Batu'nun bana aniden evlilik teklifi etmesinin ardından tam bir hafta geçmişti.
O gün benim için unutamayacağım bir gündü.
Böyle bir çılgınlık yapması için biraz erkendi belki ama evlilik teklifi edildiği gibi evlenilmiyordu ki zaten.
Bu sene benim son senemdi ve bende seneye üniversiteli olacaktım tabii sınavı kazanırsam.
Üniversiteyi bitirdiğimizde belki biraz daha erken de olabilir onunla evlenebilirdik.O günü sabırsızlıkla bekliyordum. Bir anda gözümde canlandı da.
Evlendiğimizde küçücük çocuklarımız, sıcak bir yuvamız ve bitmeyen sevgimizin olması bunlar gerçekten çok hoş şeylerdi.Ben düşüncelerime dalmışken kapım tıklatılıp içeriye Batu girdiğinde yerimden zıplayarak kalkıp ona sarıldım.
"Günaydın mustakbel karıcım." dediğinde midemde kelebekler uçuşmaya başladı.
Ne de tatlı bir çocuktu böyle. "Günaydın mustakbel kocacım." dediğimde yüzünde tarif edemeyeceğim güzellikte bir sırıtış oluştu.
Hem size Batu'nun gülüşünü niye tarif edeyim ki!
Elimde olsa Batu'yu zincirle eve bağlar kimseye de göstermezdim.
Sadece benim olsun.
Fazla mı kıskancım ne!"Uyandığım da yanımda seni görmek istiyorum ben." dedi ve çocuk gibi dudağını büzdü.
"O günler de olacak sevgilim." dedim ve yanağından öptüm.
Telefonumu açıp saate bakacağım sırada tarih gözüme çarptı.
7 ağustos! Bugün benim doğum günüm!
Ah, nasıl unuturum.
Batu acaba bugün doğum günüm olduğunu biliyor muydu? Hiç sanmıyorum.
Belki hatırlardı bir ara doğum günlerimizi konuşmuştuk ama baya geçti üzerinden.
Ben bile kendi doğum günümü unutmuşken onun hatırlamasını beklemek saçmalıktı.
Batu'yu üzerimi giyineceğim diyerek odadan kışkışladım.
Dolabımın karşısına geçip siyah askılı göbeği açık tişortun altına açık kot rengi şortumu giyindim.
Ayağıma kırmızı supergalarımı geçirdim.
Saçlarımı açık bırakıp hafif bir makyaj yaptıktan sonra aşağıya indim.Batu, Esra abla ve Cengiz amcayla sohbet ediyordu. Beni gördüklerinde Cengiz abi karnını ovalayıp "Almila da geldi, kurt gibi açım hadi kahvaltıya geçelim." dediğinde kahvaltı masasına oturduk.
Kahvaltı tabağıma bütün kahvaltılıklardan bolcana koydum.
Masadaki sessizliği bozan Esra abla oldu.
"Batu üniversiteye kaydını yaptırdın mı?""Yaptırdım Esra abla. İngilizce sınavını geçersem hazırlık okumadan birinci sınıf olacağım."
Ah şu hazırlık bölümü! 4 sene okumak yetmiyormuş gibi ingilizce sınavını geçemeyenler bir sene ek okuyup 5 seneye çıkarıyordu.
Ama Batu aşkımın ingilizcesi gayet iyiydi sınavı kazanacaktı hayırlısıyla.
Acaba Esra ablalar doğum günü mü biliyor muydu? Kimseden çıt çıkmıyordu.
Hadi ama bu kadar mı değersizim!
Sadece doğum günün kutlu olsun demeleri yeterliydi bir kutlamaya gerek yoktu.Cengiz abi "Esra'cım bugün ayın kaçıydı ya?" dediğinde bir anda hatırlayacaklarını düşünerek heyecanlandım.
"7 ağustos canım."
"İki yıl önce bugün Esenlerdeki şirketin açılışını yapmıştık." dediğinde istemsizce dudağımı büzdüm.
Bunların hatırlayacağı falan yoktu. O kadar şirketi vardı yine de esenlerdeki şirketlerinin açılış gününü biliyor benim doğum günümü bilmiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kış Güneşi
Teen FictionÇok küçük yaşta ailesini trafik kazasında kaybeden ve yetimhaneye bırakılan bir kız. Ailesini kaybettikten sonra hiç yüzü gülmeyen Almila, arkadaşları tarafındanda dışlanıp ezilmesi onu içine kapanık bir kız yapar. Peki ya Almila'nın yüzüne şans gül...