28-Cemre Kim?

55.1K 2.1K 194
                                    

*************

"Hepimiz için hayırlı uğurlu olsun. Bu ihaleyi de, her yıl olduğu gibi kazanan Kerem Koçak. Kendisini tebrik ediyor, çalışma hayatında başarılar diliyoruz"

Alkışlar eşliğinde ayağa kalkarak, toplantı salonunda bulunan herkesi sahte bir samimiyetle selamladım. Gözüm arka sıralarda oturan Berk'in ortağına takılınca, rahatsız edici sinsi gülüşlerimden birini kendisine göndermeyi de ihmal etmedim. Bazı adamlar kendilerini çok adam sanıyordu ya traji komikti doğrusu...

Saatler süren ve fazlasıyla yorucu geçen bir iş gününün ardından, bu ihaleden de alnımın akıyla sıyrılmıştım. Bu tarz ihalelerde benimle boy ölçüşmeye kalkan çok gereksiz şirketler topluluklarının yanında, onları aşamayacağımı düşündüklerim de yer alıyordu. Şimdiye kadar bir iki tanesi haricinde de hepsini alabilmiştik ama asıl zorluk zaten sonrasında başlıyordu. Her başarı, şirkette geçireceğim saat sayısının artacağının sinyallerini veriyordu.

İlk görevimi de sonlandırdığıma göre, sıra hayatımın görevi olan Defne'yi kazanmaya gelmişti. Otelden çıkmasına daha iki saati vardı. Bu süre zarfında biz de Turgut ile güzel bir başarı yemeği yiyebilirdik.

Yemek yiyeceğimiz restorana geldiğimizde, içerisi rahatsız olacağım derecede kalabalıktı. Girip girmemek arasında tereddüt etsem de, yanımda Turgut gibi dünyaları yiyebilen bir adam varken başka şansım yoktu.

Dört elemanım da bizimle birlikte yanımızdaki masaya yerleştikten sonra, yemekleri söyleyip beklemeye koyulduk. Dün itibariyle Defne'nin hiçbir mesajını ya da aramasını kontrolüme almamıştım. Kime ne yazmış, ne yapmış diye bazı şeyler ile yüzleşmekten korkmuştum. Fakat şu an merakım bu düşünceme baskın geliyordu.

Hattına girdiğimde, ilk önce arayan listesine bakmak istedim. Bir kaç arama dışında garip hiç bir durum yoktu. Mesaj kısmına girdiğimde ise, kardeşimin adını görmemle ilk önce bir duraksadım. Arkadaş olabildikleri için bunun normal olduğunu düşünsem de, Tuğçe ile yaşadığımız sabahki gerginlikten sonra, onun hakkında olumsuz hiç bir şey öğrenmek istemiyordum.

Tuğçe, Burcu'nun attığı mesajları benden saklamıştı. Bunu bilmemem çok normaldi. Çünkü Tuğçe'nin ve İlayda'nın özeline hiç bir zaman girme taraftarı değildim. Ki zaten özellikle Tuğçe'nin Turgut ile olan yazışmalarını asla kaldıramazdım. Nihayetinde bir genç kızdı. Artık eskisi gibi kontrol delisi de olmak istemiyordum zaten. Bu huyumu yeni atlatmışken eski günlere dönmeye gerek yoktu ama bu kararımı bir de Defne'ye uygulayabilseydim bunların hiç biri başımıza gelmeyecek, ayrılmayacaktık. Sevdiğim kadın diyebildiğim kişi zaten olmuyordu. Olduğunda da akan suları durduruyor, tüm kararlarımdan ve kontrolümden sapıyordum.

Görünüşe göre, gece Turgut onları eve bıraktıktan sonra mesajlaşmışlardı. Tek sorun şu an, Defne'nin dün gece benim onlarla birlikte mekanın oralarda olduğumu bilmesiydi. Buna rağmen bana hiç bir şey yazmayıp, en kötü ihtimal öfkeli bir şekilde hesap sormaması da çok enteresandı.

Siparişlerimizin gelmesiyle takipten çıkıp yemeğe koyuldum. Bir an önce karnımı doyurup Defne'nin yanında olmak için acele ediyordum.

"Turgut"

"Efendim abi "

" Dün Defne sana ne dedi?  Anlat bakayım şunları bir daha"

" Abi işte ne olduğuna uzun bir süre anlam veremediler zaten. Berk'in, aslında benimle değil de seninle sıkıntıları olduğunu onun konuşmalarından çözdüler. Ben olayı kendi lehime çevirmeye çalıştım ama olmadı işte. Biraz açıklama yapmak zorunda kaldım, diğer türlü oradan benimle çıkmayacaklardı. Çünkü Defne senin kıskançlıktan onu oradan aldırmak istediğini düşündü ilk olarak"

KARANLIĞIN DEFNESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin