2.Bölüm

6.8K 223 29
                                    

Sabah çok derin uyuduğum için. Burak suratıma su dökerek uyandırdı "Burak Allah cezanı vermesin!" şu an kasıla kasıla gülüyor bir de salak! "Merve dana gibi uyuyorsun kızım ne yapayım" deyince tamam kabul ediyorum zor uyanıyorum ama şu an sırılsıklam ıslandım "görüşeceğiz bunu Burak bey. neyse kaç dakika var?" dedim uykulu bir ses ile "daha 1 saat var hadi hazırlan" deyince gözlerimi kocaman açtım 1 saat mi? ben son 5 dakika kala kalkıyordum. kafamı yastığa tekrar koyup "daha 55 dakika var. uyuya bilirim o zaman" deyip gözlerimi kapattım Burak beni kucağına aldı bırakması için çırpınsam da bırakmadı. üst kata çıkıp odama girdi ve beni yatağın üstüne atı. ''sanırım şimdi uykun açılmıştır'' dedi ve çapkın çapkın güldü. ''10 dakikan var. çabuk ol bir yere gidiceğiz okuldan önce'' dedi ve odadan çıktı. acaba nereye gidecektik? neyse ben tekrar uyumadan giyinsem iyi olacaktı. dolabın karşısına geçip ne giysem diye bakınırken bir kaç şey çıkardım altıma kısa bir şort giydim üstüne ise siyah kolsuz tişört giydim belime de siyah kımızı kareli gömleğimi bağladım. ve aşağıya indiğimde Burak beni koltuğa oturmuş bekliyordu.

hemen ayağa kalktı. ''biraz kısa ama idare ederiz'' dedi ve güldü bende ''evet şimdi nereye gidiyoruz'' dedim ve kolumdan tutup evden çıkartması bir oldu. evin önünde durdurduğunda karşımda Kağan duruyordu. Burak a baktığımda omuz silkti. ne işi vardı bu sümsüğün burada biri açıklaya bilir mi? kağan kolumdan tuttu ''ne oluyor burada ya?'' deyince Burak konuştu ''ben gideyim'' dedi ve yürümeye başladı Kağan ise beni izliyordu ''hadi gidiyoruz'' dedi ve kolumdan sürükleyip arabaya bindirdi. bir kafe ye gelmiştik. çok güzel ve lükstü içeri girdiğimizde  20 li yaşlarda bir kadın ''hoş geldiniz Kağan bey'' dedi kağan ise sadece kafasını sallamakla yetindi. kağan ın omzumdaki eli belime inince huylandım. bir masaya oturduk. kafe deniz kenarındaydı bizde terasında oturuyorduk. garson gelince ''ne alırsınız?'' diye sordu. kağan benim yerime konuştu '' iki tane nescafe'' deyince garson kafasını sallayarak gitti. ''ben belki nescafe içmek istemiyorum?'' dedim kaşları çattı ''nescafe çok seversin sen. ne oldu yanıma gelince mi sevmemeye başladın?'' deyince sinir oldum ne desem laf söylüyordu ki egosunu tatmin etmeden duramıyor ''hayır. belki şu an canım istemiyor'' cebinden bir sigara çıkarıp yaktı ''istemiyorsan başka bir şey söylerim?'' dedi ve ukala bir şekilde güldü ''tamam bu seferlik içeyim'' dedim ve tekrar güldü. bir anda telefonum çaldı ve arayan tekrar 'özel numara' idi kağan bana 'o kim' der gibi baktı ''bir arkadaşım. ben lavaboya gidip konuşup geleceğim'' deyince tekrar kaşlarını çattı. sonra kafasını sallayarak onay verdi.

hemen lavaboya gidip telefonu açtım. ''merhaba tatlım ben sana dün ne demiştim? o kadar güzel görünme dememiş miydim? çok fazla tahrik edicisin. ama sen Kağan ın kızı değil benim kızım olacaksın'' dedi ve cevap vermemi beklemeden suratıma kapatmıştı.  ne diyo bu! ben kimsenin kızı değilim. acaba kağan a söylesem mi? dinlemez ki beni ego çünkü neyse en fazla ne olabilir ki? hem şakadır. kendimi avutup elimi yüzümü yıkadım ve lavabodan çıktım. Kağan ın yanına gidince ''nerede kaldın kaç dakika oldu'' dedi kaşlarını çatmıştı ''gıybet'' diyerek kestirip attım. ''eveet. şimdi gelelim senin ile neden konuşmak istediğime'' dedi bende sadece gülümsedim ''gelelim'' dedim. ''dün kapına gelenler neden geldi? ve nereden tanıyorsun?'' deyince gözlerimi büyüttüm ne diyecektim? tanımıyorum desem inanmazdı ki. ''şeyy... ben.... onları tanımıyorum'' dedim ve inanmadı. sinirlendi. ''demek tanımıyorsun! o zaman evini nereden biliyorlar!'' neden bu kadar kızdı ki. gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım. gözlerimi tekrar açıp sinirlendiğim için ayağa kalktım. ''sordun! cevap verdim! daha ne dememi bekliyorsun! hem seni neden ilgilendiriyor acaba!'' dedim ve kapıdan çıktım. tekrar telefon çaldı. 'özel numara'  bu sefer ne diyecek acaba pezevenk. ''sen sinirlenince bile çok güzel görünüyorsun. bak kağan la anlaşamadın. benle çok güzel anlaşacaksın tatlım'' dedi ve tekrar suratıma kapattı. kapatmasa ben ne diyeceğimi biliyordum. yürümeye devam ettim. Kağan arabası yolumu kesti. ''bin şu arabaya merve'' gözlerimi devirdim ''hayır!'' dedim arabadan indi ''madem binmiyorsun ben seni bindirmesini bilirim'' deyince arkama geçip ellerini belime sardı. ve havaya kaldırdı. ''ya bırak! istemiyorum!'' diyerek bağırdım ama hiç bir şey demedi. güldüğünü hissedebiliyordum. beni ön koltuğa oturturdu. arabayı çalıştırınca onunla konuşmak istemediğim için radyo yu açtım. 'metallica-nothing else matters' çalıyordu bu şarkıyı çok severdim. zaten kağan la konuşmamak için bütün şarkıları dinlerdim şu an sevmediğim şarkı bile olsa.

okulun önünde durduğumuz da bütün gözler ben ve kağan ın üzerindeydi. ben ise mediha , burak ve sena nın yanına gittim Burak'a sabah olan olay yüzünden sinirli olduğum için suratına bile bakmıyordum. ''burak gidebilirsin. gıybet yapacağız'' burak tip tip baktı Mediha ya ''hadi hadi git'' dedi sena ve burak ne kadar gitmek istemese de gitti. mediha beni sürekli dürtüp 'ne oldu' gibi bakışlar atıyordu. ''ya bakmayı kesin bana. hiç bir şey olmadı tamam mı? sadece geç kaldığım için beni evden aldı.'' bu dediğime ben bile inanmamıştım ki Sena ve Mediha inansın.  ''hı hı. iyi tamam peki'' deyip geçiştirdiler. böyle dediklerine göre bu olay kapanmamıştı. ders zili çalmıştı. ve fırsat bilip sınıflara gittik. ''bu kaçıncı ders?'' diye sordum. çünkü uzun zamandır yoktum. ''6'' cevabı burak vermişti. ama ben ona hala kızgındım. kafamı sallamakla yetindim. ders bedenmiş. giyinme odasına girdik spor kıyafetlerimi giydim fazla dekolte vardı vücudumu saran bir şort ve atlet gibi duran şeyleri giyip spor salonuna girdik malesef ki kağan ve ego lu arkadaşlarıyla aynı sınıftaydık. kızlarla aynı anda salona girince bütün erkekler bize baktığını hissettik. ve öyleydi de zaten sınıfta 4 kız 10 erkek var zaten bir kız vardı burcu diye o hep erkeklerle takıldığı için pek yakın değildik. ama kağan ın peşinden koşardı. aptal aşık.

kağan , bora ve alper yanımıza geldiler ''böyle giyinmenize izin vermeyiz hanımlar'' bora böyle deyince hemen sena konuşmaya atladı ''yaa niyeymiş o kıskandınız mı'' bora sena ya bir adım atıp ''evet'' dedi. ve erkekler bizi sürükleyerek giyinme odasına geri soktu ve kilitledi ders bitene kadar orada kaldık. bunların derdi neydi ya

.....

ders bitince kapının kilidini açtılar ve biz hemen okuldan çıktık. ama bu sefer servise bindik.Sena bu gün fazla mutluydu ''sena cım bu mutluluğunu neye borçluyuz?'' mediha bu soruyu sorunca sena daha da mutlu oldu ''tabiki bora ya'' bende yavaş bir şekilde kahkah attım. ''çok mu komik merve?'' dedi sena ve bir yandan da  mediha gülmemek için kendini zor tuttu. ve ilk sena nın evin önüne gelince servis ''siz aşk nedir onu bile bilmiyorsunuz ne anlayacaksınız ki. sizin işiniz gücünüz yellozluk'' deyip indi servisten. mediha sena nın inmesi ile bağırarak gülmeye başladı. ''bu kız fazla aşık'' dedi mediha ''aynen.'' dedim mediha da güldü ve bir anda ikiz de güldük bütün servisin bizi izlediğine bahse varım. Ama umrum da değildi  mediha da inince canım sıkıldı zaten serviste 6 kişi kalmıştı. bende müzik dinlemeye karar verdim.

eve girince her zamanki gibi evde kimse yoktu. annem her zamanki gibi işteydi. tam üstümü değiştirecekken telefon çaldı 'özel numara' artık vallaha yeter ya ne derdi var bunu benle. telefonu açtım. ''merve cim evde tek olduğunu duydum ne kadar güzel dua et ki başına bir şey gelmesin'' ve tekrar kapattı. bu özel numara beni günden güne korkutuyordu. kime anlatsam küçümsüyordu veya dinlememezlikten geliyordu ne yapacaktım ben şimdi? ne yapsam arıyor ve bu fazla korkunç sesi de tanıdık değil.

Özel Numara (düzenlenecek)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin