Bir Adamın Günlüğü

LAMİA

''Seni sevmek'' diye başladığım bir sürü kağıt var ajandalarımda. Hepsi gereksiz kadınlara aşk mesajlarıyla dolu. Sana yazacak bir şeyler bulmak çok zor. Serüvenimden anladığım şu: adam acı çekerek olgunlaşır, kalemi de kendisi gibi güçlenir ve sonunda doğru kadına rast gelir, artık kalem onurlu bir şekilde yazılması gerekene yazacaktır. Ve tüm olacak gibi olup olmayıp da bitenlerden sonra, uzun zaman sonra, derin bir iç çekerek iki kelimeyle başlamak istiyorum:

Seni sevmek...

Hoş geldin Lamia; geç otur hemen.Şurada prangalar hemen ayağına bağla aradığın ne varsa bana söyle getireyim yalvarırım kalkma! Sen ki benim tüm acı geçmişimin lütfu, parçalanmış düşlerin gerçekleşme olasılığı, benim derin sızıma laleler diken kadın; Lamia...

Büyük gözlerinin ışıltısı gecelerime her gün yeşil yollar çiziyor. Saçlarının omzunda hareketlenmesi bir nehrin akan suyunu anımsatıyor. Ah Lamia! Bak gözlerime 'kırılacak eşya' yazıyor. N'olur dikkatle sev beni her yerimden ızdırap ve ihanet akıyor. 

Bu kağıtlarda da ne kadar çok kadın var diyeceksin biliyorum. Hepsi hayal ürünü Lamia, hepsi senin gelişin için hazırlık. Özellikle bir tanesi kabus Münevver miydi Müzeyyen mi her ne haltsa işte o büyük kabus. Seni en çok o kabus yüzünden seviyorum ya zaten. Bana gerçek yaklaşıyorsun, olduğun gibi bak ben de buradayım işte kalem ve kelimeler arasında bocalayan biri, olduğum kadar, ederim bu, beni bu kadar sevsen yeter; ederim kadar.

Hem niyetim de ciddi Lamia, öyle gönül eğlendiren insanlardan değilim. Yarına gelir seni isterim. Küçük bir evimiz olur, iki tane çocuğumuz. Kız olursa ismini ben koyayım ama olur mu? Kitaplığımız olur evde,her duvar kitap dolar. Yaşar gideriz be Lamia, 30 yıl yaşasak yeter bana. Dünya dediğin 3 gün hala bana 30 yıl ver ne ala!

Sen benim kütüphane aşkımsın Lamia, sen bana kelimelerin getirdiğisin. ''A Hikmet Benol ne yapıyor oralarda'' diye benimle tanışan kadınsın! ''Hikmeti her ay düzenli olarak öldürüyorum, maymunun cenazesinde gene'' diye cevap verdiğim kadınsın. Sen benim en Tehlikeli Oyunum, edebiyat kokan sayfalarımsın. 

İyi niyetlerini asla kaybetme Lamia, o mütevazı bakışlarını kaçırma dünyadan, yalvarırım güneşe de bakma öyle,  kıyamete hazır değil dünya. 

Geçmişim ve beynimdeki taşlardan kurtuluyorum. Tedavi sonuç veriyor. Beni iyi ki götürdün doktora, hem İlkay hanım, iyi bak bu kıza dedi, götürmeseymişsin  kötü şeyler olabilirmiş Lamia. İlaçlarım da var artık, herkese hava atabilirim delirdim ben diye! Çünkü öyledir Lamia herkes acısıyla hava atar bu dünyada ve buna bir cezadır güneşin akşam vakti gitmesi bu diyardan.  

Şimdi arkana yaslan Lamia geçmişine yaslan, kuvvetle doğrul! Güzel günler göreceğiz Lamia güneşli günler. Omzuma yasla başını gözünü yum ve sadece sessiz kal. Çünkü sen konuşurken sesinden öpmek istiyorum. 

Seni sevmek böyle işte:

Seni seviyorum Lamia,