MÜZEYYEN ARIYOR!

122 18 0
                                    

Ve unutmak seni; tarihe hadsizlik etmek, bugüne ve geleceğe başkaldırmaktır. Bilirsin ki benimde başım karşında en ince kıldan ince. 

Ve hatırlamak seni; hürriyetime bir çift pranga, ömrüme hürriyet...

Günler bir kelebek misali uçup gidiyor Müzeyyen. Her gün ölüm! Her gün sigaralar peş peşe yakılıyor. Özellikle şu sigara lafın aklıma geldikçe daha bir onurla ve acıyla çekiyorum içime. Simsiyah bir çakmak alıp üstüne ismini yazdırdım 'Müzeyyen'. Ölüme attığım her adımda yanımda ol, ömrümü yak istedim. Gel gör ki artık yanmıyor çakmak. Benzini de eksik bırakmıyorum ama yakmıyor. GEL, GÖR!

Mavi kapaklı bir ajandam ve bembeyaz sayfalarım var. Yazıp duruyorum ve yazdıklarım artık çok fazla beğeniliyor. Onların hiç birini buraya yazmayacağım. İç mahkememin katiplik görevindesin Müzeyyen! Hayatımın kararlarını yazıyorsun!

Fark ettiysen duruldu kalemim, sözcüklerim bir deniz rüzgarı kadar sakin ve huzur verici. 'Hiç'sizleştim demiştim. Yanımda bir kitap 'Albayım Beni Nezahat ile Evlendir'... Tabakam ve çakmağım eksik kalır mı onlarda kitabın üstünde. Başlayalım mı Müzeyyen? 1-2-3 ve:

Elini bir anda cebine götürdü adam telefonu çıkardı birisi arıyordu ve bakışları arayan kişinin önemli olduğunu gösteriyordu. Bir iki soluk çekti derinden sonra anlamsızca kendine bir iki tokat atıp kulağına attı telefonu. Sanırım Müzeyyen'i aradı. Daha açalı on saniye olmadı adam ağlamaya başladı. 'Dur' dedim, 'iş ciddiye biniyor.', adam yürümeye başladı bende peşinden. Bu Müzeyyen denilen kadın güzel biri olmalı diye düşündüm, sesi de nidalara meydan okuyor olmalı. Bu Müzeyyen dedim yakmış ortalığı anlaşılan, belli ki adama da ''incirler olana kadar kalsaydın bari' demişliği var. Adam konuşamıyor, etkili cümleler kuramıyordu az kalsın ver bilader telefonu ben konuşayım diyecektim vazgeçtim. 

Deliriyorum Müzeyyen dedi. Dedim haydiiii. Müzeyyen de delirse sizin hikaye tamam. Bu Müzeyyen denen kadın da ha bire adama teselli veriyor sanki delirmeme tekniklerini anlatıyordu. Adam ağlıyor bizim Müzeyyen anlamıyordu. Nerden bizim oluyorsa... Adam birden karşıdan kendine gelen insanların tasvirini yaptı ve bütün bu insanların anlamsız olduğunu söyledi. Al işte dedim birader sen yakmışsın dünyayı. Bizim 'Bu Müzeyyen' de hala bir şeyler söylüyor lakin adamın ağlamasını bir türlü geçiştiremiyordu. Sanırım bizim yolumuz bir değil diye bir ifade kullandı ki adam valiliğin önündeyim söyleyeyim bir yol açsınlar bize diye cevap verdi. 

Galiba kadın adamı seviyor sevdikçe aşık oluyor en sonunda bağlanıyordu, adam kadından gitmiş olacak ki her seferinde suçluyum demekle yetiniyordu. E adam ne diye ağlıyordu dedi içimin meçhul sesi. Sert bir bakış attım içime cevap verdim: Adam gittikten sonra anlamış ki Müzeyyen olmadan olmuyor geri dönmüş. Müzeyyen de durur mu? Durmamış adamdan çoktan gitmiş. Yok demiş. Hayırdır biz deneme kabinimiyiz gir değiş beğenme, git başka zaman gel. Adam Müzeyyen'in bu derin benzetmesini anlamamış olacak ki tekrardan gelmiş. 

Siktir et dedim uzaklaş git çayını iç, sonradan belki adamın bir ihtiyacı olur diye beklemeye devam ettim. Son sözler dedi Müzeyyen bunlar benim için önemli. Sonra iki dize okudu adam telefon kapandı. 

''Hatalarıma bakıp beni tanıdığını sananlar

Hatalarını anlayacaklar mutlaka zamanla.''

Bu bizim Müzeyyen de olsa olsa 'Allah'a emanet ol' demiştir diye düşündüm. Adam bir sigara sardı, baktım çakmağı yanmıyor Al birader dedim seni bir de biz yakalım. Ne işin var burada dedi bana. Dedim geri bas sinirlisin bana dokunma. Allah belanı versin başıma ne geldiyse senden geldi dedi. Kes dedim uzatma. Kendimi istemiyorum kendimi kabul etmiyorum çık git dedi bana. Dedim Sen hayırdır, sen hayırsan benim sayemde.



Bir Adamın GünlüğüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin