56. Bölüm

1.7K 94 18
                                    

İnsanlar sevdiği kişi için ölüme göze alır. ama eğer kendiside ölmek istiyorsa Yaratıcısına 'onu değil beni al' der çünkü sevdiği kişinin diğer Dünya dan yanına gelip hiç gitmeyeceğini , onu koruya bileceğini zannediyordu. ama yanılıyordu. çünkü bana hiç bir zaman yaratıcı kimdir bahsetmediler. bazen 'Tanrım..' diyerek dua ederim. ama doğru veya yanlış bilmezdim. çünkü bana doğru veya yanlış bahsetmediler , bahsedemediler.
"Eğer Tanrım. Eğer varsan lütfen onu koru."

Arabada kendi sessizliğime bütünleşmiştim. sürekli Oğuz u düşünüyordum. 'acaba iyimidir' diyorum kendi kendime aklıma binlerce şey geliyordu. ben ölmeden onu son kez görmek ve hissetmek istiyorum "Merve iyi misin?" elimin üzerinde bir el hissedince İrem e bakıp gülümsedim "evet iyiyim" dedim Utku aynadan bakıp gülümsedi bende karşılık verdim.

Araba durduğunda etrafıma baktım. "Geldik mi?" dedim heyecan ve korkak bir ses tonu ile. İren bana baktı. "hayır sadece aklımıza bir kaç yer var oralara bakacağız sen arabada bekle olur mu?" dedi İrem de endişekiydi bunu hissediyor ve görüyordum. kafamı 'tamam' anlamında salladım. çok geçmeden İrem ve Utku arabadan indi gözlerimi kapatıp geriye yaslandım "Tanrım sana ne diyeceğimi nasıl hitap edeceğimi bilmiyorum. ama sana ihtiyacım var. umarım beni duyuyorsundur Lütfen yardım et duy beni" yanağımda hissetdiğim ıslaklıkla gözlerimi açtım. yaratıcının kim olduğunu bilmemek çok korkunçtu ama beni bildiğini biliyordum. neden kim olduğunu bilmediğimi biliyordu. arabanın kapısı açılınca kafamı çevirdin İrem üzgün görünüyordu "hayır bilmiyorlar. ama daha soracağımız kişiler var" dedi ve koltuğa yerleşip kapıyı kapattı. bende gözlerimi kapatıp tekrar geriye yaslandım Araba çok sürmeden tekrar durdu. İrem ve Utku nun arabadan indiğini duydum ama telefonumu açma sebebim telefonuma gelen mesaj sesiydi.

Gönderen: Özel Numara
Merve çok çabalama Oğuz sen gelsende gelmesende ölecek ve onu bulduğunda biz olmayacağız. beni asla durduramazsın. ha bu arada bulamayacağını bildiğim için küçük bir ipucu vereyim 'Oğuz un her zaman sinirlendiğinde gittiği yer'

Neresi olduğundan haberi dahi yoktu. ama nefes alamıyordum Oğuz onun elindeydi İrem ve Utku yu bulup haber vermem gerekti fakat girdikleri sokak çok tenha bir yerdi. İrem i aradım ama telefonu arabadaydı. arabada Utku nun telefonunu görmeyince hızla onu aradım. bir kaç dakika sonrasında açtı "arabaya gelin hemen!" dedim ve telefonu kapattım. çok sürmeden İrem ve Utku nun koşarak buraya geldiklerini gördüm. derin derin nefes alıp verdim. arabaya bindiklerinde anlamayan gözler ile bana baktılar bir şey söyleyecekken İrem "bulamıyoruz yok!" Dedi ben de sinirle gözlerimi kapattım. "Oğuz'un sürekli sinirini atmaya gittiği yer" dediğime gözlerimi açıp camdan dışarı baktım Utku bana bakıp "nerden biliyorsun?!" Dedi sinirle ve anlamayan gözleri ile. derin bir nefes aldım. "Soru sormayın lütfen sonra açıklarım Oğuz'u kurtaralım önce" dedim onlardan daha çok sakin bir sesle ama Utku ve İrem anlatmamda ısrarcılardı. "Lütfen" dedim yalvaran sesimle. İrem ve Utku bir birlerine baktılar. ve Utku kafasını sallayıp gaza bastı. nerede olduğunu biliyorlardı.

bulacağım seni Oğuz.

Kalbimde oluşan ritim bana ayak uyduramıyordu korkuyordum , heyecanlanıyordum , endişelileniyordum ve hepsini iliklerime kadar hissediyorum. onu bulacağımıza inanmıyordum fakat bulacaktım. ve sonu ne olursa olsun onu kurtaracaktım.

Araba yavaşlamaya başlayınca etrafa daha da dikkatli bakmaya başladım. sadece bir arabanın sığa bileceği kadar dar sokak ve eski evler burayı korkunç kılıyordu. camları kırılmış evler duvarlara yazılmış sözler ve insanların çığlıkları. "onu burada mı tutuyorlar" dedim hüzünlü sesimle. İrem bana baktı. "en azından biz öyle düşünüyoruz" dedi. Oğuz un buralarda ne işi olabilirdi ki bir insan sinirini çıkartmak için sevdiği şeyleri yapar. ben bile sinirlenince uyuyorum çok saçma belki ama  en azından rahatlatıyordu "Oğuz buraya neden geliyor ki" dedim İrem hafif bir şekilde gülümsedi. biraz daha yanıma yaklaştı. "Kağan a her sinirlendiğinde burada açtığı dövüş kulübüne gelirdi. sinirini duvardan veya kum torbalarından değil insanlardan çıkartırdı." dedi bende kırgın bir şekilde gülümsedim. "o iyi olacak" dedim İrem elimi sımsıkı tutup "iyi olacak" dedi.

"burası" Utku arabayı durdurduğu yer eski evlerin arasında olan yine eski ama diğerlerine göre daha güzel duran binanın önünde durdurdu. arabanın kapısını hızla açtım fakat arabadan inmemi bir el durdurdu. "İrem bırak" dedim korku dolu gözlerimle "Merve sana zarar gelmesine izin vermemem" dedi kolumu hızla çekip arabadan indim. "Bende Oğuz a zarar gelmesine izin vermemem!" dedim ve kapıyı aynı hızla kapatıp binaya girdim. arkamda olan ayak sesleri ile İrem ve Utku olduğunu anladım. aşağı kata indiğimizde binlerce insan vardı. hepsi ortada olan ringe bakıp tezahürat ediyorlardı. aralarından geçmek çok zor olacaktı. derken İrem yanıma gelip tavana silah sıktı "Çıkın Dışarı!!!" dediği anda içeride olan bağırış ve tezahürat sesleri kesildi. herkes bize bakmaya başlayınca çıkış kapısına yöneldiler. "burada çalışanlar hariç herkes dışarı!!!" bu sefer Utku bağırmıştı ve bir kaç dakikaya kalmaz herkes dışarı çıkmıştı bile. Utku barmen nin yanına gitti ben ve İrem ise burada çalışanların yanına gittik "Oğuz u gördünüz mü?" dedi İrem adam önce bana baktı. ve tahrik olmuş bir şekilde güldü "hmm bu kız karşılığında cevap veririm" dedi İrem arka cebinden çıkardığı silahı adamın alnına dayadı. "dediğin kız Oğuz a ait" dedi adam iki elini havaya kaldırdı. "bilmiyordum. üzgünüm" dedi ve bu sefer ben konuştum "Oğuz nerede diye sorduk" dedim adam önce İrem e sonra bana baktı. "b-bilmiyorum" dedi kekeleyerek konuşmasından yalan söylediği belliydi. "vur" dedim İrem e adam korku dolu gözlerle bana baktı. "bakın b-bilmiyorum lütfen" dedi. İrem adam konuşmasını bitirir bitirmez bana arkamı dönmemi söyledi. bende dediğini yapıp arkamı döndüm. silah sesi duyulunca vurulduğunu anladım. tekrar arkama dönüp yerde yatan adama baktım. gözleri ölmüştü fakat gözleri açıktı. adamın yanına oturdum ellerimi gözlerine götürdüm gözlerini kapatıp gülümsedim.
Ölüleri hala çok seviyorum.
Başımda duran İrem e baktım. anlamayan gözlerle bana bakıyordu. hemen ayağa kalktım. diğer çalışanlara sormamız gerekti. Utku ya baktığımda genç olan barmenin kafasına silahı dayıyordu barmen bize korku dolu gözleri ile bakıyordu. bir şey söylemeye çalışıyordu genç olan barmenene kafamı iki yana sallayıp kısık bir sesle "nerede?" dedim barmen gözleri ile aşağı gösterdi. bu deda kafamı 'tamam' anlamında salladım. "Oğuz aşağıda" dedim İrem ve Utku nun duyacağı sesle bağırmıştım. ikiside arkasını dönüp bana baktı. sanki ben yapmışım gibi bakıyorlardı. "biri söyledi." dedim düzelterek Utku ve İrem birbirine bakıp tekrar bana baktı. "pekala" dedi Utku ve barmenin kafasına dayadığı silahı ateşledi. İrem de çalışanların hepsini teker teker vurdu. banada sadece ölüşlerini seyretmek kalmıştı. öldürüldüklerini keyifle izlemek fazla sadistçe olabilir ama ben onların mutlu oluşunu seyrediyordum. korkuyor muydum. evet. ama olsundu.

Utku ve İrem le koşarak aşağı kata indik burası fazlasıyla karanlık ve soğuktu. yaz ayına göre gerçekten soğuktu. hızlı hızlı ilerlerken bir odadan sızan ışığı gördüm. "buradan ışık geliyor!" dedim Utku ve İrem önümde olduğu için geri gelip kapıya baktılar. Utku bir iki adım geriye gitti ve hızla kapıya vurdu. içeride olan kendini bile zor aydınlatan lamba nın altında elleri ve ayakları bağlanan kişiye baktım.

"OĞUZ!!!"

Özel Numara (düzenlenecek)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin