16. Bölüm

2.4K 102 4
                                    

Kağan'dan

küçük yazlık evlere benzeyen bir yere geldiğimizde arabadan indim. ve benim inmem ile Bora ve Alper'de arabadan hızlıca inip yanıma geldiler. etrafa bakınca kimse olmadığını fark ettim. arkamı dönüp arabanın lastiklerine tekme attım. lanet olsun! gitmişlerdi. o Ertuğrul denen pezevenki öldüresiye dövmek hayalleri ile gelmiştim. ''siktir be! gitmişler'' bunu dememle Bora ve Alper bana baktı. şu an sinirden onları bile dövebilirdim. ''ben içeriye bakacağım'' Alper bunu deyince alaylı bir şekilde güldüm. her şey ortadaydı gitmişlerdi. daha neyine bakmayı planlıyordu bu salak? Alper ve Bora beni aldırış etmeden evin kapısını kırdılar ve eve girdiler ben ise sinirden ellerimi yumruk yapmış yeri izliyordum.

uzun bir süre geçmeden Bora koşarak evden çıktı.''Kağan! o burada!'' Bora ya inanmayan bakışlarımı atıp. yavaş adımlarla evin içine girdim. ''Merve nin burada olmasını beklemiyorsunuz her halde değil mi? Ertuğrul gittiğine göre onuda almıştır.'' bunu deyince bu sefer Bora bana alaylı gözlerle baktı bunun derdi neydi? Bora kolumdan tutup beni bir odaya sürükledi. odaya girer girmez yatağın üzerinde yatan Merve'yi gördüm. her yeri mosmor du ve yüzü kireç gibi bembeyaz olmuştu.

Bir türlü gözlerini açmadı uyuyor sanıyordum ama bayılmıştı. oda buz gibiydi ve Merve de öyle. ellerindeki ipi ve ayak bileklerine bağlanmış ipi çözdüm ve üzerimdeki montu ona giydirdim. bir insan 2 günde zayıf laya bilir miydi? sanırım hiç bir şey yememişti. kucağıma aldığımda ölü gibi duruyordu ve bu olanların hepsi benim yüzümdendi. ondan uzak durmam gerekiyordu. ama bir türlü olmuyor her yalnız bıraktığımda başına bir şeyler geliyordu.

Merve yi ön koltuğa oturttum. elimi dudağına götürdüğümde patlamış olduğunu fark ettim. o şerefsiz Merve ye tokat atmıştı sanırım. eğer o Ertuğrul'u bulursam yaşatmayacağım. Merve'nin kapısını kapattım. Alper ve Bora nın yanına gittim.''siz gidebilirsiniz. ben Merve yi hastaneye götüreceğim'' Alper ve Bora bu dediğime ne kadarda inanmasalar da kafaları ile onayladı. ve arabalarına binip gittiler.

Bende arabaya binince Merve ye bir kez daha baktım. fazlasıyla korktuğuna eminim. acaba onlar Merve ye ne yaptılar da böyle olmuştu. bunları düşünürken arabayı çalıştırdım. tam el frenini indirecekken Merve nin telefonu çaldı ve o orospu çocuğu arıyordu.

''ne var lan ne istiyorsun pezevenk''

''Merhaba Kağan. yaptıklarım hiç bir şey bunu biliyorsun değil mi? daha oyun yeni başlıyor. gözünün önünde Merve yi yavaş yavaş öldüreceğim.'' dedi ve kapattı. ne demek istiyor bu? hayır. hayır! Merve olmaz ona zarar vermesine izin vermem olmaz!.

arabayı çalıştırıp gaza yüklendim. bütün sinirimi hızlı giderek çıkarttım. nereye gittiğim hakkında en ufak fikrim yoktu. ve Merve yi uyandırmak zorundaydım. arabayı sağa çekip. arabanın kapı cebinde kolanya olması gerekti. arabanın içini karıştırmaya başlayınca bulmuştum. elime bolca sürüp Merve ye koklattım. biraz kıpırdanınca tekrar aynı şeyi yapınca gözlerini yavaşça açtı.

