Sabah telefonumdan gelen Pink'in Just Give Me A Reason parçasıyla isteksizce gözlerimi araladım. Başucumda duran telefonuma uzanıp aramayı ekrana bakmadan onayladım ve telefonu kulağıma götürdüm. ''Ne var?''
Pekala, aslında telefonu bu şekilde açan biri değildim ama dün öyle yorulmuştum ki, uykumdan uyandırılmış olmam beni kolayca agresifleştirmişti. Esneyerek gerindim ve yastığı sırtımın arkasına koyup oturur pozisyona geçtim.
''Hey, Dakota? Sana diyorum?'' Başımı iki yana sallayıp duyduğum sesle kendime geldim.
''Ah, merhaba Jo-Jo,'' dedim uykulu ve boğuk çıkan sesimle. ''Sabahın köründe uyandırılmamın sebebini öğrenebilir miyim?''
''Basın toplantısından söz ediyordum,'' dedi, yüzünü göremesemde kaşlarını çattığını hissedebiliyordum. ''Ah, Dakota. Toplantıda bile düzgünce davranamıyorsunuz. Hiçbir halta yaramamış saçma konuşmanız,'' diyerek devam ederken şaşkınca yüzümü buruşturdum.
''Ne diyorsun, Jo? Hiçbir halt anlamıyorum.''
Joanne'in oflayışını işittim. Ne yapmıştık ki? Her şeyi açıklamıştık ve hala haber devam mı ediyordu? Bu saçmalıktı işte. ''Tamam, anladım ben seni. Birazdan orada olurum,'' deyip telefonu kapattım ve haberlerin en yaygın olduğu sosyal paylaşım sitesi olan twitter'a üye girişi yaptım. Anasayfadaki tweet'leri incelemeye başladım. Kısa sürede olay hakkında yapılan birkaç yazı bulmuştum.
@maceysjeans: Televizyonda zap yapıyordum ve bir anda karşıma Zakota çifti çıktı. Birbirleriyle basın toplantısında bile dikkat çekmemeye çalışarak atışmaları ne kadar da romantikti öyle. Ah, göz yaşartıcı. @Dakota_Collins @zaynmalik #ZakotaSaçmalığı
@damen539cool: #ZakotaSaçmalığı kadar komik bir şey görmedim. LOL.
Daha fazla bakmak istemedim ve diğer tweet'leri es geçip twitter'dan çıktım. Hem Zakota da neydi öyle? Bize isim mi takmışlardı? Pekala, genç hayranlarım kendilerine Dakotie diyordu ama daha önce bir ünlüyle ismim birleştirilmemişti ve bu çok tuhaftı. Düşüncelerimi rafa kaldırmak için başımı iki yana salladım. Üstüme ceketimi alıp, ayaklarıma pembe kar botlarını geçirdim ve pastahanenin yolunu tuttum.
Mavi boyalı tahtalarla çevirili minik pastahaneye vardığımda, beklemeden kapıyı açtım ve içeri girdim. Joanne'i görünce oraya ilerleyip karşısına geçtim. Elinde tuttuğu bir gazete parçası ve masanın üstünde duran bir bardak limonata vardı.
''Yine ne oldu?'' dedim ellerimi masanın üstünde birleştirerek.
Elinde tuttuğu gazete parçasını bana doğru çevirerek masaya bıraktı. Gazetenin ilk sayfasında kocaman harflerle yazılı manşete gözüm kaydı ve okudum. 'Önce birlikte yemek yediler ve sonra basın toplantısına katıldılar'
Geçtiğimiz birkaç günden beri kamera karşısına sıkça çıkan ünlü pop yıldızı Zayn Malik ve aktris Dakota Collins, tekrar baş başa görüntülendi. Starbucks'da kısa bir kahvaltı yaptıktan sonra oradan ayrılan çift, ardından basın toplantısında açıklama da bulundu ve kısa bir röportaj verdi. Toplantı boyunca birbirlerinin sözlerini keserek ilişkilerini yalanlarken bile, oldukça gerçek görünüyorlardı.
Röportajdan kısa bir kesit:
R: Pekala. Bizim size sormamız gereken birtakım sorularımız var, aslında daha çok şüphe diyebiliriz. Biliyorsunuz ki, etrafta çalkalanan bir film çekimi haberiniz var. Hayranlar baş roldeki kızı merak ediyorlar. Bu gizemli aktris..Dakota Collins olabilir mi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Love Is Between Us
FanfictionBir aktris. Filmleri gişede kuyruk oluşturuyor, sıkça imza törenine gidiyor, milyonlarca hayranı var. Bir gazeteci onu görüyor ve soruyor: ''Bize aşkı tanımlar mısınız, Bayan Collins?'' Gülümseyerek gazeteciye dönüyor ve cevaplıyor. ''Aşk, sadece...