**********
Kerem'in, sarf ettiği o son sözler yüreğimi parçalasa da aşk dışında öyle gerçekler de vardı ki, görmezden geldiğim takdirde hayatımın daha çok kararacağına emin olduğum türden...
"Kerem ben çalışmak zorundayım. İşe gitmemezlik yapamam ki"
"Maddi açıdan ihtiyacın var diye çalışmak zorunda olduğunu düşünüyorsan, bunu bir daha duymak istemiyorum. Benim olan her şey senin Defne"
"Kerem böyle şeyleri sevmediğimi biliyorsun. Bu konuyu daha önce de konuşmuştuk. Ayrıca ben burada daha ne kadar saklanacağım? Benim hayat standartlarıma göre yaşadığım bu durum şu an o kadar garip ki... "
"Seni anlıyorum inan bana. Fakat şöyle bir şey yapabiliriz istersen. Eğer için rahat etmeyecekse patronundan izin alacağız. Sen bu konuyu daha fazla dert etme yeter"
"Patronumdan izin mi alacağız? Sen delirdin mi Kerem? Daha yeni girdim ben işe" derken telefonu eline almış birini arıyor ve beni duymuyordu bile. Bu saatte çalıştığım yerden birini araması nasıl olsa imkansızdı. Boşuna panik yapıyordum.
"Alo Altan?"
Altan derken? Nasıl yani, Kerem şu an bizim otelin müdürü Altan Bey ile mi görüşüyordu?
"Eyvallah birader sen nasılsın?......Bu saatte rahatsız ettim kusura bakma ama Defne'nin bir süre işe gelmeyeceğini haber vermek için aradım ben seni"
İnanmıyordum. Ona bu emri verebilecek samimiyette olduklarına inanamıyordum. Ağzım bir karış açık Kerem'e bakarken, ondan da "Sen yeter ki iste, ben her şeyi hallederim" bakışları alıyordum.
"Tamam Altan. Beni kırmadığın için teşekkür ederim. Görüşürüz tekrar"
Kerem telefonu kapatıp, tekrar cebine atmıştı.
"Kerem sen ne yaptığını zannediyorsun? Bana böyle emrivaki yapmandan nefret ediyorum. Her seferinde bunu yapıyorsun. Yapma lütfen!"
Sinirlenmeye başlamıştım. Kerem'e boyun eğip karşısında zayıf düşmek bana kendimi kötü hissettiriyordu.
"Defne bana ne yapmam gerektiğini sakın söyleme! Bak seni üzmek istemiyorum ama bir kere de bana dikleşme ve sözümü dinle. Yeter artık güven bana! " derken telefonuna gelen mesaj sesi onu susturmuştu. Ekrana tıklayıp göz ucuyla baktıktan sonra bana belli etmemeye çalışsa da, huzursuz olduğu her halinden belli oluyor ve bu da beni geriyordu.
Acaba yine o kadından mı mesaj gelmişti? Böyle adamlar insanda paranoya sebebi olur diye boşuna dememiştim ben Yasemin'e ve zaten Kerem de tahminimden fazla çıkmıştı. Arka arkaya mesajlar gelmeye devam ediyor ve o da cevap yazıyordu. Telefon ile konuşacağını anladığımda bu mesajlara karşılık kime dönüş yapacağını çok merak etmiştim doğrusu.
"Alo Tuğçe. Görmemişim yazdıklarını......Peki İlayda cevap verdi mi bu mesajlarına?.....Tamam... Ben onu şimdi arıyorum o zaman."
Evet yine saçma sapan kuruntularım yüzünden kızı ile sorununun devam ettiğini düşünememiştim. Aralarındaki problemin ne olduğunu da merak ediyordum aslında. Acaba sorsam çok tepki verir miydi ki?
"Kerem? İlayda ile ilgili bir sorun mu var?"
"Hanımefendi büyüdü ya, onun tripleri ile uğraşıyoruz. O partiye gideceğim, bunu giyeceğim gibi bir sürü cinayet sebebi sorunlar anlayacağın "
"Bunlar senin için cinayet sebebi mi? Anlayamadım ben şimdi, bir dakika. Her genç kız gibi normal şeyler istiyor bence. Çok abartmıyor musun? "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIĞIN DEFNESİ
Romance***"Karanlığın Defnesi" wattpad platformunda bu isim ile yayımlanan ilk kitaptır . Diğer aynı ismi taşıyan kitapların bu kitap ile herhangi bir ilgisi yoktur*** **** #romantizm de aylarca 1 numara olarak yer almıştır. *** Kerem Koçak...Otuzlu yaşla...