40-Kerem'in Çelişkileri....

45.1K 2K 628
                                    

Keyifli okumalar diliyor, iddialı ve yine uzun bir  bölümle sizi baş başa bırakıyorum

👑👑👑👑👑

"Kerem beni duyuyor musun sen?"

Gözünü yoldan ayırmıyor ama her zamanki umursamaz tavrına eşlik eden bir duruşla, dikkatini bana verdiğini gösteriyordu.

"Duyuyorum"

"Neden cevap vermiyorsun öyleyse?"

"Çünkü öyle zamanda öyle şeyler söylüyorsun ki, sinirimden cevap veremiyorum Defne "

"Kerem bak, zamanı olmayabilir evet kötü bir gün geçirmiş de olabiliriz ama bu....."

"Defne...Şu an önceliğim sensin. Annen değil. Anlatabildim mi?"

Bugün yaşadıklarım beni yeterince yormuşken, canımdan bile çok sevdiğim ve yeterince hassas olduğum annem hakkında bu şekilde düşünüyor olup, bana saygı duymaması sinirlerimi bozuyordu. Kişisel olarak sorunlar yaşıyor olabilirdik ama bu kadar bencillik de fazlaydı doğrusu.

"Kerem. Benim önceliğim de annem... Ben ona bu olanların ve seninle yaşadıklarımın açıklamasını yapamam. Bu yüzden de kusura bakma ama sürekli seninle yaşayamam ben"

Başını bir anlığına bana doğru çevirip, bakışlarını yüzümde gezdirdi. 

"Ayrıca bunu, açıklama yapamayacağım için değil gerçekten istemiyorum"

Bu konuda ne kadar ciddi olduğumu anladığı yüz ifademden, aynı bakışlarını geri alıp tekrar yola dikti . Sessizliğinden cesaret alarak sözlerime devam ettim.

"Berk tehlikesi dedin anladım ve emin ol ki yanına Yasemin'in sözüne inanarak geldim. Çünkü hayatın beni korkutuyor Kerem. Nerede güvende olduğunu bilememenin nasıl bir şey olduğunu bilemezsin"

"Yoo bilirim" 

Gayet sakin bir şekilde verdiği bu cevaptan en azından beni anlayabileceğini düşünüp, üzerine gitme konusunda ısrarcı olmaya karar verdim. Fakat Kerem, tam da bu sırada arabayı yavaşça yolun kenarına doğru sürmeye başlamıştı. Az ilerledikten sonra kuytu bir yerde durdu. Arkamızdan bulunduğumuz aracın içine vuran farların göz alıcı ışıklarından, diğer araçların da durduklarını anlayabiliyordum. El frenini çeken Kerem'in, bunu yaparken aynı anda telefonu da çalmaya başlamıştı. Arayan arkadaki korumalardan biriydi ve neden durduğumuzu merak ediyorlardı.

"Hayır sorun yok... Farları kapatın yeter"

Konuşması bittikten sonra telefonu elinde bir fazlalık gibi gören Kerem, onu yine nereye koyacağını bilemiyor ve atacak yer arıyordu. Nihayet önümüzde bulunan boş ceplerden birine doğru sert bir şekilde attığında, kendisi de aynı şekilde sürücü koltuğuna biraz daha yayılarak başını arkaya doğru yasladı.

"Yine ne oluyor Kerem?" 

Yürek kalkıntısı dedikleri şey bu olmalıydı. Psikolojim bozulmuştu. Her an, her şeyin olabileceğini bugün daha net anlamıştım çünkü. Tabi Kerem'in bizim için bu kadar çok endişelenmesinin sebebini de... Gömüldüğü koltuktan bedenini benim olduğum tarafa doğru döndürerek konuşmaya başladı. 

"Arabayı kullanamayacak kadar bitkinim şu an. Yoruldum Defne. Yalvarırım sen de beni yorma. Bak senin başına gelebilecek en ufak bir şey beni canımdan eder. Senden sadece bana güvenmeni istiyorum ama sen bunu yapmayı bir türlü başaramıyorsun"

"Sana hiç bir şey söylememem gerekiyor zaten Kerem değil mi? Ben hiç üzülemem, hiç sinirlenemem, hiç korkamam. Hep senin hayatına ve yaşadıklarına saygı duymak zorundayım. Bunun dışında Kerem Bey'imiz sinirlenir falan mazallah"

KARANLIĞIN DEFNESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin