23. Bölüm

1.8K 93 10
                                    

Annemin son kez sesini duymak... bu bir yandan çok güzel bir yandan ise içler acısı ve en çokta 'son kez' cümlesi.
Annem benden özür dilemişti. ama annem hiç bir şey yapmamıştı ki , 'anlayacakmışım' sanırım zamanla herşeyi gerçekten anlayacaktım. şu an da kimsem yoktu tek başımaydım. Kağan ın varlığı ve yokluğu bir gibiydi zaten ne var nede yok. dostlarım desem.. yok.
Ayaklarımı suyun içinde çırpıp denizin dalgalanmasına baktım. o kadar güzel ve huzur vericiydi ki daha çok içimi ısıtıyordu. ta ki telefonuma gelen mesaj ile.

Gönderen : Özel Numara
Sanırım 'son kez' annenin sesini duymak seni sevindirmiştir cici kız. ama unutma annen bile kötü...

Her bir kelimesinde anlam yüklü olan bu mesaj... Ama annem benim kötülüğümü istemezdi değil mi. sonuçta o benim annem. Bir bakımada benden özür dilemişti her şey için.. bu bile kötü bir şey olucağını kesinlerdi.
Arkamdan gelen sesler ile kafamı çevirdim. Kağan ve arkadaşları deniz kenarında durmuş sohbet ediyorlardı. ama Kağan oralı bilde değildi. iskelenin ucuna oturmuş olan bana bakıyor ve hiç bir ifade göstermiyordu. artık o bile benden nefret eder olmuştu.
Kafamı tekrar denize çevirdiğimde tekrarsan her şeyi aklımdan silip öylece denizin içinde olan ayaklarıma bakmak istedim.
Çünkü annem her sinirlendiğinde buraya gelirdi. neden sürekli buraya geliyorsun diye sorduğumda 'sende çok geliceksin kızım' demişti. ahh ne güzel günlerdi.
Upss.. bir dakika 'sende çok geleceksin' derken? annem bu olayları biliyor muydu yani böyle olacağını.
Belki de lafın gelişi söylemişti ama bunu araştırmak istedim.
Zaten babam denen kişi 4 yaşındayken gittiğine göre bence bir şeyler oluyordu ve bunu mecburen tek başıma bulacaktım.

İskele nin ucunda oturduğum yerden kalkıp yürüdüm. eve gidecektim ve evde her şeyi karıştıracaktım hemde her şeyi.

Kafamı sağa doğru çevirdiğimde hala bana bakan bir adet Kağan görünce tepki vermedim ve yürümeye devam ettim. kimse ile konuşmak istemiyordum çünkü her zaman o kişilere bir şeyler oluyordu.
"Merve!" Kağan ın sesini duyunca biraz daha hızlı adımlar atmaya başladım. "Merve!" bu sefer biraz daha bağırmıştı. ve koşmaya başladım. gerçekten onunla konuşacak halde bile değildim. Ne kadar koşarsam koşayım hiç bir şey değişmiyordu.
Kağan kolumdan sıkıca tutup kendine çevirdi o kadar hızlı çevirmişti ki ne olduğunu ben bile anlamamıştım. ve fazlası ile sinirli gözüküyordu. "Niye durmuyorsun! sanırım her zamanki gibi bir bahanen vardır Merve hanım?" ne yani bana yalancı mı demek istemişti Kağan. yani benim bütün dediklerimi bahane olarak kabul ediyordu. "ne demek istiyorsun sen ya!! bırak beni!!" ben bağırıncı biraz daha sinirlenmişti.
'Sinirliyken bağırma'
Bunu kafamın bir köşesine Not etmiştim. "açıklama yapmadın hiç bir yere gidemezsin!!" bu sefer tehdit misali çıkan sesi beni ürkütmeye yetmişti bile "sadece eve gidicem tamam mı? Lütfen.. Kağan" bu sefer daha sakin konuştum belki bırakır umudu ile gözlerinin içine baktım ama hiç tatmin olmuş gibi bir ifade yoktu suratında. "her seferinde elimden kaça bilirsin güzelim. ama bu sefer değil" çapkınca gülümseyip arkasından sürüklemek misali yürüyordu. "Kağan! Lütfen! Eve gitmek istiyorum!" yalvarırcasına bağırdım ama hiç duymamış gibi yürümeye ve beni arkasından sürüklemeye devam etti.
Arabaya zorla oturttuğunda sadece yola bakıyordum. sadece eve gitmek istemiştim. peki ya şimdi Kağan ın elinden nasıl kurtulacaktım. sanırım bu imkansız olacaktı ne yalan söylecektim acaba bu sefer. yani onun dilinde ne bahane üretecektim. 'kağan annem aradı ve benden özür diledi ve tekrar özel numara peşime takıldı herkesi öldürüyor biliyor musun bu çok muhteşem değil mi haha' mı diyecektim. bu seferde Kağan ı işin içine sokup onu da öldürürdüm değil mi çok mantıklıymış ya!
off ne yapacaktım şimdi. Kağan a hiç bir şey anlatmayıp nasıl içinden sıyrılacaktım!

Kağan arabayı mezarlığın önünde durdurdu. ne yapacaktık ki burada? kesin hiç bir şeyi anlatmazsam canlı canlı gömecekti. beklerdim açıkcası böyle bir manyaklık!
Kağan a baktığımda sinirle bana bakıyordu. "neden buraya geldik?" diye sorduğum da "in" diye cevaplayıp kendisi de arabadan indi. ve bende arabadan inip arabanın önüne geldim. "Kağan! buraya neden geldik?" diye sordum. hala beni öldürürcesine bakıp "yürü" dedi ve kolumdan tekrar tuttu arkasından sürüklemeye devam etti ve sadece Kağan a bakıp ne yapmaya çalıştığını anlamaya çalışıyordum.
Bir yerde durunca etrafa bakındım mezarlığın içine girmiştik.
Karşımdaki mezar ise Burak'a aitti. "buraya neden getirdin beni?" dedim kısık ama ağlamaklı sesim ile.
"onu sen öldürdün."
"Hayır! onu ben öldürmedim!"
"Onun öleceğini biliyordun!"
"b-b-bilmiyorum..."
"Biliyordun!! ve onu sen öldürdün! tek suçlu sensin Merve! Lanet olsun ki senin saçma sapan haraketlerinden dolayı tanıyamayorum!"
"ben bir şey yapmadım Kağan"
"Her şey Bitti buraya kadar..."

Özel Numara (düzenlenecek)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin