"Şaka yaptım ya. Suratının aldığı şekili görmeliydin." dedi ve kahkaha attı.

Omuz silkip üzerimi değiştirdim.
Hazırlığımız bittiğinde dışarıya çıktık.
Batuyla Kaya sohbet ederek bize doğru geliyorlardı.
Yanlarına gittiğimizde hep beraber kahvaltı yapmaya gittik.

Kahvaltıla tabaklarımızı alıp boş masalardan birine oturduk.
Kaya "Akşam ki eğlenceye gidiyor muyuz?" dediğinde Beril "Hiç kaçırır mıyız?" dedi ve güldü.

Bize doğru yaklaşan ve simasi çok tanıdık gelen çocuk masamıza oturdu.
Bu çocuğu nerden tanıyorum diye düşünürken Batu'nun odasında gördüğüm çocuk olduğunu hatırlayınca yüzüm kızardı.

Çocuk "Oturmamda bir sakınca yok öyle değil mi?" dediğinde Kaya "Bir sakınca yok. Oturabilirsin." dedi.

Kahvaltının ardından biraz dolaşıp ağacın altına oturduk.
Kayayla Beril sarılmış kendi aralarında sohbet ediyorlardı.

Batu'nun oda arkadaşı bana bakarak "Biz tanışmadık diye hatırlıyorum." dediğinde "Evet." dedim.

"Seni okulda birkaç defa görmüştüm. Adım Uzay senin?"

"Almila."

İsmi ne değişikti öyle! Aynı zamanda hoşuma gitmişti.

Batu "Bisiklete binelim mi?" dedi ve karşıdaki bisiklet kiralanan yeri gösterdi.

Burada oturup sıkılmaktansa bisiklete binmek iyi bir fikir geldiği için heyecanlı bir şekilde "Olur." dedim.
Herkes Batu'nun fikrini onayladığında bisiklet kiralanan yere gittik.

O kadar çok bisiklet vardı ki hangisini seçsem diye düşünürken kırmızı olanda karar kıldım.
Burayla ilgilenen yaşlı tonton amcaya kırmızı bisikleti gösterdiğimde bisikleti zincirinden çıkarıp getirdi.
Gülümseyerek teşekkür edip bisiklete bindim.
Herkes hazır olduğunda sahilde turlamaya başladık.

Bisiklet sürerken yüzüme çarpan hava huzurlu hissetiriyordu.
Bir an kollarımı havaya kaldırmak istedim sonra düşüceğimin yüzde yüz olduğunu düşününce vazgeçtim.

Elinde dondurması olan küçük bir çocuğu ağlayarak görünce bisikleti durdurdum.
İnmeyi beceremeyince kendimi yerde buldum.
Ah şanşıma bak!

Üzerimi düzeltip çocuğun yanına gittim.
Ağzının her tarafı dondurma olmuştu. Çok sevimli gözüküyordu.

Sarı saçlarını karıştırıp "Neden ağlıyorsun minik?" diye sordum.

"Annemi bulamıyorum." dedi o tatlı sesiyle.

Etrafa biraz bakındığımda ilerleyen dondurmacı dışında kimse yoktu.
Dondurmacı adama seslendiğimde arkasını döndü.
Miniği yanıma alıp adamın yanına gittim.

"Bu ufaklığın annesini gördünüz mü?"

"Evet kızım. Az önce buradaydı dondurma aldı çocuğuna."

Adama teşekkür edip miniği kucağıma aldım.
Annesi nerede olabilirdi ki? Çocuğunu burada neden yalnız bırakmıştı?
Çocuk gibi bende arkadaşlarımı kaybetmiştim.
Beni unutup gittiler pis hainler!!

Sarışın, uzun boylu bir kadın bana doğru geliyordu.
Kucağımdaki minik "Annem geliyor." diye bağırdığında yere indirdim.
Annesine koşup sarıldı.

Kadın yanıma geldiğinde "Çok teşekkürler kızım." dedi ve yanımdan uzaklaştılar.

Çocuğu neden burada yalnız bıraktığını falan açıklamayacak mısın?
Neyse!

Yere bıraktığım bisikletime binip sahilden çıktım.
Heryer birbirine benziyordu ve yolumu bulamıyorum.
Sanırım kaybolmuştum.

Kış GüneşiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin