•18•

3.3K 142 18
                                    

"Herşey Özge'nin planıydı."

"Özge'nin planı derken?"

"Biz seninle duş alıyorduk ya. O zaman süphelenmiş. Almilayla aranızda ne var diye sordu. Birşey yok dedim ama inanmadı. O zaman sana çok sinirliydim. Sonra Özge üsteleyince anlattım hepsini. Sonra o seni Batuyla aldatıyorsa aynısını ona biz yapalım dedi. Sinirli olduğum için kabul ettim."

Ağzımdan "Hah." diye bir ses çıktı.

Ben Batuyla Gökhan'ı mı aldatmıştım yani.

Ders çalışalım dediğinde kabul ettim diye aldatmışmı oluyordum!!

"Sana inanamıyorum."

"Almila, benim bir suçum yok."

"Senin bir suçun yok öylemi? Sırf intikam almak için beni nasıl yaraladın biliyor musun?"

"Ben özür dilerim."

"Hata yaptıktan sonra özür dilemenin bir anlamı yok."

"Herkes ikinci bir şansı hak eder."

"Bana göre ikinci şans birincide ağzıma sıçtığın yetmedi bir kere daha sıçmana izin veriyorum demek."

Odadan çıkarken son kez Gökhan'a baktım.
Ağlıyordu.
"Seni seviyorum." diye mırıldandı.

Bir erkeğin gülüşü, bakışı, sevişi sahte olabilirdi ama ağlaması asla.
Ağlayacak kadar sevdiyse, bize neden bunu yaptı?

Artık onu affedemezdim.

Ondan hoşlanarak çok büyük bir hata yapmıştım.

Herşey bir anda gelişmişti ve ben kendimi çoktan dalgaya kaptırmıştım.

En yakın arkadaşımı kaybetmiştim.
Üstelik ona ihanet etmiştim.

Şuanda hiç bilmediğim bir yere gidip kaybolmak istiyordum.

Evden çıktığım da yürümeye başladım.

Karşıya geçerken korna sesiyle irkildim.

Araba durdu ve adam aşağıya inip "Önüne baksana az kalsın seni eziyordum." diye bağırdı.

İlerideki bar'ı görünce içine girdim.
Kalabalığın içinden geçip barmen'in yanına ilerledim.
"Ne istersin?"

"Kafana göre birşeyler ver işte."

Daha önce bara girmemiştim. İçki isimlerini de bilmiyordum.
Tek isteğim kafamı dağıtacak birşeylerdi.

Barmenin önüme koyduğu içkiyi kafaya diktim.
İçki boğazımı yakınca yüzümü buruşturdum.
İğrençti!
Barmene baktığım da sırıtıyordu.
"İstersen meyve suyu vereyim? İçki sana göre değil."

"Hayır bundan bir tane daha istiyorum."

Gelen içkiyi de kafama diktim.
Üçüncüden sonrasın da gözlerim karardı.

Kendime geldiğimde tanımadığım bir odadaydım.
Koltukta oturan yeni çocuk yanıma geldi.

Yeni çocuk mu?

Şu adı Berk olan?

Evet, bu oydu.

Bu nasıl olaar?

Başım zonkluyordu. Kafamı ovarken "Burada ne işim var?" diye sordum.

"Seni gördüğüm de kendinden geçmiştin. Başına kötü birşey gelmesin diye seni evime getirdim."

"Evine mi?"

"Evet. Senin gibi küçük bir kıza hiç yakışıyor mu böyle şeyler."

"Küçük değilim ben."

"Küçüksün."

"Değilim."

Güldü.

"Hem küçük hem inatçı."

"Gitmeliyim." dedim yataktan kalkarken.

"Neden içtiğini söylemeye ne dersin?"

"Seni ilgilendirmiyor."

"Tamam. Kapı sağ tarafta."

Odadan çıktığım da zil çaldı.
Berk kapıyı açtığında sarışın, uzun boylu, yüzü badanalı bir kız içeri girdi.

"Bu kız kim?" dedi ve bana küçümseyci bakışlarla bakmaya başladı.

Berk elimden tutup "Sevgilim." dedi.

Ne sevgilim mi?
Hala içkinin etkisinde miyim?

Berk'e döndüğüm de bana sus bakışları atıyordu.

Kız kahkaha atmaya başladı.

"Yeni sevgilin bu mu? Yoksa senin gözlerin mi bozuldu?"

"Yoo. Gözlerim gayet iyi."

Kız sinirle çantasını alıp evden çıktı.

Berk'e açıklama yap bakışı attım.
Resmen bakışarak anlaşıyorduk.
Neyse konumuz bu değil.

"Eski sevgilim. Peşimi bıraksın diye öyle söyledim."

"İyi peki. Görüşürüz." dedim ve kapıya ilerledim.

Evden çıktığım da "Bu eve yine geleceksin." diye bağırdı.

Kış GüneşiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin