22-Kerem'in Şiddeti...

63.6K 2.2K 266
                                    

Anneme istemeyerek de olsa bugün de Yaseminler'de kalacağımı söyledikten sonra, yaşadığım şoku üzerimden atmak için lavaboya gittim. Kerem'in varlığı yanımda duruyorken, sağlıklı düşünebilmek mümkün değildi. Tuğçe, bir şeyler olduğunu anlamış ama abisinden çekindiği için bana hiçbir şey soramıyordu. Aslında onunla yalnız kalabilsek, aklımdaki soru işaretlerini de belki giderebilecektim.

Kapıyı kilitleyip klozete oturdum. Şimdi sırayla ve sakin sakin düşün Defne. İlk olarak bu sabah Murat'dan mesaj geldi. Kerem bunu bildiğine dair, bana gün içinde hiçbir şey belli etmemişti. Hatta aramış ve gayet de güzel konuşmuştuk...

Bir dakika bir dakika! Beni pek aramayan adam bugün sadece sesimi duymak için aramıştı. Tabi yaaa, bu şekilde iyi olup olmadığımı yokluyordu. Turgut beni almaya geldiğinde de, Kerem için işi var demişti ve ben saatlerce Kerem'e ulaşamamıştım. Demek ki o sıralarda Murat'ı dövdürüyordu. Ya da dövüyordu.

Allah'ım ne biçim şeyler düşünmek zorunda kalıyorum ben böyle. Kerem bunu yapmaz demek istiyordum ama Murat'ı kulüpte öldüresiye tekmelediği dakikalar gözümün önünden gitmiyordu. Evet Kerem bunu yapardı.

Kulüp'deki o kavganın ertesi günü Yasemin ile sahile gittiğimizde, Kerem orada olmamasına rağmen benim sahilde olduğumu da bilmişti. Beni nasıl bulduğunu sorduğumda, ufak bir istihbarat demişti. Bu nasıl bir istihbaratdı?

Daha sonraki günlerde ise; kulüpte olduğumu bilmemesine rağmen beni orada da bulmuştu. Şimdi de Murat'ın attığı mesajı bilmesi... Bütün bunlar nasıl oluyordu? Mesajlarımı okuyabilmesi mümkün müydü?

İşin en karışık ve şaşırtıcı tarafı ise, az önce gelen mesajdan sonra Kerem'in burada kalmam için bana emrivaki yapmasıydı. Tahminimce Murat hastaneden çıktığında, bana zarar verebilmesinden endişe ediyordu. Ya da kafamdaki soru işaretleri ile beni baş başa bırakmak istemiyor, ondan uzaklaşmamdan korkuyordu. Evet bu düşüncesinde haklıydı. Çünkü içimdeki şüphe ve güvensizlik duygusu, elimde olmadan ondan geri çekilmeme neden oluyordu.

Daha fazla düşünemiyor, kitlenmiş bir şekilde oturuyordum. Of Kerem of sen nasıl bir adamsın!!!

Kapının hızla vurulmasıyla olduğum yerde sıçradım.

"Defne iyi misin? "

"Eveet"   derken sesimin titrediğini fark ettim.

"Neredeyse yarım saattir oradasın. "

Tabi ki de beni yokluyordu. Ben bu adama nasıl davranıp, ne cevap vereceğimi bazen gerçekten bilmiyordum.

" Çıkıyorum Kerem.." diye seslenip yalandan sifonu çektim. Ellerimi yıkar gibi yapıp, kapıyı açtığım gibi Kerem'in iri cüssesi ile çarpıştım.

Ağzımdan ufak bir çığlık koptu. Zaten yeterince gergindim bir de Kerem'in garip davranışları söz konusu olunca sinir sistemim zayıflıyordu.

" Kapıda mı bekliyordun? Korkuttun beni" deyip gülümsemeye çalıştım.

"Neden korkuyorsun bebeğim?" deyip kollarını boynuma geçirip, saçlarımı parmaklarına dolayarak oynuyordu.

"Ben o kadar korkulacak bir adam mıyım? " derken dudağının kenarı ile muzipçe gülüyordu. Aslında bu söylediğine kendi de inanmıyordu.

" Doğruyu söylemek gerekirse evet. Bazen beni korkutuyorsun. Ben sadece sana güvenmek istiyorum. Başka bir şey istemiyorum " deyip bakışlarımı göğsüne indirmiş, gömleğinin düğmeleri ile oynuyordum.

"Daha hiçbir şeyimi görmedin ki? Neden korktuğunu anlayamıyorum" derken elini aşağıya indirmiş, parmak uçlarını kalçamda dolandırarak beni tahrik etmeye çalışıyordu. Kasıklarımın az üstünde sertleşmiş organını hissedebiliyordum ama aklım ve duygularım o kadar karışıktı ki, Kerem'e adapte olmakta zorlanıyordum. 

KARANLIĞIN DEFNESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin