Şu hayatta ne garip şeyler oluyordu. Bugün olanlar da herkesin şahit olabileceği türden şeyler değildi. O kız çocuğuna aklım fena takılmıştı. Tehlikeli bir hayatın içinde süründüğü o kadar belliydi ki, tek temennim çok geç olmadan birilerinin onu o hayattan kurtarmasıydı.
Eve döndüğümde duş alıp, rahat bir şeyler giyerek uzandım. Annemin yoğun ısrarları bile beni sofraya oturtamamış, hiçbir yemek ilgimi çekmeyi başaramamıştı. Sanki beynime yumruk yemiş gibiydim. O da bir şeyler olduğunu elbette anlıyordu, ama neyse ki üstüme gelmiyordu. Bu kadın beni çok iyi tanıyordu. Seviyordum onu.
Dalmış bir şekilde bu düşünceler ile saf saf televizyona bakarken telefonumun çalması ile irkildim. Bugün her şeyden korkar olmuştum. Sinir sistemim zayıflamıştı sanki. Arayan kişiyi gördüğümde de zaten tüylerim kalktı. Çünkü Murat arıyordu! Aklı başına yeni gelmiş Murat'dan hayır hiç gelmezdi ve bu affettirme çabaları için maalesef ki çok geç kalmıştı. Ayrıca sesini duymaya da hiç tahammülüm yoktu. Telefon acı acı çalmaya devam ediyordu ama cevaplayarak onu mutlu etmeyecektim.
Çok ama çok sevdiğim, ilklerimi sadece onunla yaşadığım ve her şeyimi paylaştığım adamdan yemiştim o tokadı ben. O yüzden cehenneme kadar yolu vardı. Bunları hiçbir kadın gibi ben de hak etmiyordum.
Aramayı durduğu gibi hemen numarasını engelledim. Murat defteri benim için kapanmıştı. Onu aklımdan uzaklaştırıp kazandığım bu zaferle çok güzel bir uyku çekmeyi planlıyordum şimdi.
****
Kapının ziliyle gözümü açtığımda kalbim deli gibi çarpıyordu. Uykudan yüksek ses sebebiyle uyandığım zamanlar hissettiğim çarpıntıyı bir süre üzerimden atamazdım. Uzanıp telefonun ekranına baktım. Saat 19.00'u gösteriyordu. Abartısız üç saattir uyuyordum. Midemde değişik bir yanma ve ağrı mevcuttu. Stres kaynaklı olduğunu düşünüyordum. Ayrıca şu an gelen hiçbir misafiri de kaldıracak psikolojide değildim. Uyuyor gibi gözükmek sanıyorum en iyisiydi. Yine de kimin geldiğini anlamak için aşağıya kulak kabarttım. O da ne? Yasemin'in sesini duymam ile kalbimin çarpıntısı mutluluktan daha da hızlandı. Aynı anda yataktan fırlayıp aşağı uçmam bir oldu. Hemen koşup arkadaşıma sıkı sıkı sarıldım. Kendimi bütün gün yalnız hissettikten sonra, aslında ona ne kadar ihtiyacım olduğunu şu an fark etmiştim.
"Bu kadar sevineceğini bilseydim daha önce gelirdim. Aşkın mı kabardı kızım? " diyen Yasemin şaşkındı tabi. Benden yana öyle sevgi gösterilerine alışkın değildi kız tabi.
"Yorucu bir gündü Yasemin öyle böyle değil. En aksiyonlusu ve en duygusalından"
Kollarından ayrılıp kendimi koltuğa attım.
" Ne oldu kızım? Gerçekten berbat görünüyorsun? "
Kaş göz yaparak yukarı çıkmamız gerektiğini ima ettim ve birlikte odanın yolunu tuttuk. Ona, olanların kısaca özetini geçerken, gözlerini patlatmış bir şekilde beni dinliyordu.
" Herhalde ben öyle bir şey görseydim bayılmıştım Defne. Sen yine iyi izleyebilmişsin"
"Bir kadın olarak, sağlığımız senin gibi ürkek bir doktora kaldıysa yandık"
"Dalga geçme kızım çocuk bu..Bak ne yapalım biliyor musun? Bence bu konuyu kapatalım ve şimdi nereye gideceğimizi düşünelim. Aslında düşünmeye de pek gerek yok. Gideceğimiz mekan belli sonuçta.."
Onu balık gibi izlediğimi gören Yaseminin tepki gecikmedi.
"...Neee...Ben buraya boşuna mı geldim kızım? Ayrıca farkındaysan il sınırlarına girdiğim gibi, direk seni almaya geldim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIĞIN DEFNESİ
Romance***"Karanlığın Defnesi" wattpad platformunda bu isim ile yayımlanan ilk kitaptır . Diğer aynı ismi taşıyan kitapların bu kitap ile herhangi bir ilgisi yoktur*** **** #romantizm de aylarca 1 numara olarak yer almıştır. *** Kerem Koçak...Otuzlu yaşla...