1-Yeni Başlangıçlar

309K 5.8K 747
                                    

**********

Silahımın namlusunu düşmanımın ağzından çıkarttığımda, ağır ağır çıkan barut kokusunun burnuma dolması ile bir kez daha kendime geldim. Bu hazzı ve intikamın ruhuma verdiği zaferi hiçbir şeyde tatmak mümkün değildi. Acıma duygusu mu? Ben Kerem Koçak, acıma duygusunu hissetmeyeli çok uzun zaman olmuştu.

Yaşadığım bu hayatı ben seçmek istememiştim. Hayatta kalmak uğruna verdiğim bu güç savaşında, beni bunları yapmaya mecbur ediyorlardı.

Asla aşık olmamalı, bir kadına bağlanmamalıydın. Uykuların kaçsın, gözün arkada kalsın istemiyorsan ailen de olmamalıydı. 

Aksi takdirde, insanın derisini kemiklerinden ayırırcasına şiddetli ve tarifi mümkün olmayan acılar bırakırdı.

Çünkü bütün planlar, manevi yıkım yaratmak adına kurulu bir oyun içinde oynanıyordu.

Peki... Ya her şeyi bırakıp gitmek... İşte bu, belki de en imkansız olanıydı. Tüm pislikler yakana yapışmış, tırnak diplerindeki mikrop gibi seninle yaşardı. Bataklıktan bir farkı kalmayan hayatında çırpınır dururdun. İntikam, intikamı doğururdu. Sen, bir can alırken, senin canlarını alırlardı. 

Hayat böyle nasıl geçerdi? Ne yapsak çözümdü? 

Ya bu hayatı artık kaldıramayacağını düşünüp kafana sıkacak, seni cehennem bile kabul etmeyeceği için arafta kalmayı seçecektin ya da acıma duygunu bir kenara koyup, hiçbir şey düşünmeden kafalarına sıkması gereken sendin!...

*************

Suratıma attığı tokatla adeta yerle bir olmuştum. Yine de, acısı kalbimdeki sızıyı bastırmaya yetmiyordu. Gözleri attığı tokattan daha sert bakarken, içime içime işliyordu.

"Sen ne yaptın Murat? Bana bunu nasıl yaparsın?

" Telefonuna gelen aşk mesajı karşısında, nasıl davranmamı bekliyorsun Defne? Sen beni resmen aldatıyorsun! "

Duyduklarım karşısında ne yapacağımı bilemiyor, iftiraya uğramanın verdiği azap ile şok geçiriyordum. Hayatımda ilk defa... İlk defa tokat yemiştim.

"Ben sana asla böyle bir şey yapmadım Murat. "

Buz kesmiş yüzüme gözyaşlarım düşerken, yanağımı tutmaya devam ediyordum. Sanki elimi  çeksem çırılçıplak kalacaktım.

" ...ama sana, bunu yapmadığıma dair kendimi ispat etmeye çalışmayacağım. Değmezsin çünkü Murat"

*********

Haziran.. Doğduğum ay ve yazın habercisi olmasının yanında üniversitemin de bitmiş olması bu ayı sanki daha bir güzel kılıyordu. Okul stresi de artık üzerimden kalktığına göre, tatilin tadını çıkarma vakti gelip çatmıştı. Bir iş bulana kadar annemle beraber yazlıkta kalmaya karar verdiğimiz gibi, sabah erkenden yola düştük. Bizi buralarda tutan bir şey yoktu ne de olsa...

Babam yazlığımızı ölümünden iki yıl önce almıştı. O zamandan bu yana tam altı yıl geçmişti.

"Emekli olunca buraların keyfini süreceğim" diye içten içe sevinen o güzel insanı, ani bir kalp krizi bizden de, yaşayacağı hayatın güzel anlarından da alıp götürmüştü. Bu durum bende o kadar büyük bir güçsüzlük yaratmıştı ki, yaşımın da verdiği uçarılık ile asileşmeye başlamıştım. Nasıl davranacağımı bilemez olmuş, bundan sonraki hayatımızın nasıl ilerleyeceğini kestiremememin korkusu tüm ruhumu sarmıştı. Babamı kaybetmenin üzüntüsü bunların yanında ayrı bir acıydı. Tarifi imkansızdı. Bu duygular zamanla içimizde azalsa da, aslında içimizde yer eden o boşluk hayatın farklı noktalarında ara ara kendini gösteriyordu ve göstermeye de devam edecekti.

KARANLIĞIN DEFNESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin