Bazen dönersiniz, bazen batarsınız, bazen koşarsınız... Size burada hayat serencamı yapmaya gelmedim, paradigmalar oluşturmaya da gelmedim, ideolojik baskı uygulamayada... Sekülerizm beni de hapsetti, beni de mahvetti... Bunlar pestenkerani gelebilir mamafih birazdan anlamları kelimelere prangalayıp, usulca benliğime gideceğim.
Size bir hikaye anlatmaya çalıştım, maalesef hiçbiri kurgu değildi; olumsuz ölmek davranışlar içermekteydi. O zaman izleyiniz efendim, bu dünyadaki son günüm!
Pazartesinin sabahına, her sabaha olduğu gibi, anlamsız uyandım, kalkmak istemedim, okula gitmek için hazırlanmadım. Saat 15:00'a kadar bu şekil debelenip durdum. Annemden yüz lira borç aldım, sigaraya verirsen helal etmem dedi bende alkole vereceğimi söyledim, şaka sandı aldırış etmedi, annem beni tanısa benden tiksinirdi.
Semavere gidip Çavuşla buluştum, bana Müzeyyen'in whatsappını gösterdi, ölüm mölüm yazmış korktum. Sırf merakımdan, ulan sırf insanlığımdan Usta yaz dedim, öğren dedim sonra Alemdar Paşa geldi yazın dedi yazdık, ardından Şeyhulislam yazdı ardından bizzat II.Mahmut yazdı, Müzeyyen hala yok ben öldüm havalarında, bir nefes çektim Allah senin de belanı versin dedim, Müzeyyen'e dedim, yok yok Müzeyyen'e, bizzatihi kendisine...
Aldım bizim avareleri bir vodka, 6-7 bomonti, biraz ot, biraz tütün, biraz fıstık. Girdik sobalı eve vurduk bardakları önce birbirine ardından yere ardından dudaklara, yavaş gel dediler. Şu mereti yavaş içersen gülersin, hızlı içersen ağlar kendini kaybedersin. Ben daha böyle içtiğimi hatırlamıyorum. Ağlıyorum, ulan çok ağlıyorum. Lavaboya girdim, kitledim kapıyı vurdum aynaya, ilkinde kırılmadı; intihara meyilli hayallerim hortladı! Bir avare: En yakınım, açtı kapıyı bir lira ile. Aldılar aynayı duvardan, kaldırdılar. Geçtim iki saat konuştum bizim hergeleyle attım evden geçtim mutfağa aldım bıçağı açtım bileği bırakmadılar hatta biri koşup üstüme atladı, bırakın dedim yapmayın dedim yalvardım ağladım bırakmadılar. Ardından nefesim kesildi düştüm yere dedim siz bırakmadınız ama alacak yukarısı, her yerim uyuştu bir an yoldayım gidiyorum sandım, Azrail'i gördüm nerede kaldın dedim ardından sürreailist bir şekilde kusmuş bulundum, tabii kafalar güzel avare bir başka dost yediğim bir fıstığı bana bir daha yedirmiş :) Kustuktan sonra üstümü çıkardım karnıma tornavida sokmaya kalkıştım. Sızıp kalmışım.
Salı sabahına, pazartesiye nasıl uyandıysam öyle uyandım, başım ağrıyordu. Beni öyle dümdük yatırmışlar yarı çıplak, donmuşum. Bir kazak ayarlayıp çıktık evden akşamında kendimi kendi evime attım, babam geldi dedi gel konuşalım.
Babamı size hep kötü anlatmış olabilirim eee tabi oldu bir kaç saçma uygulaması. Tumblr'daki yazılarımı okuduğundan bahsetti, seküler bir yaşama atıldığımı, hatalarımı hepsini bir ağabey edasıyla anlattı. Başta yazma dedi sinirlendim ardından bir süre dedi rahatladım. Sınav için sık biraz kendini dedi. Kalemin de ne olursa olsun ben hep arkandayım dedi. Gözlerim doldu ama ağlamadım. Anlaştık dedim ben senle hep anlaşırım dedi çıktı. Şimdi ben bu adama nasıl alkolden ottan bahsedeyim. Nasıl açıklayayım? Ne yapacaksın diye bir soru beyninizde tur atıyorsa söyleyeyim, birazdan büyük bir tövbe merasimi düzenleyip kendimi bazen inkara bile kalktığım hatta bazen O'na büyüklendiğim, ileri geri konuştuğum Allah'a havale edeceğim, kendimi O'na bırakacağım.
Ustaa senin Müzeyyen ne oldu derseniz, o hiç benim olmadı, olmasın da gereği yok, herkes haddini bilsin, ben bilmedim işler boka sardı. Ulan hani kıza ölüyordun derseniz yuh derim size görmediniz mi kaç defa öldüm ulan diye? Sınav ne olacak derseniz? Büyütmeyin dostlar, bu sene gidersek gideriz gidemezsek seneye Marmara Hukuk'da adımı görebilirsiniz. Haydi Eyvallah!
Allah belanızı vermesin
Allah'a emanet kalın!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Adamın Günlüğü
ParanormalHerkesin filmlik bir hayatı vardır. Birde bu adamın filmine bakın!