O gece İlayda uyuduğu gibi, soluğu abimin karşısında almıştım. Turgut ile ikisinin, beni ürkütmemek için hiçbir şey yokmuş gibi davranmaları sinirimi bozuyordu. Beraber bilgisayarın karşısına geçmiş bir şeyler ile uğraşıyor, hayatımızda her şey normalmiş gibi açıklama bile yapmıyorlardı. Ne işler peşinde olduklarını anlamak zaten imkansızdı.
Buraya gelmemizin en iyi tarafı, Turgut ile daha sık görüşebilecek olmamızdı. Her ne olmuşsa bu durum kesinlikle bize yaramıştı. Sonuçta her gün olmasa da Turgut sıklıkla bu evde kalıyordu. Tabi biz artık burada olduğumuz için abim buna müsaade etmeyebilirdi de. Çok heveslenmesem iyi olurdu.
"Abi. Bizi buraya apar topar neden getirdiğini söylemeyecek misin? Geçenlerde İlayda ile ilgili bahsettiğin tehlikeden ötürü mü buradayız?" deme cesaretini sonunda kendimde bulabilmiştim.
Turgut ekrandan başını kaldırmış hayranlık dolu bakışları ile beni izliyor, bir yandan da abimin bizi görüp görmediğini kontrol ediyordu. Abim ise söylediklerimi duymamış gibi, hiç istifini bozmayıp yazmaya devam ediyordu.
Turgut'a bana bakıp durma gibisinden bir işaret yaparken neredeyse abime yakalanacaktım. Hızla bilgisayarın kapağını kapatan abim, bir bana bir Turgut'a bakmış ama dikkatini çekecek bir şey yakalayamayınca konuya girmeyi tercih etmişti.
" Tuğçe otur abicim. Seninle konuşacaklarım vardı zaten " dediğinde Turgut ile göz göze geldik. Bizi mi öğrenmişti?
" Evet geçenlerde eve gelip bahsettiğim tehlikeden ötürü buradasınız. Yalnız bu durumdan daha büyük bir tehlike var ki, o da Serdar. "
" Hangi Serdar? Serdar abim mi? "
"Evet"
"Abi sen ne diyorsun? "
" Senn, beni dinle Tuğçe. Serdar, artık abin falan değil. Arkamdan kendi ortağım ile kuyumu kazmaya çalışıyor. Henüz herhangi bir hamlede bulunamadılar tabi. Önlerine geçebiliyoruz ama sizin devamlı burada, benim yanımda olmanız gerekiyor. "
" Senin ortağın olan Cesur ile mi işbirliği yapıyor? İnanmıyorum. "
Abim " Sen Cesur'u nereden biliyorsun " derken Turgut bana kaş göz yaparak susturmaya çalışıyordu.
Turgut yanımdayken seninle telefonda konuşurken duydum diyemezdim tabi ki.
" Sen bahsettin gibi hatırlıyorum abi. Neyse önemli olan o değil zaten. Serdar'ın bunu sana nasıl yapabildiği... "
" Tamam boşver artık. Serdarmış, Cesurmuş sen çok düşünme "
Şaşkınlığımı gizleyemiyordum. Cesur ve Serdar hangi ara tanıştılar da, abime işbirliği içine girdiler? Tamam, benim abim de yerinde durmayan, insanlara huzur vermeyen bir tipti ama özellikle Serdar için kolay kolay böyle bir suçlamaya, gerçekten haketmiyorsa girişmezdi.
" Ailesinin bir şeyden haberi olduğunu sanmıyorum. Sen yine de Begüm ile görüşürsen asla burada olduğunu söylemiyorsun. Anlaştık mı?"
Tamam demekten başka çarem var mıydı? Acaba Turgut, Serdar'ı bu yüzden mi vurmuştu? Ama öyle olsa abimden saklamazdı.
"Serdar'ın bir de vurulmuş olması var ki, o konuya hiç girmiyorum. İncelersem altından duymak istemeyeceğim bir şeyler çıkacak gibi geliyor. "
İmalı bir şekilde tek kaşını kaldırıp arkasına yaslanan abim Turgut'a bakarak, uzun zamandır beklediğimiz ters köşeyi de yapmış oluyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIĞIN DEFNESİ
Romance***"Karanlığın Defnesi" wattpad platformunda bu isim ile yayımlanan ilk kitaptır . Diğer aynı ismi taşıyan kitapların bu kitap ile herhangi bir ilgisi yoktur*** **** #romantizm de aylarca 1 numara olarak yer almıştır. *** Kerem Koçak...Otuzlu yaşla...