hala fazla halsizdi. şuan sadece suratıma bakıyor ama hiç bir şey söyleyemiyordu. ona sarılınca bir anda ağladığını duydum. ''geleceğini biliyordum'' dedi ve oda bana sarıldı. yani sarılmaya çalıştı. kollarını kaldıramayacak kadar halsiz duruyordu. onu tekrar koltuğa yatırınca sadece beni izliyordu.

arabayı tekrar çalıştırıp bir şeyler yiyebileceğimiz bir yer aradım. ve bir kaç sokak sonra bulmuştum. kafe tarzı bir yer bulmuştum. arabadan inip Merve nin kapısını açtım. bana bakıp ''yemek istemiyorum lütfen'' dedi kısık bir sesle ama bir şeyler kesinlikle yemesi gerekiyordu. ''sana fikrini sormadım Merve'' dedim ve kolundan tutup nazik bir şekilde arabadan indirdim. dengesini kurmak için koluma sarıldı. bende ona ayak uydurarak yavaş yürüdüm. kafe nin içinde karşılıklı koltuklar vardı. bir tanesine oturunca Merve yi de yanıma oturttum.

kız bir garson gelmişti. mini bir etek ve göğüslerini belli eden bir kazak giymiş ve tam bir fahişe ye benziyordu. önce Merve ye baktı sonra da bana sonra tekrar Merve ye iğrenirmişcesine baktı. Merve garsona baktı. ve tekrar kafasını omzuma koydu. ''ne istersiniz acaba'' dedi her yerini oynatıp. ''kahvaltı tarzı bir şey'' dedim yüzüne bile bakmadın kız buna üzülmüştü ama fark ettirmemişti. ve arkasını dönüp götünü sallaya sallaya gitti.

Merve ye baktığımda arada bana bakıyor arada da bir şeyler düşünüyordu. ama ne düşündüğünü bir türlü anlamamıştım. ona baktığımı hissedince bana baktı ve gülümsedi. kolumu omzuna attım. kafasını göğüsüme yaslayınca kafamı saçlarına gömdüm. üzerindeki deri montumu çıkartmak isteyince engel oldum. "hayır çıkartma üzerinde dursun" dedim ve hiç bir şey demeden omzuma tekrar yaslandı.

Bir kaç dakika geçmeden garson geldi ve bütün vücudunu göstererek tabakları koydu ve gitti. Merve ise hiç hareket etmedi. "bir şeyler yemek zorundasın Merve çocukluk etme ve ye" deyince kalktı. ama sadece masaya bakıyordu. çatalı peynire batırdım ve Merve nin ağzına götürünce kafasını çevirdi. "yemek istemiyorum Kağan lütfen" Dedi ona ters bir bakış attım. kollarından tutup kucağıma oturttum. "dediğim gibi sana fikrini sormadım. yemek istemiyorsan yedirtirim" deyince kıpırdandı. engel olmak için belinden tuttum. ve masada ne var ne yok hepsinden yedirttim.

Merve nin uykusu geldiğini anlayınca masadan kaktık parayı masaya bırakıp çıktık. Merve yi tekrar ön koltuğa oturttum. arabayı çalıştırınca Merve ye baktım. hala beni izliyordu. "uyu" dedim ve kafasını sallayarak "hayır. başıma gelmeyenlerden önce de arabada uyuyordum ve açtığımda başka bir yerdeydim bu sefer olmaz" dedi ve o kadar içten söylemişti ki ağlıyacak dereceye gelmişti. elimi dizinin üstüne koyup gözlerine baktım "bu sefer değil. şimdi uyu" dedim ve gözlerini kapatınca yanaklarından akan göz yaşlarını sildim. acaba o orospu çocuğu Merve ye ne yapmıştı da böyle düşünmüştü. sorsam asla anlatmazdı aklına geldikçe ağlardı bunun başka bir yolu olması gerekiyordu. gazı dibine kadar bastım ve Merve irkilmişti. arabayı biraz daha yavaş sürdüm.
Bu sefer olmaz güzelim.
Bu sefer olmaz.

Özel Numara (düzenlenecek)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin