"Anne bak pamuk şekerci. Pamuk şeker istiyorum."
Lara'nın elinden tutup işaret ettiği pamuk şeker satan adamın yanına ilerledim."İki tane pamuk şeker alabilir miyim?"
"Tabi abla."
Pamuk şekerleri alıp parayı ödedikten sonra denize karşı olan banklardan birine oturduk.
Lara'nın pamuk şekerini açıp ona uzattığım da telefonum çalmaya başladı.
Batu arıyordu. Telefonu kulağıma götürdüm.
"Efendim aşkım." dedim telefonu açtığımda."Nerdesiniz karıcım?"
"Sahildeyiz."
"Benim de işim bitti bekleyin geliyorum."
Telefonu kapattığım da Lara o tatlı sesiyle konuştu.
"Babam ne dedi anne?""Babanın işi bitmiş tatlım yanımıza geliyor." dediğimde yerinden kalkıp zıplamaya başladı.
Batu'ya benden daha çok düşkündü. Bu da onları birazcık kıskanmama neden oluyordu.
Ne derler kız çocukları babaya daha düşkün olur.Hukuk okuyup avukat olmuştum. O yüzden arada dava alıyordum. Fazla çalıştığım söylenemezdi. Lara daha 5 yaşında olduğu için onunla ilgilenmekten çalışmaya zamanım kalmıyodu. Batu'nun işleri yoğundu. Hem babasından kalan şirketleri çekip çeviriyor hemde makine mühendisliği yapıyordu.
Batu'nun geldiğini görünce ayağa kalkıp sarıldım. Onu beş altı saat göremeyince özlüyordum.
Larayı kucağına alıp öptükten sonra kendi etrafında döndürmeye başladı. Çok tatlılardı. Bu hayatta en sevdiğim iki insanı böyle görmek mutluluk vericiydi. Gerçekten çok şanslıydım.Telefonum tekrardan çalınca cebimden çıkarıp açtım.
"Alo Almila." Arayan Berildi. Sesi oldukça kısık ve güçsüz çıkmıştı.
"Bir şey mi oldu?" diye sordum hemen.
"Gökhan kaza geçirmiş. Durumu çok kötü. Şuan yoğun bakıma aldılar."
Duyduğum kelimeler şok olmamamı sağlarken ellerim titremeye başlamış ve telefon elimden düşmüştü.
Batu beni böyle görünce Larayı kucağından indirip yanıma geldi.
"Ne oldu Almila?""Beril aradı Gökhan'ın kaza geçirdiğini ve yoğun bakımda olduğunu söyledi." dedim titreyen sesimle.
Batu'nun gözleri şaşkınlıktan kocaman açılırken eline telefonu alıp bir numara tuşladı.
"Beril hangi hastanesiniz?"
"Tamam geliyoruz."
Batu Larayı kucağına aldı ve biraz ileride park ettiği arabasına bindiğimizde arabayı hızla sürmeye başladı.
Gökhan'ı kaybetmekten korkuyordum. Geçen altı sene içinde onunla çok sıkı dost olmuştuk. Daha yeni yeni hayatını düzene sokmuştu. Birkaç ay önce Ezgi adında bir kızla tanışmıştı. İkiside birbirlerine kör kütük aşık olmuşlardı. Gerçekten çok tatlı bir çift olmuşlardı. Gökhan'ı uzun süreden sonra mutlu görmüşken onu kaybetmek.. Bu çok acı olurdu.
Araba durduğunda hızla arabadan inip hastaneye girdik.
Hemen karşıda Beril ve Kaya'yı görünce yanlarına koştuk."Durumu nasıl? Kaza nasıl olmuş?" diye sordum hemen.
"Ezgiyle kavga etmişler. Sonra arabayı çok hızlı sürüyormuş ve bir tıra çarpmış."
Allah kahretsin! Ah Gökhan ah niye hızlı sürüyorsun ki sen şu arabayı!Ezgi'yi ağlamaktan helak olmuş bir şekilde köşede yere otururken görünce yanına gittim.
"Ben onu kaybetmekten çok korkuyorum. Lütfen ona bir şey olmasın. Hepsi benim yüzümden oldu. Keşke ona bu kadar sert çıkmasaydım." dedi hıçkırıklarının arasından.
Ağlamaktan gözleri şişmiş kıpkırmızı olmuştu."Şst ağlama o iyi olacak." dedim ve sıkıca sarılıp sırtını sıvazladım.
Allah'ım lütfen Gökhan'a bir şey olmasın.
Gökhan'ın anne ve babasını diğer tarafta yaşlı gözlerle gördüğümde içim daha da parçalandı.
Gökhan'ın annesi gerçekten çok kötü gözüküyordu. Babası ise resmen çökmüştü.
Geçen bir saatin ardından hepimiz bir umutla Gökhan'ın iyileşmesini bekliyorduk.Doktor yoğun bakım ünitesinden çıktığında hepimiz başına toplandık.
Lütfen bize iyi olduğunu söyle lütfen...Doktor derin bir nefes aldıktan sonra o acı sözleri söyledi.
"Çok üzgünüm. Hastayı kaybettik."Doktorun sözleriyle gözyaşlarımın bardaktan boşalırcasına akarken Gökhan'ın annesinin bayılması ve Ezgi'nin çığlıkları bütün hastaneyi inletti.
*
3 yıl sonra...Hemşire içeriye elinde bebeğimle girdiğinde heyecanla yerimden kıpırdandım.
Oğluşumu kucağıma bıraktı. İkinci kez anne olmuştum. İlkinde nasılsa şimdide bir o kadar heyecanlıydım. Normal doğum olmuştu yine, çok acı çeksemde onlar için her şeye değerdi.
Batu içeriye büyük bir heyecanla girip yanıma koştu.
Bebeğimizin o minik ellerinden tuttu.
"Çok tatlı, bana benziyor." dedi hayranlıkla oğlumuza bakarken.Bizden yaklaşık bir iki ay sonra evlenen Beril ve Kaya çifti içeriye Larayla girip yanımıza geldiler. Onların arkasından Esra abla ve Cengiz abi, arkasından yeni evli çiftimiz Özge ile Berk girdi. Hepsi gerçekten de çok mutlu gözüküyordu.
"Anne bu kardeşim mi şimdi. Çok çirkin ben daha tatlıyım. Onu sevmeyin beni sevin."
Lara'nın bu sözlerine hepimiz kahkalarla gülmeye başladık. Şimdiden başlamıştı bu tatlı kıskançlıklar.
"İsmini ne koyacaksınız bu tatlı oğlanın." diye sordu Özge.
"Eğer Batu'da kabul ederse ben Gökhan koymak istiyorum." dedim.
Gökhan ismini duyan herkesin bir anda hüzünlendiğini fark ettim. Hepimiz bu acıyı yıllar geçmesine rağmen ilk öğrendiğimizdeki gibi yaşıyorduk. Gökhan'ı kaybetmek bizde bir eksiklik oluşturmuştu. Gökhan gerçekten çok düzgün bir insan olmuş, içindeki iyiliğe erişmiş bize kendini sevdirmişken gitmesi...
"İsmi Gökhan olsun." dedi ve odadaki sessizliği bozdu Batu.
"Anne Gökhan abi şimdi hiç gelmeyecek mi?" dedi Lara o tatlı sesiyle.
"Malesef kızım." Ne yazık ki gelemeyecekti bir daha.. Onun kıvırcık saçlarıyla oynayamayacaksın birdaha kızım...
Ortamdaki gergin havayı "Küçük Gökhan'la ilk selfiemizi çekelim hadi." dedi ve Berk dağıttı.
Telefonuna selfie çubuğunu taktı. Herkes poz vermek için yanıma geldi. Ve çık..
Hepimiz çok tatlı çıkmıştık. Böylesine içten, samimi insanlar tanıdığım için kendimi çok şanslı hissediyordum.Benim hayatıma Batu girerek bana mutluluğu dibine kadar yaşatmış. Lara ve Gökhan ise bu mutluluğu ikiye katlamış, aşkımızın meyveleri olmuşlardı.
Benim hikayem böyle güzel bitmişti işte. Umarım sizinki de benimki gibi güzel biter inşallah! Hoşçakalın :*
Öncelikle herkese merhaba!! Bu büyük final oldu. Yaniii son bölüm. Çok mutlu ve tatlişler. Tıpkı siziin gibi :*
Umarım güzel bir bölüm olmuştur, okurken keyif almışsınızdır. Sonunu biraz bağlayamadım gibi ama neyse siz çaktırmayın :)
Öpüyorum, kendinize iyi bakın!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kış Güneşi
Teen FictionÇok küçük yaşta ailesini trafik kazasında kaybeden ve yetimhaneye bırakılan bir kız. Ailesini kaybettikten sonra hiç yüzü gülmeyen Almila, arkadaşları tarafındanda dışlanıp ezilmesi onu içine kapanık bir kız yapar. Peki ya Almila'nın yüzüne şans gül...