30. Bölüm

1.8K 96 7
                                    

şu an kız doğduğum için beni terk eden kişi karşımda duruyordu. bunca yıl sonra.. malesef ki babam olan bu adama küfür etmek ama sarılıp ağlamak istiyordum. ama sadece karşı karşıya gelmiş birbirimize bakıyoruz. o hiç bir şey olmamış gibi bana bakıyor. ben ise elimde olsa öldürecek gibi bakıyordum. eskiden özlemi ile ağlayıp kokusunu bile unuttuğum adam. bana yaptıkları yüzünden nefret eder olmuştum. hiç mi acımamıştı bana. kız olduğum için gitmesi ve bunun üzerine beni öldürmek istemesi fazlası ile koymuştu. onun yanında kalmak istemiyordum. artık yüzünü bile görmek istemez olmuştum
arkamı döndüm. kısık bir sesle ''lütfen. Kağan gidebilir miyiz?'' dedim yalvarırcasına ama Kağan bana 'bunu yapamam' bakışı atmıştı. ama bir şey fark etmiştim ki. Kağan da babam olacak adama öldürücü bakışlar atıyordu. gerçekten Kağan a ne yapmıştı ki bu kadar kötü bakıyordu. anlamıyordum. tekrar babam olacak kişiye döndüm. ''ne istiyorsun!!'' diye bağırmıştım. bütün ev benim sesim ile inlemişti resmen. ama gerçekten bunu hakediyordu. ''biraz sakin olur musun kızım'' o benim aksime daha sakindi birde bana kızım diye seslenmesi boğazımda bir düğüm oluşturmuştu. bu sözü uzun zamandır duymamıştım. ''ne yani sana sevecen davranmamı veya sarılıp 'canım babam' dememi beklemiyorsun değil mi?!!'' her seferinde sinirleniyordum. ve sesimi daha da yükselti yordum. ondan böylecesine nefret ederken konuşmak çok zordu. "Merve otur şuraya sakince konuşalım. Lütfen" dedi hala benle konuşmak istiyordu neydi bu adamın derdi. gözlerimi devirdim. ve hemen arkamı döndüm. arkadan babam olacak adam "Kağan tut onu" diyince Kağan hiç düşünmeden omuzlarımdan tuttu. Kağan a anlamayan gözler ile baktım. ama Kağan bana bakmıyordu bile.
Kağan sana zarar vermezdi demi. SALAK MERVE
İç sesim bu konu hakkında haklıydı. şu an Kağan tereddüt bile etmeden beni durdurmuştu. Kağan omuzlarımdan babama çevirdi.
Ve arkamdan hafifçe ittirip koltuğa oturttu. "Ne istiyorsun? Beni öldürmeye mi geldin. eyer öldürmeye geldiysen hiç durma hadi!!" bu sefer içimi yavaş yavaş dökecektim. kalbini kırmak istiyordum ama kalbi yoktu. Babam olacak adamın. "oyu benim küçük prenses in eyer seni öldürmek isteseydim Kağan a söylemem yeterdi. ve sende bunu iyi biliyordun." bu sefer burnumdan soluyordum. sadece tek istediğim burdan gitmekti. Kağan a kaçamak bir bakış attım. bu sefer beni izliyordu. ama elinden hiç bir şey gelmediği her halinden belliydi. artık Kağan'ı bile istemiyordum. bu yaptığını unutmayacaktım. "Evet. biliyordum. artık ne diyeceksen de ve gideyim!" hala sert konuşuyordum ama sinirden ağlamamak için kendimi zor tutuyordum. burdan çıktığım anda kuytu köşeye gidip ağlayacaktım. kesinlikle bunu yapacaktım. "Sadece konuşmak istiyorum." dedi ve boş boş suratına baktım konuşmaya devam etti. "seni öldürmek isteyen ben değildim. ve annene o mektubu yazanda ben değildim." dedi. birde yüzüme baka baka yalan söyleyebiliyordu. "Acaba kim. Ne güzel yalan söylüyorsun bravo! artık gidebilir miyim hazretleri" dedim ve şapşalca gülümsedim. "Ahmet. yani abin." dedi ve tepki vermemi bekledi. hiç bir tepki vermedim. veremedim. çünkü bir duygu gösterisi yaptığım an hangi duygu olursa olsun ağlayacaktım.
Oturduğum yerden kalktım ve kapıya yöneldim. arkamdan ayak sesleri gelince daha da hızlandandım. ve koşar adımlar ile ara sokaklara girdim. gerçekten bana yalan söyleye bilen bir babam vardı. yani babam olacak adam.

Bacaklarımın beni daha fazla taşıyamayacağını anladım ve duvara yaslandım. her nefeste duvardan yavaşça kayıyordum.Olduğum yerde oturdum ve dizlerimi kendime çektim. ağlamaya başladım. gerçekten canım yanmıştı. ne yalan söyleye bilirim ki. Omzumda hissettiğim. Kim olduğuna bakmak için kafamı sağa çevirdim.

Kağan.

"Dokunma bana aşağılık herif!" dedim ve oturduğum yerden kalktım. Kağan'ın duygusunu anlamıyordum. sadece bana bakıyordu. arkamı dönmeden geri geri gittim. "Merve bak güzelim. anlamıyorsun lütfen." dedi neyi anlayamıyordum acaba. bu sefer hangi yalanı uyduracaktı. Kağan büyük adımlar attı ve yanıma geldi. büyük gövdesi ile beni sardı. ne kadar ne kadar hareket etsem de kurtulamadım ''bırak beni'' dedim ağlamaktan bulanıklaşmış gözlerim ile Kağan a baktım ''lütfenn..'' dedim son nefesim ile Kağan gözlerini kapatmış gök yüzüne bakıyordu. kendisini sakinleştirme şekli böyleydi. ''Kağan lütfen.. bırak'' dedim ama Kağan hala beni tutuyordu ve sıkıyordu. ''söz.. söz veriyorum geleceğim ama lütfen kendimi sakinleştirmeme izin ver.!'' dedim titreyen sesim ile kafan gök yüzüne bakan yüzünü bana cevirdi. önce gözlerime sonra ise dudaklarıma baktı. ve serbest bıraktı. bıraktığı anda bilmediğim sokaklara doğru koşmaya başladım. söz vermiştim evet. ama dönmeye hiç ama hiç niyetim yoktu. 1-2 gün gelmek istemiyordum.

Kağan'ın çok önceden verdiği para kotun cebinde kalmış olduğunu fark ettim ve bir taksiye bindim ve Sena ların evinin adresini verdim. bana çok kızgınlardı. biliyordum. ama beni anlayacaklarını ümit ettim. sena dan borç para alacak ve teyzemin yazlığına gidecektim. teyzem bu aylarda hep orada olurdu. en azından o beni korurdu. hep teyzemi 2. annem olarak gördüm. ama kimseye teyzemden bahsetmedim.

taksi Sena ların evinin önünde durunca borcumu ödedim ve arabadan indim. küçük adımlar atarak ve çekinerek kapılarını çaldım. Sena gülerek açtığı kapıyı beni görünce yüzündeki gülümseme gitmişti. ve boş bir şekilde bana bakıyordu. ama ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. ''sena..'' dedim titreyen sesimle. ve ağlıyacağımı anladım ve Sena ya sıkıca sarıldım. Sena önce ne olduğunu anlayamadı ve oda bana sarıldı. bir süre böyle kaldıktan sonra ayrıldım ve yüzüne baktım. ''size ne dersem diyeyim bana inanmiyacaksınız biliyorum. ama ben çok pişmanım..'' dedim ve tekrar ağlamaya başladım. Sena kolumdan tuttu ve içeriye soktu. kapıyı kapattı ve oturma odasına soktu beni. sakinleşmem için bir bardan su getirdi. ''anlat bakalım kuzum. dinliyorum'' dedi sevecen bir tavır ile onun bu hallerini bile özlemiştim. ve bir kez daha sarıldım.

bu gün içerisinde geçen olayı anlattım. ve abimin olduğunu da anlattım. ama teyzem lere gideceğimi kesinlikle söylemedim. Sena beni teselli etti ve her zaman yanında olduğunu söyledi. bunu duymak çok güzeldi. gerçekten çok güzel. ''şey.. Sena senden bir şey istesem olur mu?'' dedim Sena gülümsedi. ''tabiki isteye bilirsin.'' dedi ve elimi sıkıca tuttu. ''ben eve gideceğim şimdi. Kağan a söz verdim de ama Kağan ın evine gideceğim orası biraz uzak. şey.. yanlış anlamazsan senden borç para isteye bilir miyim?'' dedim mahçup bir şekilde Sena bir kez daha sarılıp ''bunu mu sorun ediyordun salak kız. tabi ki veririm ne olacak. biz arkadaşız'' dedi ve üst kata çıktı. ilk defa bu kadar büyük bir yalan söylemiştim sanırım. telefonumu cebimden çıkarttım. ve kapattım. teyzeme gittiğimi gps adresinden bula bilirlerdi. ve teyzemi ararsam da telefonum dinlene bilirdi.

Sena elinde bir miktar para getirince hala mahçup olmuştum ''ama gerektiğinden fazla getirmişin'' dedim ve elindeki paranın yarısını aldım. ''olur mu öyle şey Merve al işte hepsini aaa!'' dedi ve gülümsedi. ''hadi saat geç oldu Kağan merak eder şimdi'' dedi ve kapıya kadar eşlik etti. ''şeyy... bir de buraya geldiğimden Kağan ın haber olmasın yalnız kalacağım demiştim. yalan söylemiş gibi olmayayım''

hiç yalan söylemem ki ben tabi canımm

''tamam canım söylemem.'' dedi ve öpüp uğurladı. evin önüne taksi gelince bindim ve otogar a gideceğimi söyledim. taksici dikiz aynasından baktı. ''hani senin valizin falan nerede'' dedi gerçekten yanıma yedek kıyafet bile almamıştım. ''otogarda amca'' dedim gülümseyerek. amcada gülümsememe karşılık verdi.

otogar a gelince parayı ödedim ve hemen Antalya otobüslerine baktım 10 dakika sonra kalkacak bir otobüs buldum ve şanslıydım ki boş yer vardı. bilet aldım. otobüse bindim. camdan aşağı baktım. iki sevgili vardı. ve sürekli sarılıyorlardı. keşke Kağan da yanımda olsaydı. ama asıl kaçtığım kişi o ve babam olacak adamdı....

Özel Numara (düzenlenecek)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin