Turgut ile arabaya bindiğimizde kendimi inanılmaz yorgun hissediyordum. Arka koltuğa oturup başımı cama dayadım. Kerem ile tanıştığımızdan beri birlikte geçirdiğimiz her dakika gözlerimin önünde gidip geliyordu.
Beni severken ve öperken büründüğü sakin hali ile, sinirlendiği zamanlar arasındaki değişim ciddi fark içeriyordu. Ne zaman ne yapacağı kesinlikle belli olmuyordu.
Bu akşam da babasına sinirlenmişti ama verdiği tepkiler gerçekten korkutucuydu. Aralarında büyük problem var gibiydi. "Kızımı da, torunumu da senin o pis hayatının içine göndermem!" diye bağırmıştı. Kızını birilerinden kaçırıp, korumaya çalışan Kerem için söylüyordu bunları.
Yoksa Kerem, bizim tabirimizle karanlık işlerin içinde miydi? Yok artık Defne daha neler? Adam bir iş adamı. Çevresinde elbet düşmanları ve rakipleri olacak ama kızını korumasını gerektirecek kadar mıydı bu düşmanların tehlike boyutu? İşte buna bir yanıt bulamıyordum. Turgut'a sormaya da henüz cesaret edemiyordum. Aslında bu adamla aramı samimi tutmam gerekiyordu. Belki yeri geldiğinde bazı şeyleri ondan öğrenme şansı yakalayabilirdim.
"Defne hanım nerede indireyim sizi? "
" Ne?.. Geldik mi? Çok pardon burada inebilirim ben. Teşekkür ederim. Bir de bana hanım demezsen memnun olurum alışkın değilim de."
Hafif tebessüm ederek "Peki " demişti.
Yaseminin Turgut'a olan ilgisi aklıma geldiğinde, samimiyeti kurmanın en güzel yolunun onları yakınlaştırmak olduğunu düşündüm birden. Tekrar aynı hızla bu düşünceyi aklımdan kovdum. Daha kendim ne olduğumu anlamamışken Yasemini bu olaylara itemezdim. Saçmalamaya başlıyordum bunun farkındaydım ama kafamdaki sorulardan dolayı da arabadan inmekte zorlanıyordum.
" Bir kahve içmek ister misin Turgut? Annem babam yok merak etme. Zaten burası da Yaseminin evi"
Söylediğime karşılık gülmüştü. Bunların güldüğünü gören cennete giderdi.
"Fena olmazdı aslında ama Keremin durumu malum. Yapmam gereken işler var"
" Yanlış anlamazsan bir şey soracağım. Keremin, kızı ile ilgili olan bu hassas konuda babasına bu tepkiyi gösterecek kadar neler dönüyor?"
" Sence ben bunu cevaplayacak gibi mi duruyorum? " demişti gülerek.
"Ya söylemeyeceğini biliyorum da Kerem adına korktum biraz. Kalbi de tutunca....Kalp hastası değil mi? "
" Maalesef evet "
Zaten tahmin etmiş olduğum bu şey, Turgut tarafından da doğrulanınca içim acımıştı.
"Anlamıştım zaten. Teşekkür ederim Turgut. Görüşmek üzere"
Turgut'dan da laf alamayacağımı anlayarak arabadan indim.
-------------------
Yaseminlere geldiğimde Burcu'nun da orada olması beni şaşırtmadı. İkisi de büyük bir merak içinde anlatacağım havadisleri beklerken, ben ise onlara bugün şahit olduğum hiçbir şeyi anlatmamaya karar vermiştim.
Konunun Kereme gelmemesi için Yasemin'e devamlı Turgut'dan bahsediyordum. Bu kız bu adama resmen aşık olmuştu.
"Ya Defne... Ben de orada olmalıydım." diyen Yaseminin hali gerçekten komikti. "Emin ol orada olmak istemezdin Yasemin" diye geçirdim içimden. Gözlemlediğim kadarıyla aslında Turgut'un da Kerem'den bir farkı yoktu. Turgut kesinlikle sadece bir şoför değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIĞIN DEFNESİ
Romansa***"Karanlığın Defnesi" wattpad platformunda bu isim ile yayımlanan ilk kitaptır . Diğer aynı ismi taşıyan kitapların bu kitap ile herhangi bir ilgisi yoktur*** **** #romantizm de aylarca 1 numara olarak yer almıştır. *** Kerem Koçak...Otuzlu yaşla...