Özel Numara (düzenlenecek)

48. Bölüm

Sabah uyandığım da yanımda kimse yoktu. yataktan kalkıp aşağı kata indim. evde de kimse yoktu. en son evde tek başıma kaldığımda neler olduğunu biliyordum. yukarı kata tekrar çıkıp telefonumu aldım ve Oğuz u aradım.
"Neredesin?"
"Geliyorum bir yere ayrılma"
ve hemen suratıma kapattı. aldırış etmeden banyo ya girip bir duş aldım. duş alınca en azından rahatlıyordum.

Duştan çıktıktan sonra üzerime rahat bir şeyler giydim ve aşağı kata inip kendime küçük çaplı bir kahvaltı hazırladım. Oğuz hala gelmemişti. evi zaten çok güzeldi insanın çıkası gelmiyordu. istesem giderdim

Sanırım.

Kahvaltıyı topladım ve evi toparlamaya başladım. çok dağınık değildi. ama yinede toparlamak istedim. kapı çalınca kapıyı açtım. gelen Sena , Mediha ve Oğuz du. önce şaşırsam da girmeleri için bir adım geri çekildim. gerçekten suratlarının hali çok kötüydü. ''ne oldu iyi misiniz?'' dedim Sena ve Mediha ya bakarak. arkadan Oğuz konuştu. ''ben yukarı çıkıyorum'' dedi ve cevap vermemi beklemeden gitti. aldırış etmeden Sena ve Mediha ya oturmalarını söyledim. onlar otururken bende mutfağa gidip sürahi ve 2 bardak alıp tekrar salona gittim. önlerine koyup. ''su için de bir kendinize gelin ne oldu size böyle gerçekten çok kötü görünüyorsunuz'' dedim Mediha Sena ya baktı. sonra tekrar bana döndü. ''yoo bir şey olduğu yok. sadece Alper ve Bora senin için kötü şeyler planlıyorlar.'' Mediha tam devam edecekken Sena araya girdi. ''kötü şeyler planların açıklaması şu ki: seni öldürecekler Merve.'' dedi titreyen bir sesle. ''iyide ben bunu zaten biliyorum'' dedim buruk bir gülümseme ile. Mediha ve Sena da bana buruk gülümsemeleri ile karşılık verdiler. sonra Mediha ve Sena tekrar bir birlerine baktılar ve yüzlerinde ki buruk gülümseme yerine hüzün kapladı. ''ne oldu?'' dedim tekrar Sena nın gözleri tekrar dolmuştu. ''Merve sana bir şey söylememiz gerek..'' dedi ve yere baktı. bu sefer söze Mediha devam etti. ''Merve şey.. biz buradan gidiyoruz.'' dedi ve sustu. bende ne diyeceğimi bilmiyordum ve sadece onlara baktım. hayır gidemezlerdi. ben onlarsız bir şey yapamazdım. tek eğlendiğim kişiler olmadan.. ne yapacaktım ben gerçekten. ''hayır! hiç bir yere gidemezsiniz!'' diye bağırdım. Mediha gözlerini kapatıp bana tekrar baktı. ''Merve bir süreliğine gideceğiz lütfen sakin ol!'' dedi benden daha yumuşak bir sesle ama sakin olamıyordum. moralim bozuk olduğu için onların yanına gidecektim ama onlarda benden gidiyorlardı. tekrar koltuğa oturdum. ellerim ile yüzümü kapattım. Mediha haklıydı sanırım sakinleşmem gerekiyordu. "Merve bak söz. elimizden geldiği kadar erken geleceğiz" dedi Sena gülümseyerek. ellerimi yüzümden çekip halıya baktım. her zaman ki gibi yerde saçma sapan desenleri olan halıya bakıyordum. "Söz verdiniz. geleceksiniz" dedim dolan gözlerim ve buruk gülümsemem ile. Mediha ve Sena yerlerinden kalkıp yanıma oturdular. ve sarıldılar.

Merdivenlerden gelen ayak sesi ile Oğuz un geldiğini anladım. bunu benim.gibi anlayan Mediha ve Sena yanımdan kalkıp eski yerlerine oturdular. aşağı inen Oğuz önce bana sonra ise Mediha ve Sena ya baktı. "sanırım diyeceğiniz şeyi dediniz. o halde ben sizi otogar a bırakayım" dedi bileğinde olan saatini oynayarak. hepimiz ayağa kalktık ve kapıya doğru yürüdük arkamızdan Oğuz kapıyı kapatıp çıktı. Mediha ve Sena nın yanına oturmak için arka koltuğa geçmiştim ki. Oğuz un "Merve sen ön koltuğa" dedi eli ile işaret ederek. bende gözlerimi devirip dediği gibi ön koltuğa geçtim.

Mediha ve Sena nın asla gitmesini istemiyordum. ama elimden de hiç bir şey gelmiyordu. sadece gitmelerine izin verebiliyordum. ama durduk yere neden gitsinlerdi ki saçmaydı. düşüncelerden uzaklaşıp nereye gittiğimize baktım. iyide Mediha ve Sena nın yanında eşya yoktu neden hemen otogar a gidiyorlardı. "Mediha ve Sena sizin eşyalarınız nerede?" dedim onların yerine Oğuz konuşmuştu "bagajda" yani gideceklerini Oğuz benden önce biliyordu.

Oğuz planladı.

Yok ya böyle bir şey yapmazdı galiba. Otogar a gelince hepmizin arabadan indik. Mediha ve Sena ya sıkı sıkı sarıldım. "kendinize iyi bakın. arayın arada" dedim ve güldüm Sena hemen üzerime atlayıp "bir yelloz nasıl unutula bilir ki. tabiki arayacağım" dedi ve bu sefer hepimiz görülmüştük. bu sırada Oğuz da Mediha ve Sena nın valizlerini otobüsün bagajına aktarıyordu. otobüs ün kalkmasına daha 5 dakika vardı. hem ağladık hem kahkahalara boğulduk. son kez daha sarılıp otobüse bindiler. otobüs kalkarken bir birimize el salladık. ve gidişini izleyip iç çektim. Özleyeceğim...

Arabaya tekrar bindik. Oğuz arabayı şehrin en tepesine çıkarttı. buradan sanki bütün şehir ayakların altındaymış gibi hissediyordun. Arabadan inip arabanın önüne geçip arabaya yaslandık daha doğrusu Oğuz a dönüp baktığımda. bu sefer Oğuz un yüzünde oluşan muzip gülümseme çok can sıkıcıydı. "Neye gülüyorsun?" dedim Oğuz bana dönüp baktı. "sana" dedi ve yüzündeki muzip gülümseme daha da arttı. "ne varmış bende" dedim trip atarak. Oğuz önüme geçti ve iki elini yana açarak arabanın üzerine koydu. arabanın üzerinde oturduğum için kafasını kaldırdı. ve yüzünü yüzüme yaklaştırdı. "cezan bu işte" diyince anlamayarak kaşlarımı çatarak baktım. Oğuz bir anda ciddileşti ve gözüme odaklandı ben ise Oğuz hariç her yere bakıyordum. "Benden kaçamazsın Merve. artık Mediha ve Sena yok. benden kaçsan bile gidecek bir yerin yok. kimse yok. işte cezan bu." dedi bunları söylerken gözlerim dolmuştu bile. Oğuz u ayaklarım ile ittirip arabanın üzerinden kalkıp yere indim. "Kağan dan hiç bir farkın yok Oğuz!!! sende onun gibisin!" Oğuz un yüz kasları gerilmiş bana bakıyordu üzerime doğru gelip kolumdan sıkıca tuttu. Kendine yaklaştırıp gözlerime baktı ben hala ve yine Oğuz hariç her yere bakıyordum "gözlerimin içine bak Merve!!" diye kükredi bende bakmak zorunda kalarak gözlerine baktım. "hadi şimdi gözlerimin içine bakarak Kağan ile ortak yönümüzü söyle!!" tekrar adeta kükremişti. gözlerimi kapatıp gücümü topladım sinirliydim ancak korkuyordum ama bunu yapacaktım gözlerimi açıp Oğuz un gözlerine kilitledim

"ortak yönünüz ne biliyor musun Oğuz!! ikinizde şerefsizin tekisiniz! karşınızdaki insanların çanlarını yakmayı çok seviyorsunuz!! ama biliyor musun Oğuz en azından Kağan yalanda olsa bana değer verip sevmişti" dedim ağlayarak Oğuz ise her cümlem de daha da sinirlenmişti bunu her ne kadar fark etsemde söylemeyi başarmıştım. "öyle mi Merve!! beni o ibne ile bir tutuyorsan... O zaman Merve şimdi Kağan ın yanına siktir olup git!!!" bir kez daha kükremişti. ne kadar korksamda. gitmeyi çok istemiştim. "Unuttun mu Oğuz!! benim gidecek kimsem yoktu ya hani!! benim dostlarımı aldın ya elimden! o yüzden Kağan ımın yanına gidemiyorum!!" Oğuz a inat daha çok bağırıyorum. çok sinirleniyordu biliyordum ama mejburdum. Oğuz kafasını çevirdi. kolumdaki elini çekip yumruklarını sıktı. kafasını tekrar bana çevirdiğinde gözlerinden alev çıkacak gibi gözüküyordu. "Bir daha ona 'Kağan ım' demeyeceksin!!" diye kükredi ama ona inat "K-A-Ğ-A-N-I-M" üzerine basa basa söylemiştim. Oğuz elini havaya kaldırdığı anda gözlerimi kapatmam ile yanağımda hissetmem bir olmuştu. ağzımda oluşan metal tadı ile kanadığını anladım.

Bana vurmuştu...

Oğuz a inat tekrar ayağa kalkıp canımın acımasına aldırış etmemeye çalışarak kahkaha atmaya başlamıştım. "Beni sevdiğin ne kadar belli" dedim Oğuz arkasını dönmüş uçurum olan yerin önünde oturup şehri seyrediyordu. ama elleri ile yüzünü kapatmıştı. 15 dakika böyle kalmıştık Oğuz un haraket dahi etmemesi sinirlerimi bozmuştu. Bir kaç adım yaklaştım "Oğuz??" dedim ses çıkartmayınca gidip yanına oturdum "iyi misin?" dedim elimi dizine koyarak. Oğuz korkmuş bir şekilde kim olduğuna baktı. beni görmesi ile şaşırması bir oldu elini yanağıma koyup "ben... ben özür dilerim Merve. gerçekten Özür dilerim. bazen Kağan ile bir tutulmaya tahammül edemiyorum. ben kötü biri değilim Merve lütfen inan bana" dedi. yanağımda olan elini tutup yanağımdanc çektim "her neyse" dedim ve ayağa kalktım. ben gibi Oğuz da ayağa kalktı. "Artık gide bilir miyiz" dedim soğuk ses tonum ile Oğuz sesli bir şekilde nefes verip. "pekala" dedi arabay gitmek için arkamıza döndüğümüzde Bora bir elinde silah vardı diğer eli ise alçıdaydı.

"Kağanı öldürdüğün yetmezmiş gibi. Alperi de öldürdün Oğuz ama gerçekten bu sefer sıra sende!"