37. Bölüm

1.9K 97 13
                                    

Bir odanın içinde saatlerce tıkılı kalmıştım. hala vücudumun her yeri kan içerisindeydi. temizlemek istemedim. aynanın karşısına geçtim. beyaz tişörtüm artık kırmızı tişört olmuştu. vücudumdaki morluklar hep aynıydı. ne çoğalıyor nede azalıyordu. en çok ta bu berbat görünüyordu zaten. acaba eski Merve olsa ne yapardı. sanırım morlukları kapatmak için binlerce makyaj malzemesi kullanırdı. sırf morluklar yüzünden dışarı bile çıkmazdı. ama şimdiki Merve ise bunları hiç birini takmıyordu. sadece yaşamak için mücadele veriyordu.

ben sanırım eski Merve'yi özledim.

keşke her şey eskisi gibi olabilseydi. eskiden mutluydum. babam olmasa bile annem vardı ve o her şeye ve herkese yetiyordu. keşke oda ger gelebilseydi. yaptıklarım için bana kızsaydı. dövseydi. hiç umrumda olmazdı. yeter ki yanımda olsun. sadece bunu istiyordum.  sadece Kağan olduğu için ona sürekli güvenemezdim tek bir kişiye bağlı kalarak yaşayamazdım. beni Kağan dan bile koruyacak birine ihtiyacım vardı. annem gibi bir insana ihtiyacım vardı. ama yoktu. şu boktan dünyada tek bir kişiye bağlı kalmıştım. bana en çok zarar veren insana. Kağan'a ondan nefret etmek istiyorum ama onu seviyorum. her nefret etmek istediğimde seviyorum diye haykırmak istiyorum. kendimi bile tanımıyorum bazen. neden yaptığımı. kimin için yaşadığımı bile bilmiyorum. her konuda beceriksizin tekiyim. ve hepte böyle kalacağım.

kapıdan kilit sesi gelince önce kapıya baktım. ve sonra tekrar aynadaki halimi izlemeye devam ettim. ruhumu değiştirmiştim. ve kendimi de değiştirmek istiyordum. Kapı açılınca aynadan kim geldiğine baktım. tabiki Kağan dı zaten başka birinin girmesine izin yoktu. içeriye girip kapıyı tekrar kitledi. hemen yanıma geldi ve arkamda durdu. ''niye oraya tek başına gittin Merve!'' azda olsa bağırmıştı. ama hiç umursamadan aynadaki görüntümü izledim. ve elimi dağınık olan saçlarıma götürdüm. ''Kağan saçlarımı keser misin?'' kısık bir sesle söylemiştim ama Kağan duymuştu. önce şaşırsa da sonra tekrar kendine geldi. ''neden?'' dedi bunu aniden söylemem şaşırtmıştı. ''keser misin?'' sorumu tekrarlamıştım. ''tamam'' dedi. bende banyoya girip dün gördüğüm makası aldım ve tekrar aynanın karşısına geçtim. üzerimdeki kanlı tişörtü çıkartıp. aynanın önüne oturdum. Kağan da arkama oturdu. ''saçımı ör ve sonra kes.'' dedim aynadan Kağan a bakarak. aynada Kağan da bana bakmıştı. ancak ilk geldiği sinirli halinden eser yoktu.

saçlarımı ördükten sonra örgünün başlamış olan yerinden yavaşça kesti. ve kestiği saçı elinde tuttu. ''saklamak istersen'' dedi. ve sustu. ''hayır çöpe at.'' dedim ve ayağa kalkıp kısacık olan saçlarıma baktım. Aslında böyle bile benim için çirkindim. Ama sanırım Kağan öyle düşünmüyordu. Elindeki saçları atmış arkama geçmiş beni izliyordu. Hiç umursamadan yatağa yattım. "Teşekkürler" dedim. "Evet artık olayımıza geri dönebiliriz" dedi ve kolumdan tutup ayağa kaldırdı. "Niye oraya tek başına gittin merve!" biraz bağırmıştı bu beni azda olsa korkutmuştu. Aslında gerçekten korkutmuştu. daha demin sakin olan adam şimdi gelmiş bana bağırması. bu tuhaftı. Ama artık alışmıştım. Kağan'dı bu. ani değişimlerine alışmıştım. ''seni bir odaya kitleyip hiç çıkarmamı mı istiyorsun!'' bir daha bağırmıştı. ben ise sadece dinliyordum. çünkü her ne derse desin haklıydı. ona haber vermemiştim. ancak onun için gitmiştim. bunu bilmiyor olması. her kelimesinde canımı yakacağı anlamına geliyordu. ama dayana bilirdim. babama her şeye ve herkese dayanacağıma söz vermiştim.

o gün Kağan'a da söz vermiştin.

evet Kağan'a da o gün söz vermiştim. ama babama verdiğim söz farklıydı. baba-kız sözüydü bu. tutacaktım bu sözü. ama dayana bildiğim yere kadar. sonsuza kadar dayanamazdım. kimse dayanamazdı. veya dayanırdı. bilmiyorum. ama ben dayanamazdım. bunun için fazla yorulmuştum.

ama deneyeceğim baba. söz verdim ve deneyeceğim.

''-Merve. bana bunu yaptırma. anladın mı.? seni bir odaya kitleyecek durma getirme!!'' sürekli konuşuyordu ancak dinlememiştim. sadece düşünmüştüm. çünkü diyeceği şeyler belliydi. her zamanki gibi bağıracak sonra sarılıp uyuyacaktı. ama bu sefer buna izin vermeyecektim. bu sefer olmayacaktı. ''Kağan görevin bittiğine göre gidecek misin?'' bunu söylerken yüzüne bile bakmadım. gri halının üzerindeki desenleri inceleyerek konuşmuştum. ''neden böyle bir şey yapayım?'' dedi bıkkın bir ses tonuyla. ''çünkü bu senin görevindi. ve bana son zamanlarda yaptığın şeyler....-'' iç çektim ve konuşmaya devam ettim .''-tek kelimesi ile çok kötüydü. Kağan sana bir şey itiraf edeceğim.'' kendimden emin bir şekilde konuşmuştum tabi halıya bakarak bu kolaydı. şimdi ise yüzüne bakar konuşacaktım. ''ney?'' dedi. kendinden emin bir tavırla. gözlerinin içine bakarak. ''seni artık tanıyamıyorum. ve senden gerçekten korkuyorum. kimsem olmadığı için sana bağlı kalmaktan nefret ediyorum ama garip olan şu ki seni seviyorum. beni artık arafta bırakma.'' tek nefeste söylediğim şeyler. hem rahatlamama sebep olmuştu hemde kalbimin acımasına. Kağan anlamayan gözlerle bana baktı. ''ne demeye çalışıyorsun Merve?'' dedi bakışları gibi kendisi de anlamamıştı. ''ya git. yada eskisi gibi ol. sadece bunu istiyorum senden.'' dolan gözlerim ile söylediğim her harfinde canımı yakmıştı. Kağan ın anlamayan bakışları kaybolmuş onun yerine sinirle bakan gözleri vardı. ''pişman olacağın şeyler söyleme Merve.'' dedi ve arkasını döndü. kiliti açıp çıktı ve tekrar kitlemez umuduna kapılsamda. kapıdan gelen kilit sesi ile aynanın karşısına oturdum.

geçip kendime bakarak ağladım. her baktığımda dahada ağladım. benim için ağlayacak kimsem olmaması. insanı günden güne canlı canlı öldürüyordu. yanımda sevdiğim adam vardı. ancak. bana zarar veriyordu. sevdiğim adam bana zarar vermesini severdim ben. ama o bile benim için ağlamazdı. sadece bana bakarak bana acırdı bana. üzülmezdi. sadece bana bakarak hiç tepki vermezdi sevdiğim adam.

ancak bilmiyordu ki. ben onun bana zara verdiği zamanlara bile aşıktım.

''bak ne diyeceğim sana acıyorum Merve! o lanet olası göz yaşlarını tutamıyorsun! biliyor musun! senden nefer ediyorum BEN BİLE!!'' ayna nın karşısına geçip kendimi yargılayacak kadar zavallıydım. kendim bile benden nefret ediyordu. sevdiğim adam bile nefret ediyorsa... kendimden nefret etmem normaldi. beni yargılayacak biri olmaması bile ne acı vericiydi. bunları düşünürken telefonuma gelen mesaj ile düşüncelerden uzaklaştım. hala kan içerisinde olan ellerim ile göz yaşlarımı sildim.

gönderen : Özel Numara
Kağan gitti diye bu kadar üzülme cici kız. Kağan'a bu kadar üzülürsen diğerlerine üzülecek göz yaşın kalmaz... işte şimdi oyun zamanı...

Vote ve yorumlarınızı unutmayın...😘❤️

Özel Numara (düzenlenecek)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin