"Tatlım, kolunu şöyle koy," dedi Patrick, milyonuncu kez pozisyonumuzu değiştirmekten bıkmaksızın. Kolumu Zayn'nin omzuna sabitledim.
Çocuklarla olan fotoğraflar çekilmiş, sadece kapak resmi kalmıştı, ki bu resimde sadece Zayn ile ben olacaktım. "Zayn, umutsuz ve saf bir aşık gibi gözükmek istiyorsan, yüzündeki piç gülümsemeyi yok etmelisin," diye onu uyardı Patrick. Bana göz kaydırdı, "ceketin kırışmış. Martha, şunu bir hallediver!"
Tuttuğum nefesi sertçe geri verdim. Ah, bu fotoğrafı çekebilecek miydik acaba artık?
"Sabretmekten kimse ölmez, canım benim," deyip gülümsedi Patrick. Lanet olsun, bıktım sesli düşünmekten!
Martha, ceketime ve başımdaki şapkaya -Zayn'de de benzeri vardı- çeki düzen verdikten sonra, Patrick bizi perdenin önüne aldı. "Dakota, kendinden emin bir yüz ifadesi takınmalısın. Ne istiyorsan, onu elde edebilen bir tip olman gerek ama sen nedense domates gibi kızarıyorsun. Neyin var, bebeğim?" Güldü, "derin bir nefes al ve umursamazı oyna. Çekiyorum," göz kırptı. Yüzüne yumruğumu geçirmemek için kendimi zor tuttum. Gerçi hoş, beni öfkelendirmesi iyiydi aslında; şimdi ifadesiz ve sert bir şekilde poz verebilirdim ona.
Patrick, parmaklarını üçten geriye sayar gibi teker teker kapattı. Dediği gibi, fotoğraf kamerasına vurdumduymaz ve ukala bir ifadeyle baktım. Kapak tasarımı, siyah beyaz olacaktı. Bu işin hepsini Patrick'e vermişlerdi ve o da zevkle bizi deli ediyordu. Kurguya göre giderek, karakterlerimizin iç dünyasını yüzümüze yansıtmak istemişti kendince. Filmde, Zayn karakteri, aşka inancı olmayan biriydi ve Dakota karakterinin verdiği sevgiyle kalbinin sesini buluyordu. Bu sebeple, Dakota, filmde güçlü bir kız rolündeydi çünkü Zayn'nin
inançsız tarafına karışıp, onu kendine çekmeyi başarıyordu. Eh, bu sebeple de fotoğrafın teması bu şekilde olacakmış işte.Yol boyunca Zayn'nin kokusuna ve nefesine maruz kalmak zorunda olmak yetmezmiş gibi, dokunuşlarının da eklendiği bu koca fotoğraf çekimi serüvenim de sonlandığında, rahat bir nefes almış ve soyunma kabininde kıyafetlerimi değiştirmeye gitmiştim. Her şey tamamdı artık, en azından benim sorumluluğumda olan her şey. Charlie, fragmanı düzenleyecekti. Disk basımlarında da fotoğraflarımız kullanılacaktı. Önümüzde kalan tek şey, filmin ön gösterimiydi. Eh, bu da -izlemekten başka- fazla bir efor gerektirmiyordu neyse ki. Film piyasaya çıkar çıkmaz, çocuklarla beraber mutlaka bir ropörtajımız olacaktı gerçi.
Harry'nin arabasıyla, Amy'i bıraktıktan sonra, çocukların evlerine döndüğümüzde, aklımda Niall'ın doğum günü için hediye almam gerektiği vardı. Onlarla henüz sadece benim doğum günümü ve Liam'ınkini kutlama fırsatım olmuştu, ki Liam'a da beğendiği Nixon marka kol saatini hediye etmiştim. Çocuklar da bana doğum günü pastası hazırlamıştı ve Zayn de yemeğe çıkarmıştı. Set telaşından ötürü hızlıca geçiştirmiştik ama şimdi bitmişti çekimler. Niall'a komik ve bakınca beni hatırlayacağı bir şey almak istiyordum.
Salonda otururken, aklıma gelen fikirle, telefonuma girdim ve internete bağlandım, ardından arama çubuğuna www.amazon.com yazdım. Büyüteç butonunun yanındaki boşluğa ise Bay ve Bayan Patates Kafa diye girdim. Ah, işte bu! Zaten Amazon'da her şey satılıyordu. Sipariş verirken, kargo ile en fazla üç gün içinde geleceğini öğrendim. Hızlıca kart bilgilerimi kaydettikten sonra, adresi de yazıp siparişimi verdim. Yüzümde kocaman bir gülümseme oluşmuştu.
"Bu ne keyif?" diyerek yanıma oturdu Harry. Hemen telefonumdaki sekmeden ayrıldım. Harry ekledi. "Son zamanlarda pek bir gizemli takılıyorsun Duck."
Burnunu şakayla sıktım ve ayağa kalktım. "Sen de pek bir meraklısın, Hazz." Karnımı ovuşturdum, "yemek mi söylesek? Yoksa açlıktan öleceğim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Love Is Between Us
FanficBir aktris. Filmleri gişede kuyruk oluşturuyor, sıkça imza törenine gidiyor, milyonlarca hayranı var. Bir gazeteci onu görüyor ve soruyor: ''Bize aşkı tanımlar mısınız, Bayan Collins?'' Gülümseyerek gazeteciye dönüyor ve cevaplıyor. ''Aşk, sadece...