Hapşırık

54 4 4
                                    

Dilimin ucundaki hapşırığın ciğerlerime kaçmasından daha kötüydü gidişin. Senden sonra çok kadın sevdim, hiç birini sen kadar sevmedim, hiç biri de sen gibi sevmedi.
Üç tekerli bir arabada, satılan son limon tanesinin, emekçi dayıya verdiği heyecanla sevdim.
Tıka basa dolu bir dolmuşun 'kaptan' diye adlandırılan şoförünün yaktığı sigarasını içine çekerken aldığı duman tadıyla sevdim.
O sarı saçlı küçük kız var ya bazen bir kırmızı ışıkta bazen bir üst geçit merdiveninde, kırmızı kazağının sol kol ucu yırtık 'abi mendil alır mısınız' sorusunu ürkek bir sesle vicdanınıza vuran o kız! İşte o kızın mendil fabrikası açma umuduyla sevdim.
Kan ter içinde pamuk toplayan kırmızı tülbenti saçının yarısını kapatmış, şapkasını da tülbentin üstüne çekmiş, şalvarlı teyzenin oğlunu okutma aşkıyla sevdim.
Son parasını biraya ve Beşiktaş'a veren çocuğun kısılan sesiyle; bağıra bağıra sevdim.
Nerden bilebilirdim yarın olacakları.
Üç tekerlekli o yılların arabasını zabıtaların yerle bir edeceğini...
Dolmuşa trafiğin kestiği cezanın kaptandan kesileceğini...
Bir araba kazasında son mendilin kana bulanacağını...
Tarlalardan çıkarılan o paranın avukata gideceğini oğlun 25 yıldan hüküm giyeceğini...
Nerden bileyim Müzeyyen Beşiktaş'ın son dakika gol yiyeceğini!
Ben seni hep sevmeye kalktım ama yarın ne olacağını bilemedim. Burdan İstanbul'un Boğazına bir selam çakıyorum. Unutma sahilin birine ismin yazıyor ve hatırla orada bir tekne var adı Şimal!

Bir Adamın GünlüğüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin