17-Emrivakiler...

61.1K 2.4K 135
                                    

O akşam kulüpten çıktıktan sonra Burcuyu da alıp Yaseminlere geçtik. Çünkü annemin beni bu halde görmesini asla istemiyordum. Açıklama yapacak gücüm hiç yoktu.

Makyajımı bile çıkarmadan kendimi yatağa attım. Psikolojik olarak zaten çökmüştüm. Bu da yetmezmiş gibi, Burcu sürekli ayrılmam gerektiğini vurgulayan cümleler sarf ederek, beni daha da yoruyordu.

"Kızım bu adam daha ilk günlerde böyleyse sonrasını düşünemiyorum. Resmen zorba bu. Ne yapmış olursan ol sana böyle davranamaz" diyen Burcuya, tabi ki Yasemin de katılıyordu.

"Aynen öyle. Sen bir de geçenlerde eski eşi ile konuşmasına şahit olacaktın ki... Kadın doğduğuna pişman olmuştur kesinlikle."

Sessizce ikisini de dinliyordum. Uzun bir süre bu şekilde yorumlaşmalarını bekledim.

"Kızlar bu söylediklerinizin ben de farkındayım. Daha dikkatli olacağım söz veriyorum ama şu an başka bir şey yapamam. Lütfen üstüme gelmeyin "

"Ne demek yapamam? Ayrılabilirsin meselaa

İkisi de aynı anda düşünüp, aynı anda nasıl konuşabiliyorlardı merak ediyordum doğrusu. Haklılardı. Bendeki deli cesaretiydi biliyordum ama şu an daha fazla eleştiri kaldıracak halde değildim.

"Yasemin. İlk günlerde olan endişelerimi sana sıralarken beni hiç dinlemedin. Sana korkularımı anlatırken beni Kerem ile bir arada tutmak için elinden geleni yaptın. Biliyorum mutlu olmamı istedin. Aşık olmamı, yeniden sevmemi ama ben bunların az çok farkındaydım ve o yüzden yavaştan almaya çalışmıştım. Sen bu kadarını tahmin etmedin seni de anlıyorum. Fakat çok yorgunum. Anlıyor musunuz? O yüzden şimdi onu kötülemeyi bırakın"

Yasemin de bunun farkındaydı. Kereme olan yoğun öfkesi de bu yüzdendi aslında.

"Defne ben asla bu kadarını tahmin etmedim. Çok özür dilerim"

"Biliyorum. Sadece uyumak istiyorum" deyip gerçeklere arkamı döndüğümde, aslında uyuyamayacağımı hepimiz biliyorduk.

*******

Kerem, beni her seferinde kırıp kırıp tekrar birleştiriyordu sanki. Birleştirdiği her yerde sızı kalıyordu. Acıyordu. Bunu yaparken bile beni sevdiğini ve sahiplendiğini göstermeyi de nasıl başarıyordu bilmiyordum ama bu tutumu da maalesef yumuşamama neden oluyordu.

Kendime o kadar kızıyordum ki... Bu durum, hayatım boyunca hiç tasvip etmediğim bir ilişki şekliydi ve böyle yaşayan arkadaşlarıma da her zaman müdahale ederdim ama işte insanın başına gelince... Yine de her zaman için, aklım başımda hareket etmeli ve çok dikkatli olmalıydım.

Kerem tehlike arz eden biriydi. Ne zaman ne yapacağını kestirmek çok zordu. Ne olursa olsun bana böyle davrandığı sürece üzüldüğümü bilmek zorundaydı. O yüzden bana mesaj attığı takdirde, uzun bir süre cevap yazmamaya karar verdim. Aslında ondan tamamen uzak durmam gerekiyordu ama yapamıyordum. Bir de onu göremediğimi düşününce içim daha çok acıyordu.

Zaten aşk da acı veren bir duygu değil miydi? Eğer acı vermiyorsa, o aşk değildi.

Artık Kerem'i daha yakından tanıyıp, onu çözmeye karar vermiştim. Çok sabırlı olmam gerekiyordu. Ona katlanmak gerçekten zordu. Ya onun suyuna gidip kendi kendisine çözülmesini bekleyecektim ya da delirtip olumsuz taraflarını gün yüzüne çıkaracak ve belki de bir psikopat ile yüzleşecektim.

****

Defne bir kaç gündür attığım mesajlara cevap vermiyordu. Şu anda kapısına dayanmak ve onu alıp evime getirmemek için kendimi zor tutuyordum ama yapmayacaktım. Önce halletmem gereken meseleler vardı. Sonrasında zaten Defne benim olacaktı.

KARANLIĞIN DEFNESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin